Yoğun bakımdaki oksijen tüpü şakası öldürmüştü!

İstanbul Şişli'deki bir hastanede, biyomedikal personeli olarak görev yapan kişi ile hemşire arasında başlayan kalem şakası bir hastanın ölümüyle sonuçlandı. Korkunç olay, 20 Şubat 2020'de Şişli'deki hastanede meydana geldi.

Yoğun bakımdaki oksijen tüpü şakası öldürmüştü!

Sabah Gazetesi'nden Dilek Yaman Demir'in haberine göre hastanenin yoğun bakım ünitesinde görev yapan biyomedikal personeli Fatih K., yoğun bakımda hemşire Ekrem K. ile karşılaştı. Bir süre sohbet eden ikiliden Ekrem K. elindeki evrakları imzalamak için Fatih K.'nin cebindeki kalemi aldı.

'KALEMİMİ VER YOKSA OKSİJEN VANASINI KAPATIRIM'

Kalemi geri isteyen Fatih K. karşılık bulamayınca Ekrem K.'yi 'Kalemimi ver yoksa oksijen vanasını kapatırım' diye tehdit etti.

OKSİJEN YETERSİZLİĞİNDEN HAYATINI KAYBETTİ

Ekrem K. kalemi vermemekte ısrar etti. Bunun üzerine Fatih K. oksijen panosunu açarak yoğun bakıma oksijen veren vanayı kapattı. Yaklaşık 1 dakika sonra alarmların çalması üzerine hemşire Ekrem K. yoğun bakımdaki hastaların yanına koştu.

Bu sırada yoğun bakımda yatan Yusuf S., oksijen yetersizliğinden ajite oldu. Hasta, Ekrem K.'nin müdahalesine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

HASTANE AİLEYE DOĞAL ÖLÜM DEDİ

Yaşanan skandal olaya ilişkin hayatını kaybeden Yusuf S.'nin kızı Dicle S.,  önemli açıklamalarda bulundu. Yaşadıkları şoku halen üzerlerinden atamadığını ifade eden Dicle S., 'Biz babamı kulak burun boğaz servisine bademcik iltihabı olduğu için hastaneye yatırmıştık. Aldığı insülinden dolayı yoğun bakım servisine kaldırıldı. Ertesi gün hastane babamızın vefat ettiği bilgisini verdi. Vefatıyla ilgili herhangi bir sebep yoktu sadece entübe olduğu için oksijene ihtiyacı vardı. Hastane ölümün doğal olduğunu söyledi' diye konuştu.

'EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALARI İÇİN HAREKETE GEÇTİK'

Sağlık çalışanların zor şartla altında çalıştığını, kendisinin de bir sağlık çalışanı olduğuna dikkat çeken genç kadın, 'Hastanenin bize babamın ölümünün doğal olduğunu söylemesini anlıyorum. Neticede ben de bir sağlık çalışanıyım.

Bize olayı sağlık çalışanlarının bir ihmali olmadığını söylemelerini de anlıyorum. Olayı öğrenmemizin ardından adli süreç başlattık. Gereken kişilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Bizim hastane tarafından hiçbir şekilde bilgi almamız mümkün olmadı.'

BU BİR CİNAYETTİR

Babalarının vefatının ardından savcılığın 1.5 yıl sonra kendilerini aramalarıyla skandal olaydan haberdar olduklarını anlatan Dicle S., söz konusu hastanede kendisinin de 6 ay görev yaptığını ekleyerek şunları söyledi: 'Babamın ölümüyle ilgili ihmal olduğunu 1,5 yıl sonra savcılığın bizi aramasıyla öğrendik. Yapılan ihmalle ilgili söylenecek bir söz bulamıyorum. Bir hastanın hayatıyla şaka olamaz. Bir hastanın oksijeninin kesilmesinin bahanesi olamaz. Bu sürecin asla peşini bırakmayacağız hukuksal her yola başvurarak sorumlularının en ağır cezayı almasını sağlayacağız. Babamın ölümünün ardından manevi olarak ailecek çökmüş durumdayız. İki tane küçük kardeşim var babamızın hayatta olması kardeşlerimin gelişimi için çok şey değiştirebilirdi. Hastanede ihmal olarak anılan bu durumun telafisi yok. Bir kişi hayatını kaybetti. Yaşanan bu olay hata değil bir cinayettir.'