ZAMANA MEYDAN OKUYAN KADIN NEBAHAT ÇEHRE

1980’lerin sonunda bıraktığı oyunculuğa, 2000’li yıllarda televizyon dizileri ile dönüş yaptı. Aşk-ı Memnu’daki Firdevs rolü kadar zamanı tersine çevirdiğini düşündürecek görüntüsüyle de dikkat çekiyor.

ZAMANA MEYDAN OKUYAN KADIN NEBAHAT ÇEHRE

- Kendinize nasıl bakıyorsunuz?

Yediklerime dikkat ediyorum. Mesela biraz kaçırdığımda kesmeyi bilirim. Maalesef spor yapamıyorum. Ama havalar ısınınca başlayacağım mçünkü tansiyon ve damar tıkanıklığı gibi problemler yaşadım. Geçen yıl dizi için çalışırken bir yandan da stent takıldı.

- Hâlâ toplu konutta mı oturuyorsunuz?

Nebahat Çehre adı çok büyük ama büyük paralar kazanmıyor. Mütevazı bir hayat sürüyorum. Giyime ne kadar meraklıysam eve de o kadar meraklıyım. Eski evlerim çok güzeldi ama onları da sattım.

- Neden sattınız evlerinizi?

Bende satma hastalığı var. Bahçe katında böcek çıktı, sattım.

- Sinemadan iyi para kazandınız mı?

Bir evim bir de arabam var. Bugüne kadar rol aldığım filmler ve dizilerdeki giysilerimi bile kendim aldım.

ÇOCUK YAPMADIM

- Neden çocuk yapmadınız?

Televizyonda ya da birinin kucağında bebek görmek bile beni mutlu eder. Ama çocuk yapmadım. Çünkü üvey baba ile büyüdüm. Gerçi üvey babam iki üniversite bitirmiş, iyi eğitimli bir adamdı, hâkimdi. Ama ben küçük bir kız olarak ciddi biçimde çok acı çektim. Kendime söz verdim; “Yürütebileceğim ve mutlu bir evlilik yaşarsam çocuk yaparım” dedim.

- “İnandığım bir evlilik olsaydı çocuk yapardım” demiştiniz?

Evet. Yılmaz Güney’le evliliğimizin yürümeyeceğini ikimiz de biliyorduk. Tutkulu bir ilişki yaşadık ama birbirimizi yıpratıyorduk. Yine de çok şanslı olduğumu düşünüyorum, sevdim, sevildim. Ve sonra baktım ki, bu ilişkinin devamı onu da beni de yıpratacak, bitmesi gerekiyordu. Bitti. Ama dostluğumuz asla tükenmedi. İkinci evliliğimi Yılmaz’a tam karşıt kutuptan biriyle yaptım. Galatasaraylı basketçi Yavuz Demir ikinci eşim oldu. İsviçre’de okumuş, çok modern ama kadınına da sahip çıkan bir erkekti. Ona âşık da oldum ama çocuk yapabilecek ortam yoktu.

- Şimdi âşık olduğunuz biri var mı?

Aşkın yaşı yok ama yüreğimi hoplatacak birine rastlamadım uzun zamandır.

- Bu da çok acı değil mi sizin gibi biri için?

Ama gerçek olan şu ki, aşk için dezavantajlı bir yaştayım. Kendimden küçük bir erkekle de çıkamam. Beraber olduğum kişiye saygı duymalıyım, ona sırtımı dayayabilmeliyim. İkinci en büyük sorun da benim yaşımdaki erkeklerin çoğunun evli olması, bu yaşta bekâr bir erkekle karşılaşmak lotoyu yakalamak gibi bir şey. Ne kadar zamandır aşksız yaşadığımı söylemekten
utanıyorum.

- Evliliklerinizi sürdüremediğiniz için pişman mısınız peki?

Pişman değilim ama Yılmaz’la yıpranmayı filan bir yana bırakıp “İlişkimizi nasıl sürdürebiliriz” diye düşünseydik keşke. Çünkü o ilişki devam edebilirdi. Severek ayrıldık. İkinci evliliğim de benim yüzümden bitti. İkinci eşimin hayatına adapte olamadım. Çok tutucu ve içe kapanıktım. Yaşadığım hayat ise bir o kadar hareketliydi. Seyahatler, misafirler, kalabalık bunaltıyordu beni.
Kendimize ayıracak zaman kalmıyordu.

PARA İÇİN OYNAMADIM

- “Paraya ihtiyacım olmasa çalışmam” diyor musunuz bazen?

Mesleğimi severek yapıyorum, hiçbir dizide para için rol almadım. Çok parasız kalsam bile benimsemediğim bir hikâyede oynamam. Bazı oyuncuların diziyi küçümsediğini duyuyorum. Bu yanlış.

- Seyirci oynadığınız roller yüzünden sizi “kötü kadın” ve “şımarık kız” olarak kodladı mı?

Rol aldığım filmlerde hep modern kızı oynadım. Bizim seyirci de bu rolü zengin ve şımarık olarak algıladı. Diğer roller konusunda hiç fırsat verilmedi, sadece Yılmaz’la birlikte olduğumuz filmde bu durumdan biraz yırtmıştım. Mahsun Kırmızıgül, Güneşi Gördüm’de oynatmak istediğini söylemişti. Aradığında, “Hani ben de oynacaktım” dedim.“Abla seni nasıl oynatsaydım, öyle bir karakter canlandırıyorsun ki, filme hiç uymazdı” diye cevap verdi. Oysa ben oyuncuyum, 94 film yaptım, her rolü oynarım.

Füsun Saka /Habertürk