Tuğçe Tayfur: 'Keşke annem ve babam barışsa'
Ferdi Tayfur’la Necla Nazır’ın kızı Tuğçe Tayfur, “Babamla düet yapmak benim en büyük isteğimdi. O da oldu.. Babam beni kırmadı” dedi.
Sözcü'den Yüksel Şengül'ün röportajı..
Onun sesi yüreğimi kabartıyor
Baban bakarsın müziğe dönüp yeni bir başlangıç da yapabilir…
Tuğçe Tayfur: Babamın yeniden müziğe dönmesini çok istiyorum. Asla köşesine çekilmemeli, asla unutulmamalı (gözleri doluyor). Onun gibi arabesk müziğin ilahı olmuş, milyonları peşinden koşturmuş bir sanatçı ve onun gibi sanatçılar her zaman hayatlarımızda olmalılar.
Mesela, her hafta mutlaka bir kanalda babamın eski filmlerine rastlıyorum. Onu görünce, sesini duyunca yüreğim kabarıyor. O gençlik hali, o sağlıklı görüntüsü beni çok etkiliyor. Ben babamın sanatıyla her zaman gurur duydum.
Ferdi Tayfur’un bir dönem muhteşem konserleri olurdu, hatırlar mısın?
Tuğçe Tayfur: Elbette hatırlıyorum. Hepsini değil ama bazılarını biliyorum. Bir gün babamla aynı sahneyi paylaşırsam bu dünyanın en mutlu insanı olacağım. Bu benim en büyük düşüm, en büyük arzum.
Şimdi planınız nedir?
Taner Şafak: Bahar aylarında üniversite şenliklerine katılıp, Tuğçe ile birlikte konserler vermek istiyoruz. Bu konserler çok önemli.
Bu maxi single nasıl oluştu, nasıl hazırlandı?
Tuğçe Tayfur: Müzik hayatım, bana hamileyken sahneye çıkan annemin (Necla Nazır) karnında başladı. Elbette babamın (Ferdi Tayfur) etkisi çok büyük. Küçük yaşta hem piyano hem keman dersleri, Günay Acar’dan da şan eğitimi aldım. Dolayısıyla müzikle her zaman iç içe oldum. Şair ve şarkı sözü yazarı, aynı zamanda babamın yakın dostu Ahmet Selçuk İlkan’ın teşvikleriyle bu maxi single’ı hazırlama fikri doğdu. Zaten maxi single’ın süpervizörlüğünü de o yaptı.
En büyük sürpriz Ferdi Tayfur’un uzun zaman sonra stüdyoya girip kızıyla düet yapması oldu. Nasıl ikna ettin babanı?
Babamla düet yapmak benim en büyük isteğimdi. Şarkıyı bir türlü seçemedik. O kadar çok şarkısı var ki babamın.
Taner Şafak: Şarkıyı ben seçtim. Ferdi Bey’in bana göre en duygu yüklü şarkısı ‘Huzurum Kalmadı.’ Ben Tuğçe’nin bu şarkıyı okumasını istedim, Tuğçe de onaylayınca oldu.
Tuğçe Tayfur: Bu şarkı beni o kadar çok etkiledi ve o kadar çok ağlattı ki, anlatamam. Şarkıyı okumak için stüdyoya girerken tüm vücudum titriyordu. Şarkıya girip “Bilsen uzaklarda kimler ağlıyor” dedim ve ağlamaya başladım. Şarkıyı sık sık hıçkırıklarım böldüğü için üç günde okuyabildim ve üç gün sürekli ağladım.
Sanırım Tayfur ailesinin yaşadıklarıyla bu şarkı çok örtüşüyor…
Tuğçe Tayfur: Evet… Annemle (Necla Nazır) babamın (Ferdi Tayfur) ayrılığı, yaşadıkları, babamın hastalanması ve bütün olumsuzluklar bu şarkıyı okurken gözyaşı olup yanaklarımdan sicim gibi akıp, gitti.
Babanla birlikte mi girdiniz stüdyoya?
Tuğçe Tayfur: Yok, ben önce girip okudum, sonra babama dinlettim. Çok beğendi. Baba, bu şarkıda seninle düet yapmak istiyorum dedim. Kabul etti. Babam bana “Hayır” diyemez. Mikrofonlardan stüdyolardan uzun süre uzak kalmıştı, özlemişti. 2009’dan beri altı yıldır babam müzikten uzak kaldı.
Bizim evde kahkaha asla eksik olmazdı…
Senin oyunculuk yanını biliyorum ama şarkı söylediğini bilmiyordum.
Taner Şafak: New Jersey’de Bergen Commonity College’de oyunculuk üzerine eğitim aldım. Ama benim için müzik konusu Tuğçe ile birlikte başladı. Beni karım Tuğçe keşfetti. Biz 2012’de Amerika’da evlendik. O arada Tuğçe, maxi single’ımıza adını veren Kalp Dayanmaz şarkısını bestelemişti. Onunla birlikte ben de müziğe yöneldim. Bana işin tekniğini, diyaframımı nasıl kullanmam gerektiğini öğretti. Türkiye’ye dönünce de maxi single’da yer verdiğimiz Köle Olup ve Yok Olsam adlı şarkıları birlikte hazırladık.
Daha önce de senin bestecilik yanın var mıydı Tuğçe?
Tuğçe Tayfur: 13 yaşımdan beri beste yapıyorum. Babamın (Ferdi Tayfur) okuduğu bana ait olan pek çok şarkım var.
Mesela…
Tuğçe Tayfur: Evde Yoktun, Bekle Beni, Elim Kolum Bağlı, Ah Akşamlar adlı şarkılarımı babam (Ferdi Tayfur) albümlerinde okudu. Dolayısıyla benim müzikteki profesyonelliğim 13 yaşımda başladı. Babam eve gelince eline gitarı alır, besteler yapardı. O gitar sesi ve babamın besteleri benim yüreğimi müzikle doldurdu her zaman. O yılları düşününce, üçümüzün birlikte yaşadığı evin neşesi ve kokusunu anımsıyorum. Çok başkaydı. Annemle babamın saatlerce sıkılmadan sohbet edip, espriler yaparak güldüklerini hatırlıyorum. Bizim evden kahkaha eksik olmazdı. Hem babam hem annem espri yapmasını çok severlerdi.
Babanla düet yaptın, konser vermeyi planlıyorsun… Peki ya oyunculuk…
Tuğçe Tayfur: Annemin Ateşböceği filminin çekilecek yeni versiyonunda oynamak isterim. Ayrıca annemle babamın tanıştığı Çeşme filmini çok seviyorum.
Taner Şafak: Tuğçe ile birlikte bir gençlik dizisinde oynamayı çok istiyorum.
Tuğçe Tayfur: Televizyona sohbetli bir müzik programı yapmak istiyorum.
İlk programına da annenle babanı konuk alırsın…
Tuğçe Tayfur: Keşke annemle babam barışsa, ne iyi olur. Yalnız ben değil, hayranları da sevinir.
Annem ”Babanın önünde eğil” dedi
Baban altı yıldır müzikten uzak. Bu arada konserleri olmuyor muydu?
Tuğçe Tayfur: Avrupa konserlerinde playback okuyordu şarkılarını. Geçirdiği felç sonrası zorlanıyordu. Ama benimle stüdyoya girdi ve okudu. Sonra ikimizin okuduğu bu şarkı montaj masasında düet şekline dönüştürüldü. Klibini de çektik ve çok sevildi. Klibin senaryosu annemden çıktı. Babamla dans etmemi, sonunda onun önünde eğilmemi ve gerekenleri o söyledi.
Onun sesi yüreğimi kabartıyor
Baban bakarsın müziğe dönüp yeni bir başlangıç da yapabilir…
Tuğçe Tayfur: Babamın yeniden müziğe dönmesini çok istiyorum. Asla köşesine çekilmemeli, asla unutulmamalı (gözleri doluyor). Onun gibi arabesk müziğin ilahı olmuş, milyonları peşinden koşturmuş bir sanatçı ve onun gibi sanatçılar her zaman hayatlarımızda olmalılar.
Mesela, her hafta mutlaka bir kanalda babamın eski filmlerine rastlıyorum. Onu görünce, sesini duyunca yüreğim kabarıyor. O gençlik hali, o sağlıklı görüntüsü beni çok etkiliyor. Ben babamın sanatıyla her zaman gurur duydum.
Ferdi Tayfur’un bir dönem muhteşem konserleri olurdu, hatırlar mısın?
Tuğçe Tayfur: Elbette hatırlıyorum. Hepsini değil ama bazılarını biliyorum. Bir gün babamla aynı sahneyi paylaşırsam bu dünyanın en mutlu insanı olacağım. Bu benim en büyük düşüm, en büyük arzum.
Şimdi planınız nedir?
Taner Şafak: Bahar aylarında üniversite şenliklerine katılıp, Tuğçe ile birlikte konserler vermek istiyoruz. Bu konserler çok önemli.
Bu maxi single nasıl oluştu, nasıl hazırlandı?
Tuğçe Tayfur: Müzik hayatım, bana hamileyken sahneye çıkan annemin (Necla Nazır) karnında başladı. Elbette babamın (Ferdi Tayfur) etkisi çok büyük. Küçük yaşta hem piyano hem keman dersleri, Günay Acar’dan da şan eğitimi aldım. Dolayısıyla müzikle her zaman iç içe oldum. Şair ve şarkı sözü yazarı, aynı zamanda babamın yakın dostu Ahmet Selçuk İlkan’ın teşvikleriyle bu maxi single’ı hazırlama fikri doğdu. Zaten maxi single’ın süpervizörlüğünü de o yaptı.
En büyük sürpriz Ferdi Tayfur’un uzun zaman sonra stüdyoya girip kızıyla düet yapması oldu. Nasıl ikna ettin babanı?
Babamla düet yapmak benim en büyük isteğimdi. Şarkıyı bir türlü seçemedik. O kadar çok şarkısı var ki babamın.
Taner Şafak: Şarkıyı ben seçtim. Ferdi Bey’in bana göre en duygu yüklü şarkısı ‘Huzurum Kalmadı.’ Ben Tuğçe’nin bu şarkıyı okumasını istedim, Tuğçe de onaylayınca oldu.
Tuğçe Tayfur: Bu şarkı beni o kadar çok etkiledi ve o kadar çok ağlattı ki, anlatamam. Şarkıyı okumak için stüdyoya girerken tüm vücudum titriyordu. Şarkıya girip “Bilsen uzaklarda kimler ağlıyor” dedim ve ağlamaya başladım. Şarkıyı sık sık hıçkırıklarım böldüğü için üç günde okuyabildim ve üç gün sürekli ağladım.
Sanırım Tayfur ailesinin yaşadıklarıyla bu şarkı çok örtüşüyor…
Tuğçe Tayfur: Evet… Annemle (Necla Nazır) babamın (Ferdi Tayfur) ayrılığı, yaşadıkları, babamın hastalanması ve bütün olumsuzluklar bu şarkıyı okurken gözyaşı olup yanaklarımdan sicim gibi akıp, gitti.
Babanla birlikte mi girdiniz stüdyoya?
Tuğçe Tayfur: Yok, ben önce girip okudum, sonra babama dinlettim. Çok beğendi. Baba, bu şarkıda seninle düet yapmak istiyorum dedim. Kabul etti. Babam bana “Hayır” diyemez. Mikrofonlardan stüdyolardan uzun süre uzak kalmıştı, özlemişti. 2009’dan beri altı yıldır babam müzikten uzak kaldı.
Bizim evde kahkaha asla eksik olmazdı…
Senin oyunculuk yanını biliyorum ama şarkı söylediğini bilmiyordum.
Taner Şafak: New Jersey’de Bergen Commonity College’de oyunculuk üzerine eğitim aldım. Ama benim için müzik konusu Tuğçe ile birlikte başladı. Beni karım Tuğçe keşfetti. Biz 2012’de Amerika’da evlendik. O arada Tuğçe, maxi single’ımıza adını veren Kalp Dayanmaz şarkısını bestelemişti. Onunla birlikte ben de müziğe yöneldim. Bana işin tekniğini, diyaframımı nasıl kullanmam gerektiğini öğretti. Türkiye’ye dönünce de maxi single’da yer verdiğimiz Köle Olup ve Yok Olsam adlı şarkıları birlikte hazırladık.
Daha önce de senin bestecilik yanın var mıydı Tuğçe?
Tuğçe Tayfur: 13 yaşımdan beri beste yapıyorum. Babamın (Ferdi Tayfur) okuduğu bana ait olan pek çok şarkım var.
Mesela…
Tuğçe Tayfur: Evde Yoktun, Bekle Beni, Elim Kolum Bağlı, Ah Akşamlar adlı şarkılarımı babam (Ferdi Tayfur) albümlerinde okudu. Dolayısıyla benim müzikteki profesyonelliğim 13 yaşımda başladı. Babam eve gelince eline gitarı alır, besteler yapardı. O gitar sesi ve babamın besteleri benim yüreğimi müzikle doldurdu her zaman. O yılları düşününce, üçümüzün birlikte yaşadığı evin neşesi ve kokusunu anımsıyorum. Çok başkaydı. Annemle babamın saatlerce sıkılmadan sohbet edip, espriler yaparak güldüklerini hatırlıyorum. Bizim evden kahkaha eksik olmazdı. Hem babam hem annem espri yapmasını çok severlerdi.
Babanla düet yaptın, konser vermeyi planlıyorsun… Peki ya oyunculuk…
Tuğçe Tayfur: Annemin Ateşböceği filminin çekilecek yeni versiyonunda oynamak isterim. Ayrıca annemle babamın tanıştığı Çeşme filmini çok seviyorum.
Taner Şafak: Tuğçe ile birlikte bir gençlik dizisinde oynamayı çok istiyorum.
Tuğçe Tayfur: Televizyona sohbetli bir müzik programı yapmak istiyorum.
İlk programına da annenle babanı konuk alırsın…
Tuğçe Tayfur: Keşke annemle babam barışsa, ne iyi olur. Yalnız ben değil, hayranları da sevinir.
Annem ”Babanın önünde eğil” dedi
Baban altı yıldır müzikten uzak. Bu arada konserleri olmuyor muydu?
Tuğçe Tayfur: Avrupa konserlerinde playback okuyordu şarkılarını. Geçirdiği felç sonrası zorlanıyordu. Ama benimle stüdyoya girdi ve okudu. Sonra ikimizin okuduğu bu şarkı montaj masasında düet şekline dönüştürüldü. Klibini de çektik ve çok sevildi. Klibin senaryosu annemden çıktı. Babamla dans etmemi, sonunda onun önünde eğilmemi ve gerekenleri o söyledi.