Issız Adam hakkındaki iddialara yanıt verdi!..

Cemal Hünal'ın eşi Lale Cangal ile birlikte rol alacağı tiyatro oyunundan ayrıldığı iddia edilmiş, oyununun yönetmeni Savaş Mutlu; Hünal'ı sert bir dille eleştirmişti.

Issız Adam hakkındaki iddialara yanıt verdi!..

Ben Eylül ortasından beri John Osbourne'un Öfke oyununu çıkarmak için Savaş Mutlu ile bir aradaydım. Sinem Soner, Lale Cangal ve Levent Sülün ile Kasım başından beri bu oyunu sahnelemek için canla başla çalıştık. Haftanın altı günü büyük fedakarlıklara seve seve ve sorgusuz sualsiz katlanarak çok emek verdik.

Oyunun çıkmasına beş gün kala oyuncuların hepsi tiyatroyu ve yönetmeni neden terk eder ve yeni bir oluşumla yola devam etmeyi tercih eder? Ve neden bu konuda bu saate kadar bir basın açıklaması yapmaz?

İşin gerçeği şu ki biz kendisine, oyuncularına, sigortasız çalıştırıp maaşlarını ödemediği asistanlarına ve tiyatrosuna fazlasıyla zarar veren Savaş Mutlu'ya daha fazla zarar vermek istemediğimiz için sessiz kaldık. Geçen hafta boyunca çıktığım bir çok canlı yayında da bu konudan bahsetmekten kaçındım çünkü kendini bu kadar baltalayan bir insana bir balta da ben vurmak istemedim.

Biz oyuncular, teknik ekip ve asistanlar olarak yeni bir oluşuma geçmek zorunda kaldık: Sebebi Savaş Mutlu'nun oyunun telif haklarını almamış olması ve bu konuda aylardır bize yalan söylemesidir.

Ben Savaş Bey ile ilk tanıştığım günlerde kendisi oyunun Türkiye haklarını satın aldığını söylemişti. Biz oyuncular olarak tabi ki sevgili yönetmenimizi sorgulamadık ve her sözüne inandık... Her öğrencinin hocasına, her oyuncunun yönetmenine sorgusuz sualsiz, bir çocuk saflığı ile inandığı gibi...

Zaman içerisinde çalıştıkça maalesef oyunun rejisinde sıkıntılar çekmeye başladık ve Savaş Bey oyunun rejisini Sinem Soner'e teslim etti. Sevgili Sinem bu iş için biçilmiş kaftandı. Kendini yıllardır oyunculuğa ve oyuncu yetiştirmeye adamış olan ve çok profesyonelce oyunu yerden kaldıran Sinem kısa sürede mucizeler yarattı.

Savaş Bey hala oyunun yönetmeni olarak anılmasına rağmen mutlu olacağına Sinem Soner'e karşı son derece saldırgan bir tavır takınmayı tercih etti ve bu tavır her geçen gün daha dayanılmaz bir hal aldı. Hepimiz için... Ben Savaş Bey'le defalarca konuşarak bu tavrının ne kadar yanlış olduğunu ifade ettim, her seferinde hepimizin önünde yanlışını kabul etti ancak tavırları değişmedi.

Değişmeyen bir şey daha vardı: Sinem Soner'in profesyonelliği, özverisi ve işine olan saygısı... Tüm baskılara rağmen Sinem hiç bir açık vermeden severek işine devam etti... severek...

Tiyatro para için yapılmaz... anlamsız olurdu değil mi... böyle bir beklenti... Bu bir aşktır... kendini ifadeye açlıktır, sahne tutkusuna kanını canını vermektir... Biz hiç birimiz Savaş Bey ile para bile konuşmadık... Oyunun çıkmasına beş gün kalmışken bile...

Ve işte o günlerde Levent Sülün beni aradı. Oyunun telifinin Mayıs sonuna kadar bir arkadaşında olduğunu söyledi. Sinirli bile değildi ama hayal kırıklığına uğramış ve anlaşılabilir bir şekilde dehşet içindeydi. Ben hemen Savaş Bey'i aradım. Savaş Bey ‘tabi ki' oyunun telifini aldığını söyleyince ben hemen Levent'i aradım. Şüpheye bile düşmedik... niye düşelim ki... aşkın gözü kör...

Ertesi gün provaya gittiğimizde Savaş bey'in ne kadar huzursuz olduğunu görmemek için kör olmak gerekir... Levent tekrar arkadaşıyla konuşup üzerine oyunun telifinden sorumlu şirketi aramış.. Ve bilin bakalım ne olmuş...

Savaş Mutlu Öfke oyununun telifi için başvuruda bulunmamış bile! Biz oyunu KORSAN oynayacağız! Oynattığı diğer oyunun da telifi elinde değil... Ve bundan önce oynattığı diğer oyunun da... ve daha da öncesine dayanan bir korsan tarihçe...

Oyunlarını üçer kez oynatıp sahneden kaldırılan, korsan oyunların posterleri ile göz boyayan bir tiyatro sahibi, bir yönetmenin kucağındayız!

Birbirimize baktık... şaşkın... hala aptal ve umutluyuz... Sahneye çıktık provaya başlayacağız- ve ben Savaş Bey'e telif yazışmalarını ve belgesini görmek istediğimi söyledim!

Bir anda beti benzi attı ve bakın tepkisi ne oldu: Sinem Soner'e dönerek ‘SİNEM! KOVULDUN- BEN SENİNLE ÇALIŞMAK İSTEMİYORUM' dedi... Oyunun çıkmasına BEŞ gün kala! Kaçak mal taşıdığı için limana girmemesi gerektiğini anlayan kaptan gemisini batırmaya karar verdi!

Ben Savaş Bey'e açıkça böyle bir haksızlık üzerine kendisi ile çalışmayacağımı söyledim. Plan meğersem baştan belliymiş- Telifin başkasında olduğunu çok geç öğrenen Savaş Bey oyunu Mayıs sonuna kadar erteleyebilmek için Sinem'i son anda kovmayı planlıyormuş meğersem...

Oyunun telifi yok... oyuncuların sözleşmesi yok... yönetmen yok! Ne kaldı geriye?

Biz biz oyuncular kaldık! Teknik ekip ve asistanlar! Sinem'in arkasından çıktık! O na yetiştik! Oyunun telif sahibini bulduk ve O'nu da ortak ettik ve Tiyatro Arı'yı kurduk. Hep beraber!

Haklı olduğumuzu gören organizatör abilerimiz bize Trump Towers da 25 Şubat pazartesi akşamı galamızı yapabilmek için salonu verdiler!

Sessizce yolumuza devam etmeyi seçtik... Çalıştığımız sahnenin onurunu zedelememeye karar verdik ve önümüze baktık... Aylardır emek verdiğimiz bir işin de ÇÖP olmasına mani olduk. Sebebimizde haklı olmasak oynayacak sahne de bulamazdık zaten.

Ben bu güne kadar bu konuda bir açıklama yapmadım- sebeplerini tekrar saymak istemiyorum. Ancak Savaş Bey beni bu cevabı yazamaya zorladı... yaptığı basın açıklaması ve seçtiği çirkin kelimelerle...

Bunu telaffuz etmek zorunda kaldığım için çok üzgünüm. Amacına sadık, santını seven arkadaşlarımla yola devam edebildiğim için çok mutlu...

Sevgilerle
Tiyatro Arı adına Cemal Hünal