Sacit Aslan yazdı: 'TV Eleştirmeni değil, o bir dahi(!)'

"...Televizyonlarda olan şu; bir adamın hem köşe yazıyor, hem TV eleştirmeni, hem kendisi ya bir programın jürisi veya bir şekilde parçası olması artık sabırları zorluyor."

Sacit Aslan yazdı: 'TV Eleştirmeni değil, o bir dahi(!)'

İnsanlık istediğin zaman hemde kendin için değil bütün insanlar için neredeyse kabahat olan şu günlerde medyanın farklı davranması mucize olurdu.
Ama bu şartlarda bile insaf sınırlarını zorlayan ekran olaylarına tanık oluyoruz.

Futbolda olmayacak çok şeye tanık olduk, ama bir hakemin hem hakemlik yapıp hem futbol oynadığına daha tanık olmadık.

Yani şu yazacaklarım futbolda bile olmadı.

Televizyonlarda olan şu; bir adamın hem köşe yazıyor, hem TV eleştirmeni, hem kendisi ya bir programın jürisi veya bir şekilde parçası olması artık sabırları zorluyor.

Patron  aynı adama  bir çok iş yaptırarak sürümden kazandırıyor kendiside maliyet düşürüyor  olabilir, ama özellikle ekranlarda artık bu ucuz işlerin adamları tamamen inandırıcılıklarını yitirmiş ve el attıkları her alanı ucuzlatmış durumdalar.

Kendi grubundaki programları eleştiremezken diğerlerini acımasızca eleştirmesi ve hepsini izliyormuşcasına tenkidler yağdırması ise bırakın mesleki ahlaka uygun olmasını, inandırıcı, etkili de değil.

Bu üstün zekalı(!) bir röportajında bunca programı aynı anda evine yerleştirdiği beş altı televizyon ekranından aynı anda izlediğini iddia etmişti, hadi ekranları yerleştirdin salona manyak gibi, ya da öyle zengin ki çalışma odasında 6 ekran var, her birinin de çok ekran açma özelliği varsayalım ve tvlerini 4'le çarpalım düşünün 24 programı aynı anda izleyebiliyor, kardeşim bu ne beyindir?

24 programı aynı anda algılyor ve eleştiriyor, vallahi adamı Tubitak’a yerleştirmek lazım bırakın Türk Medya tarihine geçmeyi insanlık tarihine geçiyor demektir, insan böyle bakıncada üzülüyor adamın haline madem böyle bir beynin var yazık değil mi sana kardeşim kendini kıçıkırık işlerle ziyan ediyorsun.

İletişim, gazetecilik üzerine nutuklar atan, yazılar yazan özellikle iletişim fakültesi kökenlilerin bu davranışları aldıkları diplomalarla ilgili insanın aklına Ziya Paşa’nın meşhur sözlerini getiriyor.

Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma Zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir.

İletişim fakültesi mezunu olmakla iyi iletişimci olmak arasındaki fark insanla altın semer takmış eşşek arasındaki fark olsa gerek.

Geçenlerde Beyaz’ın programını izliyordum, aklıma geldi bütün bunlar, Hay Allah niye ki acaba?

Bende böyle oldum, olmadık anlarda aklıma olmadık işler geliyor, halbuki işin kolayı var otur önüne konanı eşşek gibi izle, olmuyor işte genlerim tutmuyor.

Sacit ASLAN