Seda Kaya yazdı: 'Dünün ve bugünün gençleri'

"...Dünün gençleri olan bizler de bugünün gençlerini eleştiriyoruz. Onları saygısız buluyoruz. Örneğin toplu taşımalarda yer vermemeleri en çok eleştirildikleri konuların başında geliyor."

Seda Kaya yazdı: 'Dünün ve bugünün gençleri'
Yeni Asır'dan Seda Kaya'nın bugünkü yazısı..

Tarihin her döneminde büyükler küçükleri eleştirmişler. Özellikle de gençleri. Örneğin Aristotales, yaşadığı dönemde, yani M.Ö. 350 yılında "Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar" diye yazmış.

Ondan yaklaşık 450 yıl sonra Hesiod ne demiş dersiniz: "Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağır başlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar."

Döngü hiç değişmiyor. Bizim gençliğimizde de yetişkinler bizleri eleştiriyordu. Erkeklerin saçlarını ve favorilerini uzatmasını, kızların mini etek giymesini veya kot pantolondan başka bir şey giymek istememesini, sokaklarda el ele dolaşmamızı, yüksek sesle konuşmamızı ve her şeye gülmemizi vs...

KUŞAK FARKI

Dünün gençleri olan bizler de bugünün gençlerini eleştiriyoruz. Onları saygısız buluyoruz. Örneğin toplu taşımalarda yer vermemeleri en çok eleştirildikleri konuların başında geliyor. Cep telefonlarıyla haddinden fazla ilgilenmeleri ya da toplumsal konulara duyarsız olmaları, gereğinden fazla bencil olmaları vs...

Bugünün gençleri de yarının gençlerini eleştirecek. Çok doğal. Çünkü büyüdüğümüz ortam, koşullar, değerler, sistemler farklı. Çocukluğunda evinde telefon olmayan bir yetişkinin, gözünü açtığı anda cep telefonuyla tanışan bir genci anlaması mümkün değil elbette ama o genç ne yapsın?

Ağladığında anne-babası cep telefonlarındaki oyunlarla ilgisini çekmeye çalışır ve oyalansın diye cep telefonundan video veya resim indirirse, o çocuk da cep telefonunu giysisi gibi vazgeçilmez bir eşya olarak algılayacaktır.

Sonuçta çocukları yetiştirenler de dünün eleştirileni olan gençler. Onlar da kendi koşullarına ve değer yargılarına ve kendi anne-babalarında eleştirdikleri konuların dışında kurallarla yetiştiriyorlar çocuklarını. Bencil olmalarını da onlar sağlıyor.

ANLAMAYA ÇALIŞMAK

Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişen gençler uyumluydu. Bin sonrakiler kuralcı oldu. Onlardan sonra gelenler rekabetçi. Şimdikiler yaratıcı. Bir sonrakiler kim bilir ne olacak?

Bildiğimiz eleştirmelerin devam edeceği. Ben de eleştiriyorum. Eleştirirken anlamaya da çalışıyorum. Kızamıyorum yani. Örneğin toplu taşımada yer vermemelerine hak veriyorum. Zira sabahın köründen itibaren yollardalar. Genç olmaları yorulmayacakları ve hasta olmayacakları anlamına gelmiyor. Çok yaşlılara yer veriyorlar aslında. Bastonuyla binen veya ayakta durmakta zorluk çekenlere. Saatlerce bekledikten sonra yer bulup oturdukları yeri başkasına vermeye gönüllü olmamakta haklılar. Olması geren asgari 50-60 kişilik otobüslere 200 kişinin binmemesi. Ulaşımın daha insancıl koşullarda giderilmesi.

Bu noktada Atatürk'ün gençlerle ilgili sözlerini hatırlamakta yarar var. Ne diyordu gençliğe hitabında: "Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz."