Üniversiteli gençlere tuzak!
Oktar operasyonlarında yakalanan üç kişinin özel bir üniversitede görevli çıkması üzerine örgütün gençlere ulaşmak için özel strateji geliştirdiği şüphesi doğdu.
Vatan Gazetesi'nin haberine göre Adnan Oktar
grubuna yönelik operasyonlarda tutuklanan üç kadının bir özel
üniversitede görev yapıyor olmaları, örgütün varlıklı ailelerin
gençlerine ulaşmak için çalıştığı iddiasını gündeme getirdi.
Operasyonlarda Ebru Barutçu, Sermin Karakale ve Ebru Fişek isimli
üç kişi de tutuklanmıştı. Ebru Barutçu’nun özel üniversitede
rektörün özel kalemi olarak çalıştığı, Sermin Karakale’nin aynı
üniversite tıp fakültesi yardımcı dekanı, Ebru Fişek’in ise
mühendislik fakültesi dekanlığı idari koordinatörü olarak görev
yaptıkları tespit edildi. Gözaltına alınan bu kişilerle ilgili
üniversite açıklama yaparak ilişiklerinin kesildiklerini
belirtti.
‘Bacılar’ grubu
Adnan Oktar bağlantılı üç ismin birbirine çok benzer pozisyonlarda görev aldıkları belirtilirken bu kişilerin hem işe alım yetkisine sahip oldukları hem de öğrencilerle yakın ilişki kurma olanağına sahip olduğu vurgulandı. Savcılık da yaptığı soruşturmada bu üç kadının da özellikle örgütün üniversite öğrencilerine ulaşma konusunda strateji güttüğü ve bu konuda örgütün çalışmalarını yönlendirdikleri üzerinde duruyor.
Sermin Karakale’nin örgütün çalışan ‘Bacılar’ grubunda yer aldığı, örgütün evinde kalarak kazancını yine örgüte aktardığı öne sürüldü. Oktar adına çıkan kitaplar ve diğer bazı yayınlarda yazım işlerinde görev aldığı belirtilen Karakale’nin, örgütün yurt dışı bağlantılarını kurduğu ve yabancılarla iletişimi sağladığı da kaydedildi.
Ebru Fişek’in de yine aynı grup içerisinde olduğu, örgüt evinde kalıp gelirini örgüte aktardığı belirtildi. Fişek’in de Oktar adına çıkan makalelerin yazımında görev yaptığı söyleniyor. Örgütün Bacılar grubunda olan Ebru Barutçu’nun da örgüt evlerinde kaldığı, ‘nöbet’ adı verilen Kandilli’deki merkeze nöbete giderek günlük işlerin yapılmasını takip ettiği iddialar arasında.
‘Bacılar’ grubu
Adnan Oktar bağlantılı üç ismin birbirine çok benzer pozisyonlarda görev aldıkları belirtilirken bu kişilerin hem işe alım yetkisine sahip oldukları hem de öğrencilerle yakın ilişki kurma olanağına sahip olduğu vurgulandı. Savcılık da yaptığı soruşturmada bu üç kadının da özellikle örgütün üniversite öğrencilerine ulaşma konusunda strateji güttüğü ve bu konuda örgütün çalışmalarını yönlendirdikleri üzerinde duruyor.
Sermin Karakale’nin örgütün çalışan ‘Bacılar’ grubunda yer aldığı, örgütün evinde kalarak kazancını yine örgüte aktardığı öne sürüldü. Oktar adına çıkan kitaplar ve diğer bazı yayınlarda yazım işlerinde görev aldığı belirtilen Karakale’nin, örgütün yurt dışı bağlantılarını kurduğu ve yabancılarla iletişimi sağladığı da kaydedildi.
Ebru Fişek’in de yine aynı grup içerisinde olduğu, örgüt evinde kalıp gelirini örgüte aktardığı belirtildi. Fişek’in de Oktar adına çıkan makalelerin yazımında görev yaptığı söyleniyor. Örgütün Bacılar grubunda olan Ebru Barutçu’nun da örgüt evlerinde kaldığı, ‘nöbet’ adı verilen Kandilli’deki merkeze nöbete giderek günlük işlerin yapılmasını takip ettiği iddialar arasında.