Yeşim Büber beş yıldır teknede yaşıyor
Şehrin merkezinde, Cihangir ve daha sonra Gümüşsuyu’nda oturdu. Beş senedir teknede yaşıyor...
Bu radikal kararı nasıl verdiğini ise şöyle anlatıyor: “Sevgilim sayesinde tekneyle tanıştım. Önceden babasının teknesi vardı, onunla vakit geçiriyorduk. Dokuz yıl önce ise kendi teknemizi edindik. Birlikte yolculuk hayalleri kurmaya başladık. Bu hayaller, şehirden de uzaklaştırdı bizi. Ve beş yıl önce evimizi kapatıp, eşyalarımızdan ve tüm fazlalıklardan kurtulup tekneye geçtik. Öyle güzel bir hafiflik duygusuydu ki anlatamam. Tekneye sadece iki bavulla geldik.
Bir de kitaplarımız... O zaman şunu fark ettim; tüketime
dikkat eden bir insan olmama rağmen, bir sürü gereksiz eşyayla
yaşıyormuşuz ve fazlalıklar bizi mutsuz eden şeylermiş.” Yeşim
Büber teknede yaşamaya başladıktan sonra hayatında pek çok şeyin
değiştiğini söylüyor: “Kendimle daha yakın bir ilişki kurdum. Deniz
biraz insanın hayatına başka türlü bir hakimiyet getiriyor. Şehirde
bunu unutmuş durumdayız. Buzdolabının üzerinde bir sürü telefon
numarası var. Kafeden tesisatçıya kadar... Arıyorsun geliyorlar.
Denizdeyken hiç kimseyi arayamıyorsunuz. Başınızın çaresine bakmayı
öğreniyorsunuz.” Bu arada oyunculuğa ne oldu peki:
“Oyunculuk hayatımın ilk sırasında değil artık. Daha seçici
olmaya başladım. Bu yolculuklar haliyle daha az iş almamı
gerektiriyor.” Yeşim’in mutluluk tarifi: “İnsanlar hep daha
mükemmel olma ihtiyacı içinde. Genellikle yalan mutluluklar
yaratılıyor. Boşluk duygusuyla alışveriş yapmak, en son çıkan
telefonu, arabayı almayı istemek ve onların bitmeyen borçlarını
ödemeye çalışmak tam bir kısırdöngü. Mutlu olmak için farkındalık
gerekiyor bence. Temel ihtiyaçlarınızı belirledikten sonra, mutlu
olmak kolay.”