AİHM, Öcalan kararını açıkladı!..
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleyi konu eden 3'üncü maddesiyle ilgili Türkiye'nin bazı noktaları ihlal ettiğine bazılarını ise ihlal etmediğine karar verdi.
Kararın birçok noktasında yargıçların görüşlerinin birbirinden
ayrışması dikkat çekti. Kararda İtalyan yazar Dante’nin
“Siz ki, buraya girenler, bütün umutlarınızı geride
bıraktınız” sözlerine gönderme yapılarak,
“Cezaevleri, cehennem olmamalıdır” denildi.
Kararda şöyle denildi:
1. Mahkeme zehirleme girişimi iddialarını
oybirliğiyle kabul edilemez bulmuştur.
2. Dörde karşı üç oyla, 17 Kasım 2009'a kadar
tutukluluk koşullarıyla ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü
maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir.
3. Altıya karşı bir oyla, 17 Kasım 2009'dan sonra
cezaevi koşullarıyla ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin
ihlal edilmediğine karar verilmiştir.
(Abdullah Öcalan Şubat 1999'dan 17 Kasım 2009 tarihine
kadar özel güvenlikli İmralı Adası'ndaki cezaevinde tek başına
tutuldu.)
4. Dörde karşı üç oyla, cezaevi ziyaretleriyle ilgili
olarak Sözleşme'nin özel hayat ve aile hayatına saygıyı düzenleyen
8'inci maddesinin ihlal edilmediğine karar verilmiştir.
5. Oybirliğiyle Sözleşme'nin 7'nci maddesinin
ihlal edilmediğine karar verilmiştir.
6. Şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu
hapis cezası verilmesiyle ilgili olarak Sözleşme'nin 3'üncü
maddesinin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verilmiştir.
7. Sözleşme'nin 5, 6, 13 ve 14'üncü maddeleri
uyarınca yapılan şikayetler hakkında hüküm vermeye gerek olmadığına
oybirliğiyle karar verilmiştir.
8. Oybirliğiyle sorumlu devletin, Sözleşme'nin
44'üncü maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç
ay içinde mahkeme masrafları ve harcamalar için başvuru sahibine 25
bin euro ödemesine karar verilmiştir.
TAZMİNAT YOK AMA...
Kararın 'Zarar' başlıklı kısmında, başvuru sahibinin maddi veya
manevi zararla ilgili herhangi bir talepte bulunmadığı belirtildi
ve şöyle denildi:
"Mahkeme, şartlı tahliye imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına
çarptırılması nedeniyle Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin ihlal
edildiği yönündeki tespitinin, başvuranın zararını yeterince telafi
ettiğine inanmaktadır."
'TÜRKİYE ÖMÜR BOYU HAPİS CEZASINI
KALDIRARAK...'
"Cezaevleri cehenneme açılan kapıya dönüşmemelidir" denilen kararın
sonuç kısmında AİHS'nin tutuklunun sosyal hayata katılım ve şartlı
tahliye haklarını gerektirdiğine vurgu yapıldı. "Başvuruyu yapan,
1999'dan bu yana şartlı tahliye imkanı olmaksızın hapis cezası
çekmektedir" denilen bu bölümde, şu ifadeler dikkat çekti:
"Bu kararın kapsadığı dönem içinde (Mayıs 2005-Mart2012) bu
ceza aşırı sert biçimde uygulanmış, başvuranın Sözleşme'nin 3'üncü
ve 8'inci maddesindeki hakları ihlal edilmiştir. Dava edilen
devletin, bu ihlalleri gidermek için sadece başvuranın cezaevi
koşullarını iyileştirmesi, aile üyelerinin ve avukatlarının
ziyaretlerini kolaylaştırması veya tıbbi bakım imkanlarını
sağlaması yeterli olmaz. Aynı zamanda, başvuruyu yapanla aynı
koşullar altındaki tutuklular için şartlı tahliye imkanlarını
sağlayacak yasal mekanizmaları oluşturması gerekir. Ancak Türkiye,
cezai ehliyeti olan suçlular için ömür boyu hapis cezasını kaldıran
ülkeler arasına katılarak bir adım daha ileri gidebilir. Bu şekilde
insanlık adına da güçlü bir örnek oluşturacaktır."
ÖCALAN'IN BAŞVURUSU
Öcalan, aldığı ömür boyu cezanın (bir gün serbest bırakılma
ihtimalinin olmaması nedeniyle) İnsan Hakları Sözleşmesi'nin
"insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleyi" konu eden 3'üncü maddesine
aykırı olduğunu, hapishanedeki yaşam koşullarının sözleşmenin "özel
ve aile hayatına saygı" hakkını konu alan 8'inci maddesini ihlal
ettiğini ve hapishanede kendisine verilen kimyasal maddelerle yavaş
yavaş zehirlendiğini iddia ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne
başvurmuştu.
HÜRRİYET