AYDINLARA BÜYÜKELÇİLERDEN TEPKİ!

Ermenilerden özür diliyorum imza kampanyasına karşı bir bildiri yayımlayan 60a yakın emekli büyükelçi, Özür dilenmesi gibi tek yönlü bir davranış yersiz ve yanlış olacak dedi..

AYDINLARA BÜYÜKELÇİLERDEN TEPKİ!

'Ermeni kardeşimden özür diliyorum'
Aralarında Prof. Dr. Ahmet İnsel, Prof. Dr. Baskın Oran ve gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu'nun bulunduğu bir grup “Ermenilerden özür diliyorum” adlı imza kampanyası başlattı.
“Ermeni kardeşlerimden özür diliyorum” adlı kampanya metninde, “1915'te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı ‘büyük felakete' duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum” denildi.

Özür dileyenler grubu, kampanyanın amacını da şu şekilde anlattı:

‘Gerçekler farklı'
“Ermenilerin başına gelenler Türkiye'de çok az bilinen, unutturulmuş, tahrik edilmiş olgular. Türkler, bu meseleleri daha çok büyüklerinden, dedelerinden duydu. Ama konu hiçbir zaman objektif bir tarih anlatımı haline dönüşemedi.

Bu yüzden pek çok insan Türkiye'de bugün, bütün iyi niyetiyle Ermenilerin başına bir şey gelmediğini zanneder.

Bunun çok tali, ikincil hatta karşılıklı katliamlar şeklinde cereyan eden ve Birinci Dünya Savaşı koşullarıyla açıklanan bir nevi ‘vaka-i adiye' olduğu kanaati resmi tarih tarafından yıllardır söylene gelmiştir. Fakat gerçekler maalesef çok farklı. Belki bir tane gerçek var, o da şu son tahlilde Ermeniler artık Anadolu'da yok ama diğer unsurlar Türkler ve Kürtler hâlâ burada. Bu kampanyanın öznesi bireyler. Bireyin vicdanından gelen bir ses bu. Özür dileyen diler, dilemeyen dilemez. Bu kadar zaman boyunca, neredeyse 100 sene olacak bu konudan bahsedememiş, açıkça konuşamamış olmaktan dolayı özür dileniyor.”

Bireysel tavır
Uzun tartışmalardan sonra mutabık kalınan kampanya için alışılagelmiş yöntemlerden farklı bir yol izlenmesi planlanıyor. Kampanyanın öncüleri, hedeflerinin, internette bir yıl boyunca sürdürülmesi ve mümkün olduğunca fazla katılım sağlamak olduğunu belirtiyor.
Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Ahmet İnsel, kampanyayı tarihi sorumluluk karşısında bireysel bir tavır olarak tanımlayarak, “Resmi politikadan bağımsız olarak biz yurttaşların, Türkiye tarihi ile ilgili görüşlerini beyan hakkı var. Kampanyayı bir politika malzemesine dönüştürmemek gerekir” dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Cengiz Aktar da kampanya ile ilgili olarak, “Bireyi, bireyin hissiyatını öne çıkaran bir kampanyanın vaktinin gelmiş hatta geçmiş olduğu kanaatinden yola çıktık. Muhtemelen yılbaşında çok geniş bir kampanya haline getirmeyi hedefliyoruz” diye konuşmuştu.

Özür dilemek yanlış ve  tarihimize saygısızlık'
“Ermenilerden özür dilenmesi” kampanyasına karşı çıkan emekli büyükelçiler de bir bildiri yayımladı. Aralarında Şükrü Elekdağ, Korkmaz Haktanır, Onur Öymen'in de bulunduğu 60'a yakın emekli büyükelçi yayımladıkları bildiride, “Özür dilenmesi gibi tek yönlü bir davranış yersiz ve yanlış olacak, tarih gerçeklerine aykırı düşecek ve ulusal çıkarlarımız açısından vahim sonuçlar doğurabilecektir” dedi.

Emekli büyükelçiler bildiride, şu görüşleri dile getirdi:
“Böylesine yanlış ve tek taraflı bir girişim, tarihimize saygısızlık ve terör örgütlerinin Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaptıkları ve cumhuriyet tarihimizde de giriştikleri şiddet eylemlerinde hayatlarını kaybeden insanlarımıza ihanet etmek anlamına gelecektir.
Savaş koşullarında yapılan 1915 Ermeni tehciri acı sonuçlar vermiş ise de, Türk insanının Ermeni isyanları ve terör eylemlerinde uğradığı kayıplar ve acılar, Ermenilerinkinden daha az değildir.

‘Katiller hayatta'
Ermeni tedhişçilerin (yıldırıcı), dış güçlerin planlı ve sürekli kışkırtmaları sonucunda, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ve daha sonra 1. Dünya Savaşı sırasında ve Kurtuluş Savaşı'nın ilk dönemlerinde istilacı düşman kuvvetlerine katılarak, Anadolu insanımıza karşı kitlesel vahşet eylemlerinde bulundukları yerli ve yabancı kaynaklı belgelerden de açıkça görülmektedir.”
Bildiride, 1973'de Ermeni terörünün yeniden başlatıldığı, bu eylemlerde onlarca kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin de yaralandığı, Azerbaycan'ın Ermenilerce işgaliyle bir milyon kişinin topraklarından sürgün edildiğinin de unutulmaması gerektiği vurgulandı.
Bildiride, “Özür dileme kampanyası gibi sakat bir girişime kalkışanlar acaba tarih boyunca Ermeni terörüne kurban giden ve zulüm gören insanlar için de özür dilenmesini düşünmekte midirler?
Ermeni iddialarını tümüyle haklı görürcesine özür dilemek girişimini bir tarafa bırakıp, öncelikle, yakın geçmişte masum Türk diplomatlarını, görevlilerini ve aile bireylerini acımasızca katletmiş olan Ermenilerin, Türk ulusundan özür dilemesini sağlamak gerekir. Bu katiller hâlâ hayattadırlar ve Ermenistan ile bazı ülkeler tarafından himaye gördükleri için cezasız kalmışlardır” denildi.

‘Kasıtlı bir plan'
Bildiride ayrıca, bugün artık terörün işlevini bitirdiği, ikinci aşamanın özür dilemek, sonra da işin toprak ve tazminat taleplerine vardırılmasının tasarlandığı vurgulanarak, şöyle denildi:
“Dileğimiz, uğradığımız bunca kayıp, acı ve haksızlıktan sonra kendi insanımızın böyle bir sinsi ve kasıtlı plana alet olmamasıdır.”

Önay Yılmaz /Milliyet