Danıştay'dan Hükümet'e şok!..
DANIŞTAY 13’üncü Dairesi, Bakanlar Kurulu’nun Eti Alüminyum, Kuşadası ve Çeşme Limanları, SEKA ve TÜPRAŞ’ın hisselerinin satışına yönelik mahkeme kararlarını yok sayan ’özelleştirme uygulamalarının yargı dışında bırakılması’ kararının yürütmesini durdurdu.
Bakanlar Kurulu, Özelleştirme İdaresi uygulamalarında yargı
kararlarının yok sayılmasını içeren 11 Haziran 2012 tarihli
kararında, ’Özelleştirme İdaresi’nce devir ve teslim
işlemleri tamamlanmış olan özelleştirme işlemleri hakkında verilen
yargı kararlarının uygulanmasında çıkan fiili imkansızlık
nedeniyle, Eti Alüminyum A.Ş.nin yüzde 100 hissesinin satış
yöntemiyle özelleştirilmesi, Türkiye Denizcilik İşletmesinin
Kuşadası ve Çeşme Limanları’nın işletme hakkı verilerek
özelleştirilmesi, SEKA Balıkesir İşletmesi’nin varlık satışı
yöntemiyle özelleştirilmesi ile Türkiye Petrol Rafineleri A.Ş.nin
yüzde 14.76 hissesinin borsada satılmasını iptal eden yargı
kararıyla ilgili olarak geriye ve ileriye yönelik her hangi bir
işlem tesis edilmemesi’ kararı verdi. Kamuoyunda uzun süre
yeralan Bakanlar Kurulu Kararı’nda ayrıca ’Özelleştirme
İdaresi’nin bu yönde yapılmış iş ve işlemlerin devam ettirilerek
sonuçlandırılması kararlaştırılmıştır’ denilip, mahkeme
kararlarının uygulanmasının fiili güçlüğüne dikkat çekildi.
"HUKUK DEVLETİ VE ANAYASAYA
AYKIRI"
Bakanlar Kurulu’nun bu kararının hukuk devleti ilkelerine ve
anayasaya aykırı olduğu öne süren avukat Nilgün Öğünçlü, yürütmenin
durdurulması amacıyla Danıştay 13’üncü Dairesi’nde dava açtı.
Bakanlar Kurulu’nun kararıyla hukuka aykırı bulunarak iptaline
karar verilen bazı özelleştirme işlemlerinin meşrulaştırılması
yoluna gidildiğini savunan Öğünçlü, "Fiili imkansızlık
gerekçesi ile hukuka aykırı, yolsuz idare işleminin korunması
hukuka güveni sarsar" dedi.
Öğünçlü dava dilekçesinde "Fiili imkansızlık doğru olmayan,
dayanaksız, eğreti bir gerekçedir. Örneğin TÜPRAŞ’ın hisselerinin
özelleştirilmesine dair işlemin geri alınması konusunda hiçbir
engel, fiili imkansızlık yoktur. Yine Kuşadası Limanı
özelleştirmesinde geri dönüş çok kolaydır. Borçlar Hukuku
çerçevesinde sözleşme gereğince yapılanlar iade edilecektir. Somut
durumda liman işletmecisi devir tarihinden sonra hukuka aykırı
yapılar yapmış, bunlarla ilgili yıkım kararı verilmiştir. Hukuka
aykırı imalatları nedeni ile hak iddiasında bulunması mümkün
değildir. Aynı şekilde Bakanlar Kurulu’nda belirtilen diğer
özelleştirmelerinde iadesi için kurallar devir teslim
sözleşmelerinde vardır’ dedi.
"HUKUK DEVLETİNDE SINIRSIZ YETKİ
OLMAZ"
Avukat Nilgün Öğünçlü, Başbakanlık avukatlarının dava dosyasındaki
itirazlarına yönelik yaptığı ikinci başvuruda ise, şu ifadelere yer
verdi: "Kamu kurumlarının denetimden uzak olmaları,
sınırsız yetki kullanmaları anlamına gelir. Bu durumdaki yönetim
şeklinin adı ’hukuk devleti’ olamaz. Kamu idarelerinde yürütme
görevini yerine getirenlerin denetimi sevmeleri, yürütme yetkisini
her türlü denetimden uzak ve özgürce kullanmak istemeleri doğal ve
beklenen bir durumdur. Ancak hukuk devletinde böyle denetimsiz bir
yetki kullanımından söz edilemez. Uygulamada aksayan ve eleştirilen
yönleri olsa da ülkemizde de hukuk devletini sağlamak üzere
kurallar kabul edilmiştir. Anayasamızın 125 ve 138’inci maddeleri
yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak
zorunda oldukları kuralı yer almaktadır."
Öğünçlü’nün başvurusunu inceleyen Danıştay 13’üncü Dairesi, geçen
25 Ekim’de oybirliğiyle aldığı kararda, Bakanlar Kurulu kararında
hukuka uygunluk bulunmadığına dikkati çekip, ’2577 sayılı İdari
Yargılama Usülü Kanununun 27’nci maddesinde öngörülen şartlar
gerçekleştiğinden dava konusu Bakanlar Kurulu kararının
yürütülmesinin durdurulmasına oy birliği ile karar verildi’
denilerek Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz yolunu açık
bıraktı.
HÜRRİYET İNTERNET SİTESİ