Deprem bölgesinden hüzünlü bir öykü

Kenan Acar Ercişli bir gençti. Yıllardır çektiği maddi sıkıntılar onun şen-şakrak haline engel olmamıştı. Dünyalar tatlısı iki kızı vardı: Nurevşan ile İremnur.

Deprem bölgesinden hüzünlü bir öykü

Yıllarca sanayide işçi olarak çalışmış, üç gün önce, eşten dosttan aldığı borç parayla bir işyeri açmıştı. Maddi sıkıntılar nedeniyle kısa süre önce annesinin yanına taşınmış, güzel günlerin hayalini kurmuştu. Bir an önce para biriktirip eklem rahatsızlığı yüzünden yürüyemeyen kızı Nurevşan'ı (4) tedavi ettirmek istiyordu. Ancak öyle olmadı, güzel günlerin hayali bir sarsıntıyla sona erdi. Kenan, bir arkadaşıyla kaldırıma attıkları tabureye oturup çay içerken çöken binada Hakk'a yürüdü.

Kenan'la çocukluk arkadaşıydık. İlk, orta ve liseyi birlikte okumuştuk. Bir hafta önce ortak arkadaşımız Kerem'in düğününde buluşmuş, geçmişi bir kez daha yad etmiştik. Kenan yiğitti, dost canlısıydı. Arkadaşı için canını vermeye hazırdı. İki gün boyunca beni yalnız bırakmamıştı beni. Ortaokuldaki öğretmenlerimiz Filiz Hanım'ı, Ramazan Beyi ve rahmetli müdürümüz Mustafa hocanın anılarını anlatmış, bizi adeta 1996 yılındaki Beyazıt Ortaokulu'na götürmüştü. Çok umutluydu hayattan. Her namaz kıldığında Allah'tan iki şey istediğini söylemişti. "Biri kabul oldu, inşallah diğeri de olacak" diyordu. İsteklerinden biri işyeri açmaktı. Buna kavuşmuştu. İkincisi ise kızının tedavisiydi. Nurevşan'ını tedavi için Diyarbakır'a getireceğini söylemiş, bende kalacağına söz vermişti. Maalesef Kenan gelemedi Diyarbakır'a. Onun yerine ben geldim Erciş'e. Arkadaşlar Kenan'ın enkazda kaldığını ve yaralı olarak ulaştırıldığı hastanede hayata veda ettiğini anlattılar. Bir anda dizlerimin bağı çözüldü. Olduğum yere yığıldım.

Depremzede ailem, annem babam, kardeşim hepsini unutum o yiğidin ölüm haberiyle. Yüreğime saplanan sancı hala kan damlatıyor içime. Kenan için annesinin evinin bahçesinde taziye çadırı kurulmuş. Yasin sesleri yükseliyor şimdi. Annesi Melike Teyze beni görünce gözyaşlarına hakim olamıyor. "Kenan'ın gitmesi bizi bitirdi oğlum." diyor gözyaşları arasında. Bir yandan da imanın verdiği güce sarılıyor, 'Kenanım sevdiğine kavuştu" diyor. Sürekli baygınlık geçiren gelini Elif'i teselli etmeye çalışıyor. Kenan'ın yalnız kalan hayat arkadaşı Elif Hanım'ın ayakta duracak takati kalmamış. İki kızıyla çaresiz bekliyor. Gözleri enginleri seyrediyor, bedenen taziye çadırında ama ruhu belli ki Kenan'la birlikte kanatlanıyor. Ve Nurevşan. Babasının bircik küçük kızı. Şimdi hem hasta, hem de yetim. Bir köşeye çökmüş ağlıyor. 'İsmail Amca ben babamı çok özledim.' diyor. Allahım babasız kalmak ne büyük yük. 15 aylık İremnur ise olanlardan habersiz çevresine tebessümle bakıyor, gülücükler saçıyor, tıpkı Kenan gibi... Allah rahmet eylesin değerli dostum, mekanın cennet olsun.

İsmail Avcı