Eleştirmenler 'Kesik' filmini beğenmedi!

Yönetmen Fatih Akın’ın 1915 Ermeni olaylarını konu aldığı yeni filmi “The Cut”ın (Kesik) basın gösterimi, Kanyon’da yapıldı.

Eleştirmenler 'Kesik' filmini beğenmedi!
Hürriyet'ten Zelal Özalp'in haberine göre 1915 yılında evinden uzaklaştırılan Mardinli Ermeni demirci Nazaret’ın öyküsünü anlatan film, bazı sinema yazarları tarafından “olaylara tek taraflı yaklaştığı” gerekçesiyle eleştirildi.

İşte eleştirmenlerin film hakkındaki görüşleri...

Uğur Vardan: "En azından kapıyı aralıyor"

Filme ilişkin ilk izlenimler, Venedik Film Festivali’ndeki eleştiriler itibarıyla zihnimize düşmüştü. Genel kanı ‘çok kötü film’ olduğu yönündeydi. Bana kalırsa “The Cut” çok kötü bir film değil. Evet, Fatih Akın zamanında “Duvara Karşı” gibi bir başyapıta imza attı, evet Akın’dan belki daha iyi şeyler beklemek hakkımız ama “The Cut”, meselesini kendince aktarıyor. Bu tür filmlerin en büyük sorunu, el attıkları büyük meselelerin üstesinden gelip gelmediğidir. Akın’ın filmi en azından Ermeni meselesindeki ilk adım olma ve bir kapıyı aralama özelliği taşıyacak. Filme bu haliyle bile tepki gelebilir, orası ayrı.

Atilla Dorsay: "Hayal kırıklığı oldu"

Benim beklediğim Ermeni soykırımı filmi değil, Ermeni soykırımının perde arkası ve alt yapısını anlatan bir filmdi. Bunlar filmde yok. 1915 olayları, adeta Amerika’ya kadar giden bir maceranın çıkış yolu olarak gösteriliyor. Dolayısıyla beni tatmin etmedi. Daha kapsamlı, daha ışık tutucu bir film bekliyordum. Benim için hayal kırıklığı oldu. Ermenilere kötü davranan Türkler var filmde. Şiddet her dönemde, her toplumda olabilir, çok büyük tartışmalar yaratmaz.

Cüneyt Cebenoyan: "Saygıdeğer ama etkileyici değil"

Öncelikle bu konuyu gündeme getirmesini saygıdeğer buluyorum. Bu tabularla yüzleşmek, hakkında konuşmak ve anlamak lazım. O konuda bir çaba olduğu için değerli buluyorum. Daha çok Amerikan sevgisi için yapılmış bir film olduğunu düşünüyorum. Hikâyenin çok etkileyici olduğunu düşünmüyorum. Kahramanlar, kurulan ilişki falan derin değildi. Bir tür yolculuk filmi niteliğinde. İnsanı derinden etkileyen bir hikâye yok. Diyaloglar da başta çok klişe geldi.

Serdar Akbıyık: "Bu film kalp kırar"

Fatih Akın’ın Gece Yarısı Ekspresi. O film bile bu kadar tek taraflı değildi. Hatta Ermeni diasporası bile bu filmi böyle tek taraflı çekmezdi. Filmin özellikle Türkiye’de ve Ortadoğu’da geçen kısımları bu anlamda bana çok sert geldi. Ama sinemasal açıdan her anlamda eleştirisel. Türkleri Halep’ten kovarken taşladıkları sahne, filmin bakış açısıyla ilgili bir örnek. Oyunculuklar da klişeydi ve tatmin etmedi. Film, ikinci yarıdan itibaren, yolculuk başlayınca oturmuş. Bu film gişe yapar mı bilmem ama insanların kalbini kırar.

Alper Turgut: "Tek yönlü şiddet"

Tarihçilerin bile çözemediği bir konuda, bir yönetmenin çözüm bulması mümkün değil. Filmde tek taraflı, tek yönlü bir şiddet varmış gibi görünüyor. Bu da bizi hataya düşürür. Bir tarafı tek başına suçlarsan, öbür taraf çözüme uzlaşmaz. Osmanlı döneminde şakır şakır İngilizce konuşan Ermeniler var filmde. Ama bir bakıyorsunuz Türkler gaddar bir sesle geliyorlar. Bu filmi tarafgir yapar.

Filmin fragmanını haberin videosuna tıklayarak izleyebilirsiniz...