Erkan Can'ı işitme cihazına mahkum eden tokat!

Tiyatroya ilgisi çocuk yaşlarda başladı. Belediyenin konservatuvarına girdikten sonra hayatı değişti. Birçok oyunda izleyiciyle buluştu. Kariyerindeki dönüm noktası ise bir dönemin efsane dizisi Mahallenin Muhtarları'nda canlandırdığı rol oldu.

Erkan Can'ı işitme cihazına mahkum eden tokat!

Kimi zaman esprili, kimi zaman sert, çokça dobra ama her zaman samimi ve içten biri Erkan Can... Çocukluğu Bursa'da geçti. Tiyatroya ilgisi çocuk yaşlarda başladı. Belediyenin konservatuvarına girdikten sonra hayatı değişti. Birçok oyunda izleyiciyle buluştu.

Kariyerindeki dönüm noktası ise bir dönemin efsane dizisi Mahallenin Muhtarları'nda canlandırdığı rol oldu. Can, arabalara karşı aşırı ilgili, doğa aşığı ve hayvan dostu, yani çok yönlü biri... Mahalle kültürünün içinde büyümüş, çocukluğu ailesiyle köylerde geçmiş.

EŞEKTEN ÇOK DÜŞTÜM

Okul tatil olduğunda hemen anne babasının köyüne koşan Can, hayvanlarla iç içe geçirdiği keyifli yıllardan şöyle bahsediyor: "İki köyümüz var, babamın ve annemin köyü. İkisi de Yenişehir'de. Okul biter bitmez hemen köye giderdim. 10-12 ineği güderdim. Çok sayıda inek, keçi, koyun güttüm. Hep ineğin başında olman lazım yoksa başkalarının bahçelerine girip her şeyi ziyan ederler. Keçi gütmek zordur. Çocukluğum müthiş keyifli geçti. Köy çocuğuyum. Babam köy öğretmeniydi."

Usta oyuncu sözlerine şöyle devam ediyor: "Eşeğe binip teyzemin köyüne, Akçapınar'a giderdim tıngır mıngır... Benim kadar eşekten düşen yoktur. Dayımın bir eşeği vardı, arkadaş gibiydik. Seninle şakalaşır, dereden geçer, hergelelik yapıp seni düşürürdü. Mesela teyzemin köyünde çok fazla kaz vardır. Didiklerler, zor kaçarsın eve."

Can, oyunculuk serüveni için ise "Lisedeyken akşam sanat okulunda okudum. Bir yandan da tiyatroyla ilgileniyordum. Her gün sahnedeydim. Tiyatroda kazanılan paralar azdı. Okulda devamsızlık yaptığım için sınıfta kalıyordum. Baktım olmadı, liseyi bitirmeden askere gittim. Sanat okulunu 2'nci sınıftayken terk ettim. Ama sürekli okuyordum. Mahallede abilerle satranç, bilardo oynanıyordu, kitaplar okunuyordu. Tiyatro hep içimizde vardı" diyor.

Ünlü oyuncu hayatında zaman zaman güçlüklerle de mücadele etmiş. Örneğin meslek hayatında büyük zorluklar yaşamış. Bir oyun sırasında yaşadığı talihsiz kazayı şu şekilde anlatıyor: "Bir gün sahnede kaza yaşadım. Karşımdaki kızın bir suçu yoktu. Bana tokat attı, kulağıma geldi. Kulak zarım patladı. Suç bende, 1 sene doktora gitmedim. Sonra kulağıma işitme cihazı takıldı."

UZUN YILLARDIR VERTİGOM VAR

Can'ın bir hastalığı da var. Baş dönmesi olarak bilinen Vertigo. Yanındakiler fark edince her zaman panikliyorlarmış. Ünlü oyuncu rahatsızlığını, "Uzun yıllardır Vertigo'm var. Durup dururken başım döner. Bununla yaşıyorum. Banyoda gözümü kapattığım anda düşerim. O yüzden hep elimle duvardan destek alırım" sözleriyle anlatıyor.

SETE KENDİ BARDAĞIMI GÖTÜRÜRÜM

Sete her zaman çok erken gittiğini ve bu konuda çok disiplinli olduğunu belirten Can, "Eğer tiyatrom varsa erkenden orada olurum. O günümü oyunuma ayırırım. Asla geç kalmam. Ayrıca sette karton bardakla çay içmem. Kendi çay bardağımı götürürüm ve hep o bardağı isterim" diyor.

Merve YURTYAPAN / Sabah GAZETESİ

Konular Erkan Can