İlk porno dergiyi 12 yaşında gördüm

İlk porno dergiyi gördüğümde orta 2'ye ancak gidiyordum. Lezbiyen rahibeler hakkında sayfalar dolusu fotoğraf...

İlk porno dergiyi 12 yaşında gördüm

İlk porno dergiyi gördüğümde orta 2’ye ancak gidiyordum. Lezbiyen rahibeler hakkında sayfalar dolusu fotoğraf... Düşünün 12 yaşındayım ve rahibelerin külot giymediklerine neredeyse tamamen inandım! Pardon, rahibelerden genç ve güzel olanlarının... Çirkin ve yaşlı olanlar tamamen giyinikti çünkü. Güzel rahibeler kendi aralarında cinsel atraksiyonlar yaşarken, çirkin ve yaşlı olanlar onları röntgenliyordu... Burada bir es verelim ki, Pazar pazar bu münasebetsizliğe niye daldığımı anlatayım...

Hüseyin Üzmez vakasından esinle, din ile baskı ikilisinin kalpte ve dahi hayatta açtığı kara delikler üzerine düşünüyorum da... İnanç, itikat, razı oluş, sabır ve de tevekkülle kadere teslim olmaya, adanmaya, sanıldığı kadar da kolay ikna olamıyor insanoğlu, insan ruhu, çoğunluk.

Dünya nimetlerinden el etek çekmek... Nefisle mücadelede nefsinin efendisi olmak... Bıkmadan, yorulmadan, mola vermeden, vazgeçmeden, bütün dürtüklemelere ve akıl çelmelere karşı çelik gibi durmak, su sızdırmamak, her seferinde şeytana nanik yapmak...

Bugün, yarın, bir gün değil, bir ay değil, bir yıl - on yıl - elli yıl da değil, bir ömür, o ömre imanla sarılmak. Ve tabii imana sarılmak... Ah vah edip, dizlerini dövmeden ama... Şeytani olanı tövbelerle kovup, rüyalarda kavuşmadan... Kan ter ve de günah içinde uyanmadan...

Dönelim başa; ilk porno dergiyi gördüğümde orta 2’ye ancak gidiyordum. Lezbiyen rahibeler hakkında sayfalar dolusu fotoğraf... Düşünün 12 yaşındayım ve rahibelerin külot giymediklerine neredeyse tamamen inandım! Pardon, genç ve güzel rahibelerin... Çirkin ve yaşlı olanlar tamamen giyinikti çünkü. Güzel rahibeler kendi aralarında cinsel atraksiyonlar yaşıyor, çirkin ve yaşlı rahibeler de onları röntgenliyor... Sonra da Papaz’a şikayet ediyordu... Papaz da genç rahibelere deyim yerindeyse “o iş öyle olmaz böyle olur” türünden cezalar veriyordu (!) Bu, rahibeler hakkında bir belgesel değildi elbet, sıradan bir erkek fantezisi... Biliyorum ama sonraları Katolik Kilisesi hakkında çok sayıda cinsel skandal ortaya çıktı ve oradaki kurbanların çoğu da küçük erkek çocuklardı, ne yazık ki...

Ne yaptım sonra biliyor musunuz? Dergiyi gizlice alıp okula götürdüm. İtiraf ediyorum ki, kızlar tuvaletinde kimi kızların kan şekerini düşürtene kadar o dergideki tüm fotoğrafları görmeye mecbur bıraktım.

Eh çocukluk, zalimlik çağı ya aynı zamanda... Kedilerin kuyruğuna teneke bağlamaktı benim yaptığım da bir nevi...

Söylemeye çalıştığım çok basit aslında: Yasaklar, beraberinde bazı şeyler getirir... Okuldan çıkmak yasak ise kimse kapıya yönelmez sözgelişi... Ne yapar? Duvarları, dikenli telleri ya da tünelleri aşındırır değil mi, kaçmayı kafaya koyan. O yolda da kiminin dizi yarılır, kiminin kafası patlar, kimi de yakalanıp sopa yer. Bedel ödemeyen de çok azdır.

Hüseyin Üzmez de kafayı sıyıranlardan işte! Yetmiş küsür senelik ömründe olmadığın biri gibi durmaya çalış çalış... Sonunda kafayı kır! Sorsan, iki yetişkin bekar insan öpüşünce ‘zina’ diye esip gürler böyleleri ama sonra gelir senin çoluğuna çocuğuna uçkur çözer! Yuh be adam! Yuh yani... Yuh!

H Not: Bu arada yazının başlığını, Mart 2006’da vizyon gören şahane Reha Erdem filminden borç aldım... S.G.

Sevim Gözay/Akşam

Konular Eski Arşiv