İlker Başbuğ'un talebi reddedildi!
Silivri Cezaevi’nde 2 yılını dolduran Ergenekon davası tutuklusu Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, twitter hesabı aracılığıyla açıklamalarda bulundu.
Başbuğ, "Bugün Silivri Cezaevi’nde geçirdiğim ikinci yılı
da tamamladım. Ortada, çalınan kocaman iki yıl var. Benim
hayatımdan, ailemin hayatından ve yakınlarımın yaşamından
çalınan... Daha bu hırsızlık, gasp ne kadar devam edecek onu da
bilmiyorum. Benden iki yıl çaldılar, ama yaşamından daha fazla yıl
çalınan o kadar kişi var ki, onları unutmak mümkün mü? Avukatımızın
31 Aralık tarihli tahliye istemi, tartışmalı mahkemece reddedildi.
Bu hukuksuz karara karşı ilgili mahkemeye itiraz edilecek"
dedi.
TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ
Ergenekon davasını hükme bağlayan İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi, Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer tarafından geçen
hafta mahkemeye sunulan, Başbuğ'un tahliye edilme talebini
içerir dilekçeyi değerlendirdi.
Talebe yönelik kararını açıklayan mahkeme heyeti, 5 Ağustos
2013'de kovuşturmanın sona erdiğini hatırlatarak, tahliye
talebi konusunda karar verilemeyeceğini bildirdi. Heyet,
tutuklamaya ilişkin karar verilmesine yeniden yer olmadığı
gerekçesiyle Başbuğ'un tahliye talebini reddetti.
Avukat İlkay Sezer tarafından 31 Aralık 2013'de mahkemeye
sunulan dilekçede, İlker Başbuğ hakkında, kaçma ve delilleri
karartma ihtimalinin tutuklama kararında gösterilmediği ve
bununla ilgili bir delilin dosyaya sunulmadığı belirtilerek,
tahliye kararı verilmesi gerektiği öne sürülmüştü.
Mahkemenin kişi bakımından görevsiz olduğu iddianameyi kabul
edip, tutuklama tedbiriyle yargılama yaptığı ve bugüne kadar
tutuklama tedbirini sürdürerek Anayasa'ya aykırı hareket
ettiği ileri sürülen dilekçede, "Mahkemenizin
görmekte olduğu tüm davaları birleştirmeden önce görülmekte
olan (Ergenekon) davanın katılanı olarak, tarafı durumunda
bulunan ve tanık olarak göstermiş olduğumuz Başbakan Sayın
Erdoğan'ın, günümüzde devlete, emniyete ve yargıya sızmış
olduğunu beyan ettiği ve daha önce de 'devlet içinde devlet'
şeklinde nitelendirdiği konuda mahkemeniz tanık olarak beyanlarını
alsa idi, bugün asıl suçlular ortaya çıkarılır, onların
gerekçeli kararı yazılmakta olurdu" ifadesi
kullanılmıştı.
Dilekçede, bugüne kadar sunulan beyanlar ve Anayasa Mahkemesi'nin
27 Temmuz 2012 tarihli tutukluluğun devamına ilişkin
değerlendirmeleri göz önüne alınarak, Anayasa'nın ve AİHS'nin
ilgili maddelerine göre, Başbuğ'un tutukluluk durumunun
incelenmesi istenirken, tahliye ya da adli kontrol tedbirleri
uygulanması yoluyla tahliye kararı verilmesi talep edilmişti.
Dava kapsamında 5 Ağustos'ta yapılan karar duruşmasında,
Başbuğ'un ''darbeye teşebbüs'' suçundan
müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar
verilmişti.
MİLLİYET İNTERNET SİTESİ