Kansızlık En Çok Kadınlarda Görülüyor
Kansızlık En Çok Kadınlarda Görülüyor
Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, kansızlığın
doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen hastalık olduğunu,
tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini
bildirdi.
Kansızlığın, genel olarak kan üretimine katkıda bulunan demir, B-12
vitamini ve folik asit eksikliğine bağlı nedenlerden ötürü meydana
geldiğini anlatan Özcan, kansızlığın en belirgin olarak “çabuk
yorulma” ile kendini gösterdiğini söyledi.
Özcan, “Bir kişi daha önceleri yarım saat yürüdüğünde yorulmazken
10 dakika içinde yoruluyorsa kan değerlerine bakılması gerekir.
Nefes darlığı, konsantrasyon güçlüğü, üşüme, uykuya eğilim,
soğuktan hoşlanmama, saç dökülmesi ve tırnak kırılması da
kansızlığın yaygın belirtileridir” diye konuştu.
Demir eksikliğinin en çok kan kaybıyla söz konusu olduğunu ve
kansızlığın ençok kadınlarda görüldüğünü belirten Özcan, şunları
kaydetti:
“Her 100 kadından 70-90’ında, demir, B-12 ve folik asit eksikliğine
bağlı kansızlık görülmektedir. Demir eksikliği, kadınlarda
erkeklerden çok daha fazladır. Kadınlarda ortalama 13 yaşından
itibaren menopoz dönemine kadar geçen süre içinde, her ay regl
dönemlerinde kan kaybı olduğundan, doğurganlık çağındaki kadınlar,
genellikle yaşamlarının bir döneminde bu sorunla
karşılaşmaktadırlar. Erkeklerde ise bu oran kadınlara oranla azdır.
Erkeklerde görülen kansızlığın nedenleri de iyi sorgulanmalı, başka
hastalıklara ilişkin bulgu olabileceği düşünülerek
incelenmelidir.”
Özcan, kansızlığın bir diğer nedeni olan B-12 vitamini eksikliğinin
ise en çok vejetaryenlerde görüldüğünü ifade ederek, “Özellikle
kırmızı et yemeyen kişilerde ya da sosyo-ekonomik koşullara bağlı
olarak et tüketemeyenlerde sıklıkla görülmektedir” dedi. B-12’nin
mideden emilen bir vitamin olduğunu belirten Özcan, gastrit gibi
bazı özel mide hastalıklarında bu vitaminin eksikliğiyle
karşılaşıldığını söyledi.
Özcan, folik asit eksikliğinin ise taze yeşil sebze ve yeşillik
tüketmeyen kişilerde ve çok alkol alanlarda sık görüldüğünü ifade
ederek, vücudun gelişim dönemlerinde ve gebelikte folik asik
gereksiniminin arttığını bildirdi.
“ISPANAKTAKİ DEMİR HEMEN HEMEN HİÇBİR İŞE
YARAMAZ”
Demirin gıdalarla temin edilmesinin çok zor olduğunu belirten
Özcan, halk arasında demir deposu olarak bilinen kimi gıdaların
demir verimliliğin sanılanın aksine çok az olduğunu söyledi. Özcan,
“Örneğin ıspanaktaki ve pekmezdeki demir hemen hemen hiçbir işe
yaramaz. Tonlarca ıspanak yeseniz 1 kutu haptan elde ettiğiniz
başarıyı elde edemezsiniz. Kilolarca pekmez yeseniz de yeterli
düzeyde kan yapıcı olmaz” dedi.
Bu tür gıda desteklerinin ancak kansızlık sorunu yaşamayan sağlıklı
bireyler için uygun olabileceğini ifade eden Özcan, hastalık
halinde besin takviyeleri yerine hekim kontrolünde ilaç tedavisi
uygulanması gerektiğini vurguladı.
Özcan, bazı kan kanserlerinin de kansızlığa neden olabildiği için
doğru tanı konulmasının çok önemli olduğunu, kansızlığın
nedenlerinin yaşa, cinsiyete, mevcut hastalıklara göre kapsamlı
olarak irdelenmesi gerektiğini kaydetti.
Demir eksikliğinin en az 6 ay boyunca ağızdan alınacak haplarla
tedavi edildiğini anlatan Özcan, “B-12 eksikliği için de ilk
yüklemenin ardından ayda bir ömür boyu kalçadan iğne yapılmaktadır”
dedi.
Özcan, folik asit eksikliğinin de hekim kontrolünde düzenli
kullanılacak haplarla tedavi edildiğini kaydetti.
Kansızlığın tedavi edilmediğinde, kişinin yaşam kalitesinin
düşmesine neden olabildiğini belirten Özcan, “Uzun süren kansızlık,
vücudun tüm sistemlerini bozacaktır. Zekadan cinsel yaşama kadar
negatif etki edebilen kansızlık, özellikle, kalp ve böbrek
yetmezliğinin gelişmesine neden olabilir. Bu nedenle mutlaka tedavi
edilmelidir” diye konuştu.