Kılıçdaroğlu: "Erdoğan'ın eli kanlıdır"
“Erdoğan'ın elleri kanlı. Bir gün gelecek faturasını ödeyecek. Bir mafya lideri çıktı kendisini desteklemek için miting yaptı. ‘Oluk oluk kan akacak' dedi. Kimse sesini çıkarmadı ama savcı benim için hemen harekete geçti. Onlara tek anladıkları dille hitap ediyorum”
Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki günlük Almanya ziyaretini
tamamladı. Alman siyasetçiler, sivil toplum örgütleri ve oradaki
Türk vatandaşlarıyla buluşan Kılıçdaroğlu'nun ziyaretlerine Genel
Başkan Yardımcıları Öztürk Yılmaz, Osman Çetin Budak ile Selin
Sayek Böke de katıldı. Ziyaret sırasında CHP liderinin Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma
gündemden düşmedi. “Kan dökmeden başkanlığı
getiremezsiniz” sözleri Kılıçdaroğlu'nu hem AKP'nin ve hem
de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefi haline
getirmişti.
Erdoğan'ın başkanlıkla kendisine ömürboyu dokunulmazlık getirmeyi amaçladığını belirten Kılıçdaroğlu, Sözcü'nün sorularını şöyle cevaplandırdı:
DEVLET ÇIĞIRINDAN ÇIKTI
Türkiye'nin terörle mücadele yürütmesi en doğal hakkı. Ancak terörle mücadele adı altında gazetecilerin, akademisyenlerin tutuklanması rahatsızlık verici. Devlet çığırından çıkmış halde.
Söylemlerimi sertleştirdiğimin farkındayım. Fakat, AKP ve toplumun büyük kesimine sözlerimizin ulaşması lazım. Diplomatik bir dille ya da üstü örtülü bir eleştiriyle olayı irdelediğimizde amacına ulaşmıyor. Her fırsatta hadlerini bildireceğim.
Normalde, olumsuz bir olay karşısında özür dilemeleri veya eksikliklerini itiraf etmeleri gerekirken, yaptıklarını meşru görüp toplumun ahlâki değerlerini sarsıyorlar. Yani yanlış yapanların, halka doğruları söylemeyenlerin iktidarda olduğu ortamda farklı bir dil kullanma seçeneğiniz yok.
Erdoğan'ın elleri kanlıdır. Suriye'de ölenlerin kanı ellerindedir. Bir gün onun faturasını ödeyecek. ‘Yüzde 50'yi evlerinde zor tutuyorum' dedi. Bu ne demek? ‘Bunları dışarı salarsam ülke kan gölüne dönecek' diyor.
HAKARET ETMİYORUM
Kendisini desteklemek için mafya lideri gitti Rize'de miting yaptı. ‘Ülkede oluk oluk kan akacak' dedi. CHP dışında niye hiç kimse itiraz etmedi? Ben böyle bir laf mı kullandım? Hayır. Ama onun söylediğini gayet olağan karşıladılar. Tabii savcı benim sözlerim için hemen harekete geçti, ama mafya lideri için hiçbir şey yok. Çünkü Erdoğan'ın dünya görüşüne göre olayların üzerine yürüyorlar. Şimdi bunu Allah aşkına hangi dille anlatacaksınız?
Sendikalar, barolar seslerini kesmiş. Üniversiteler konuşamıyor. Hadi ben de susayım. Kim konuşacak? Tek anladıkları dil bu ve ben de onların diliyle onlara hitap ediyorum. Ama içinde hakaret yok. Koro halinde medyalarıyla saldırıyorlar. Neden o mafya bozuntusuna saldırmadılar? Neden haber yapmadılar onu? Neden el üstünde tutuyorlar onu?
DİLİMİ TUTUYORUM
Gazeteci Ahmet Hakan'ı çevirip dövdüler. Birileri üzüntü mü ifade etti hükümet kanadından, hayır. Adliyenin önünde adam çıktı elinde silah Can Dündar'a saldırdı. Ne oldu? Birisi üzüntülerini mi ifade etti, hayır. Havuz medyası döndü bütün o olayları ‘tiyatro' olarak yansıttı. Bu kadar ahlaksızlık olur mu? Şimdi bu adamlara ‘yaptığınız ahlaksızlıktır' desek bence çok hafif kaçar.
bir ülkede ahlaki yozlaşma bir noktaya ulaşmışsa o ülkede erdemden, bilgiden, hiçbir şeyden söz edemezsiniz. Daha sert söyleyeceğim ama dilimi tutuyorum. Onlar daha ileri aşamalarda...
Erdoğan'ın başkanlıkla kendisine ömürboyu dokunulmazlık getirmeyi amaçladığını belirten Kılıçdaroğlu, Sözcü'nün sorularını şöyle cevaplandırdı:
DEVLET ÇIĞIRINDAN ÇIKTI
Türkiye'nin terörle mücadele yürütmesi en doğal hakkı. Ancak terörle mücadele adı altında gazetecilerin, akademisyenlerin tutuklanması rahatsızlık verici. Devlet çığırından çıkmış halde.
Söylemlerimi sertleştirdiğimin farkındayım. Fakat, AKP ve toplumun büyük kesimine sözlerimizin ulaşması lazım. Diplomatik bir dille ya da üstü örtülü bir eleştiriyle olayı irdelediğimizde amacına ulaşmıyor. Her fırsatta hadlerini bildireceğim.
Normalde, olumsuz bir olay karşısında özür dilemeleri veya eksikliklerini itiraf etmeleri gerekirken, yaptıklarını meşru görüp toplumun ahlâki değerlerini sarsıyorlar. Yani yanlış yapanların, halka doğruları söylemeyenlerin iktidarda olduğu ortamda farklı bir dil kullanma seçeneğiniz yok.
Erdoğan'ın elleri kanlıdır. Suriye'de ölenlerin kanı ellerindedir. Bir gün onun faturasını ödeyecek. ‘Yüzde 50'yi evlerinde zor tutuyorum' dedi. Bu ne demek? ‘Bunları dışarı salarsam ülke kan gölüne dönecek' diyor.
HAKARET ETMİYORUM
Kendisini desteklemek için mafya lideri gitti Rize'de miting yaptı. ‘Ülkede oluk oluk kan akacak' dedi. CHP dışında niye hiç kimse itiraz etmedi? Ben böyle bir laf mı kullandım? Hayır. Ama onun söylediğini gayet olağan karşıladılar. Tabii savcı benim sözlerim için hemen harekete geçti, ama mafya lideri için hiçbir şey yok. Çünkü Erdoğan'ın dünya görüşüne göre olayların üzerine yürüyorlar. Şimdi bunu Allah aşkına hangi dille anlatacaksınız?
Sendikalar, barolar seslerini kesmiş. Üniversiteler konuşamıyor. Hadi ben de susayım. Kim konuşacak? Tek anladıkları dil bu ve ben de onların diliyle onlara hitap ediyorum. Ama içinde hakaret yok. Koro halinde medyalarıyla saldırıyorlar. Neden o mafya bozuntusuna saldırmadılar? Neden haber yapmadılar onu? Neden el üstünde tutuyorlar onu?
DİLİMİ TUTUYORUM
Gazeteci Ahmet Hakan'ı çevirip dövdüler. Birileri üzüntü mü ifade etti hükümet kanadından, hayır. Adliyenin önünde adam çıktı elinde silah Can Dündar'a saldırdı. Ne oldu? Birisi üzüntülerini mi ifade etti, hayır. Havuz medyası döndü bütün o olayları ‘tiyatro' olarak yansıttı. Bu kadar ahlaksızlık olur mu? Şimdi bu adamlara ‘yaptığınız ahlaksızlıktır' desek bence çok hafif kaçar.
bir ülkede ahlaki yozlaşma bir noktaya ulaşmışsa o ülkede erdemden, bilgiden, hiçbir şeyden söz edemezsiniz. Daha sert söyleyeceğim ama dilimi tutuyorum. Onlar daha ileri aşamalarda...