Kömür ocağında babasıyla aynı kaderi paylaştı!..
Kömür ocağında göçük anında yaklaşık 800 işçinin bulunduğunu belirten uzmanlar, açığa çıkan metan gazının patlaması halinde büyük bir facia yaşanabileceğini söyledi..
Zonguldak Kozlu Kömür Ocağı’ndaki göçükte hayatını kaybeden 8
işçiden Köksal Kadıoğlu (48), Muhsin Akyüz (31), Hasan Bozacıoğlu
(44), Satılmış Arslan’ın (35) cenazeleri dün köylerinde düzenlenen
törenlerle toprağa verildi. Morgdan Türk bayrağına sarılı
tabutlarla çıkarılan cenazelerin aileleri teslimi sırasında sinir
krizi geçiren madencilerin yakınları güçlükle sakinleştirildi.
Uzungüney köyünde toprağa verilen Muhsin Akyüz’ün cenaze namazı
öncesi Akyüz’ün babası Muharrem ile annesi Kübra Akyüz ve
madencinin 2 ay önce nişanlandığı Funda Aykanat tabutun başında
gözyaşı döktü. Akyüz’ün cenazesi evlendiğinde oturmak için
yaptırdığı evine getirdiğinde gözyaşları sel oldu. Akyüz’ün
nişanlısı Funda Aykanat, “Biz bunun için mi nişanlandık. 7
sene bunun için mi bekledik. Ben hasta olsam senin canın yanardı.
Beni kimlere emanet edeceksin Muhsin” diye ağladı.
Emekli olmuştu
Hasan Bozacıoğlu’nun (44) Çırgan Köyü’ndeki cenazesinde de aynı
görüntüler yaşandı. Bozacıoğlu’nun oğlu İlker güçlükle teselli
edilirken tabut köylüler tarafından karlar altındaki yoldan
mezarlığa kadar taşındı. Aynı köyde yaşayan ve kazada yaşamını
yitiren Hüseyin Kürekçi’nin ise 4 yıl önce TTK’den emekli olduğu
ancak daha sonra taşeron firmada işçi olarak çalışmaya devam ettiği
öğrenildi. Satılmış Arslan’ın(35) İskenderli köyündeki cenazesinde
de madencinin yakınları güçlükle sakinleştirildi.
Madencinin eşi ”Benim 3 yaşındaki oğlum soruyor, ‘bunlar
bizim eve neden geliyorlar’ diye, ’ben de oğluma senin doğum günün
o yüzden geliyorlar’ dedim. ’Gelmesinler anne’
diyerek ağladı” şeklinde ağıt yaktı. Köksal
Kadıoğlu’nun Aziziye Camii’ndeki cenaze töreninden de kız kardeşi
Nilüfer Zengin’in “Ah güzel ağabey, ağzı olmayan güzel
ağabey, hakkını arayamayan ağabeyim. Bu düzen utansın ağabeyim.
Seni bu ocaklara girmeye zorlayanlar utansın ağabeyim. Girme dedim,
girdin ağabeyim. Bana emekliliğime 5 yıl kaldı demiştin”
şeklindeki ağıtları yükseldi.
İşe gidemedi, kurtuldu
Akyüz’ün cenazesine, önceki gün köy yolunun kapalı olması nedeniyle
işe gidemeyen ve göçükte kalmaktan kurtulan evli ve 2 çocuk babası
Ramazan Ardıç da katıldı. Ardıç, “Yol kardan kapalıydı. Eğer işe
gitseydim o tertibin içinde ben de olacaktım. Hepsi mesai
arkadaşımdı. Çok üzgünüm” diye konuştu.
Babasıyla aynı kaderi paylaştı
Göçük altındaki işçilerden evli ve 2 çocuk babası Yüksel Koca’nın
babası Hasan Koca’nın da aynı maden ocağında 1982’de meydana gelen
göçükte 33 yaşındayken yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Yüksel
Koca’nın 2004’ten bu yana taşeron firmada işçi olarak çalıştığı
belirtildi.
800 işçi ölümden döndü
Uzmanlar açığa çıkan metan gazının patlaması halinde facianın
boyutlarının çok daha büyük olabileceğine dikkati çekti. Olay
anında madende yaklaşık 800 işçinin bulunduğunu belirten uzmanlara
göre, patlama olması halinde çok sayıda madencinin göçük altında
kalması muhtemeldi. Kozlu’da son olarak 2010 yılında 30 işçinin
yaşamını kaybettiği patlamanın ardından bir kez daha madencilerin
göçük kurbanı olmaları, iş güvenliği kurallarına yeterince uyulup
uyulmadığı sorusunu da gündeme getirdi. Uzmanlar ihmal ve
eksikliklerin ölümlere neden olduğu konusunda hemfikir. Türkiye
Taşkömürü Kurumu (TTK) işçilerinin ücretlerinin yarısından daha az
maaşa çalışan taşeron işçilerin açtıkları galeri oranında prim
aldıkları ve bu nedenle kendilerine zaman kaybettirdiği
düşüncesiyle sondaja gerekli önemi vermedikleri iddia edildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise kazanın sondaj
hatasından kaynaklandığı tespitlerine ilişkin olarak,
“Spekülatif cümlelerden kaçınmak lazım. Bu ilk defa yapılan
bir işlem değil. Buharındaki sondaj miktarları ne olacak, onların
mesafeleri ne olacak, ilk defa yapılan bir işlem değil. Herhangi
bir ihmal, eksik ve kusur varsa, bunun üzerine direk ve doğrudan
cesaretle gideceğimizi herkesin bilmesi lazım” diye
konuştu.
GÖKHAN KARAKAŞ /MİLLİYET İNTERNET SİTESİ