Öncel Öziçer: 'Bir namus abidesi kolay yetişmiyor'

"...En çok nikah kıyan kişi en erdemli, en namuslu sayılmıyor bu dünyada. Namusun yolu malum bölgeden geçmiyor!.."

Öncel Öziçer: 'Bir namus abidesi kolay yetişmiyor'
Bir namus abidesi kolay yetişmiyor

Özellikle çok evlilik yapan kadınların ağzında uzadıkça mide bulandıran bir sakız vardır: "Ben bastım nikahı aldım kocayı, diğerleri gibi nikahsız yaşamadım!"
Bunu söyleyen insanların geçmişlerini bilmesek, kendilerini tanımasak, hem elimizdeki hem de anılarımızdaki arşivler olmasa, bu namus abidelerinin söylediklerine inanacağız.
İnsan bunu söylerken biraz utanır.
Diğer hemcinslerine laf sokmak için kendini öyle gülünç duruma düşürmez.

Bir televizyon programına çıkan Yeşim Salkım yine Gülben Ergen'i kast ederek verdi veriştirdi.
"Sadece evlendim, kimsenin metresi olmadım. Ben edebimle adabımla yaşadım. Ben de bilirdim 20 kişiyle gezip sonra Allah kolyesiyle ekranlara çıkıp 'Ben ne kadar günahsızım ah ah' demeyi..."

İŞTE O AÇIKLAMALAR (VİDEO)


Malum, bu ülkede beyaz gömlek ve üzerinde Allah yazan kolyeyle basın açıklaması yapmanın öncüsü ve simgesi Gülben Ergen'dir.
Kendisi de samimiyetsizlik saçmakta, antipatik görünme ısrarında Yeşim Salkım'la birinciliğe koşar.

Bir zamanlar bu iki dünya şekerinin yolunun bir adamda kesiştiğine dair iddialar ortaya atılmıştı.
Geçmiş gitmiş zaman...
İki taraf da o olayların üzerine evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış.
Hala bu konuları açmanın ne gereği vardı bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var ki namus öyle her önüne gelenle, hele bazen sadece menfaatin için imza atmakla olmuyor.
İnsanın yüreği, vicdanı namuslu olmalı.
Koca parasıyla elde edilen geçici güce güvenip kimsenin ekmeğiyle oynanmamalı mesela.
Nereden geldiğini unutup görmemiş arsızlığıyla halini tavrını, kılığını kıyafetini, konuşmasını değiştirmeye çalışıp aleme madara olmamalı.
Kısacası en çok nikah kıyan kişi en erdemli, en namuslu sayılmıyor bu dünyada.
Namusun yolu malum bölgeden geçmiyor.
Bu ilkellik, bu arkaik dönemden kalma söylemler koskoca insanlara artık hiç yakışmıyor.
Eğitin biraz kendinizi eğitin... Seneler geçmiş hala yerinizde sayıyorsunuz...
Bu konulardan hala 'ekmek çımasını' umuyorsunuz.

*****

Ajda kedi olalı fare tuttu


Ajda Pekkan sonunda ses getirecek bir yazıya imza atmayı başarmış.
Baktım, "Türkler ter kokuyor" yazısı haber sitelerine konu olmuş.
İlk kez kendisinin vakıf olduğu(!) bu tespite sosyal medyada itiraz eden çokmuş.
Vallahi Sezar'ın hakkı Sezar'a, kadına haksızlık etmeyin.
Neden itiraz ediliyor acaba?
Ne zamandır mis kokan bir milletiz de bizim haberimiz olmadı?
Bu konu her açıldığında bir de fakir edebiyatı yapılmıyor mu?
Yok efendim o alın teri imiş, ondan kokarmış.
De git!
Evinde bir kova su, bir kalıp sabun da mı yok?
10 liraya bir deodorant alsan en az bir sene kullanırsın...


Hem din-iman deyince kendinden başka imanlı tanımayacaksın, hem de 'Temizlik imandan gelir' sözünü duymazlıktan geleceksin.
Ayrıca bu işin parayla pulla da alakası yok.
Geçen gün bir arkadaşım Çeşme'ye kiralık ev bakmaya geldi.
Rica etti ben de onunla beraber evi görmeye gittim.
Ev Çeşme'nin en ama en ünlü en pahalı yerinde. Üç aylık sezon kirası tam 100 bin lira.
Bir daire parası yani... Olacak iş değil ama Çeşme ve Alaçatı'da ev sahipleri de, onlara istedikleri bu paraları verenler de artık delirdiği için emlak fiyatları saçma sapan yerlere gitti.

Neyse...
Deniz kenarında müthiş bir ev.
Bizi ev sahibi adam ve kızı karşıladı.
Adam başladı bize evi gezdirmeye.
En önde o gidiyor, hemen  arkasında ben varım.
Çeşme'nin  malum rüzgarı da efil efil esiyor.
O rüzgar esip amcanın üzerinden geçtikçe ben fenalaşmaya başladım.
Yemin ederim bir insandan öyle bir koku yükselebileceğine bu zamana kadar şahit olmamıştım.
Hadi amca yaşlı, burnu tıkalı, kendi kokusunu duymuyor. Kızı da mı demiyor "Babacığım kusura bakmayın ama at gibi kokuyorsunuz, acaba bir banyo yapıp temiz çamaşırlar mı giyseniz?"

Bir de garson meselesi var tabii.
Sorsan bütün işletme sahipleri garsonlarını sıkı sıkı tembihliyor bu konuda.
Ama demek sonradan kontrol eden olmuyor ki yazın servis sırasında maruz kaldığımız kokudan yüzümüz yeşeriyor.
Yaz-kış toplu taşım araçlarından yükselen koku artık koku değil, metan gazı!
Suyu sabunu elimize bayramdan bayrama alıyoruz, deodorant nedir bilmiyoruz, sonra Türkler kokuyor denilince "Auvvvv!".. Ne auvvv?
Kokuyoruz işte!

Öncel ÖZİÇER