Öncel Öziçer yazdı: "Gelin adayı 'jetini de al git' dedi"

Gelin adayı 'jetini de al git' dedi

'En iyi izdivaç bizde' programına Dubai'den özel jetiyle katılan damat adayını 'ben aşk evliliği istiyorum, jet met beni ilgilendirmiyor' diyen gelin adayı kibarca reddetti.
O anda stüdyoda koca bir 'aaaa!' sesi yükseldi.
Reytingleri giderek dibe doğru giden programda bu bir mizansen miydi değil miydi bilmiyorum ama her şekilde o beyefendi ekranda göründüğü andan itibaren kanalın telefonları kilitlenmediyse ben de Öncel değilim.
Ki o ekranlarda biz neler gördük!
'İlk karımı kestim ikinci doğradım' diyen adama bile iki evi, bir arabası var diye talip üstüne talip yağdı...
'Amerika'da yaşıyorum, orada evim, arabam cebimde de param var' diyen 60 yaşındaki adama 18'lik kızlar sıraya girdi...
Hele bir tane kadın vardı, içlerinde en dürüstü, bulunduğu ortamın hakkını en vereni oydu, mikrofonu eline aldı ve direkt olarak "Ben atı, katı, yatı olan adam istiyorum, çulsuzlar hiç gelmeye kalkmasın, benim aşkla meşkle işim yok" dedi...
Hal böyle olunca hem jeti hem de nurlu yüzü olan kırmızı yanaklı beyefendinin gelin adayı tarafından terslenmesi stüdyoda infial yarattı.
Şimdi başa dönelim, ben gerçekten çok ama çok merak ediyorum. O gün, hatta o an, o dakika programın yayınlandığı kanalı kaç kişi aradı?  İzdiham ne boyuttaydı?
Ve tabii asıl merak konusu, Dubai'de petrol işi yapan, özel jeti Scooter gibi kullanan genç bir iş adamının o programda ne işi vardı?

*****

Türk izleyicisi ne sever?


Aslında bu sorunun yanıtı tam olarak belli değil...
Daha çekim aşamasında haberleri bile heyecan uyandıran yapımlar fos çıkarken, üç kuruşluk bütçeyle başlanan işler bir anda patlama yapabiliyor.
Mesela tanıtımları dönerken 'bir efsane geliyor galiba' dediğimiz, fakat ilk bölümden ölü doğum olduğu anlaşılan ama inatla da canlandırılmaya çalışılan Kurt Seyid ve Şura da sonunda bitiriliyor.
Onca umuda ve emeğe yazık oldu doğrusu.
Fakat yazık olan bir şey daha varsa o da dizinin erken vedası haberinin 'Kıvanç'ın dizisi' yayından kaldırılıyor olarak verilmesi...
Fatura niye tek bir kişiye kesiliyor anlamadım...

Çok büyük umutlar, büyük paralar ve emek harcandı ama olmadı işte...
Türk izleyicisi ekran karşısında kafasını çok yormasın istiyor.
Hikaye çok karışık olmasın, hikaye içinde hikaye olmasın, bir iki ana karakter olsun, gereksiz kalabalıkla kafalar karışmasın.... O kimdi, bu neyin nesiydi diye düşünülmesin...
Geçen sene Sevdaluk, bu sene Kurt Seyid ve Benim Adım Gültepe... Reaksiyon da gidiciymiş galiba duyduğumuza göre...
Yazık, günah oluyor onca kaliteli işe...
Gerçi öyle diyoruz da bu işler neye göre, kime göre olmuyor o da tam olarak belli değil...
İşte al Perran Kutman'ın baş rolünü oynadığı 'Ah Neriman', daha ilk bölümden sonra kayboldu gitti...
Oysa dizinin hikayesi çok tutmuş bir matematik üzerine kurulmuştu.
İçinde Perran Kutman vardı, Kuzguncuk civarında bir mahalle vardı (orasıydı değil mi? ben mi yanlış gördüm?), orta halli insanların sıcak aile hikayeleri vardı, Perihan Abla-Şehnaz Tango-Kızlar Yurdu'nun ortaya karışık hali vardı ama izleyici bu kolay lokmayı da yemedi!
Birinci bölümden sonrasına ben rastlamadım, yanılıyorsam düzeltin...
Velhasıl kanal yöneticilerini de yapımcıların da işi çok zor.
Kıblesi belli olmayan bir izleyici profili var karşılarında...