Sacit Aslan yazdı: "Onlar Artık Melek Oldu"
"... Sayın İzleyiciler ‘Ablalarınız, teyzeleriniz, bacılarınız artık Melek Oldular’ Vay Anasına!"
Farkında mısınız ekranların yıllardır birbirleriyle çata çata kavga
edenleri bir anda... Bir bir melek oldular...
Bayram da değil ki dargınlıklar son bulsun, zaten hepsi yaşça küçük
aralarında hiç yaşca büyük yok aralarında kim kimin elinden
öpüp özür dileyecek ki? Çocukları da herhalde lahana içinden
doğdular yakında torunları yaşına mahkeme kararı ile
inecekler...
Neyse bu bizim sorunumuz değil.
Aynı eski Türk filimlerindeki o cümle gibi:
Sayın İzleyiciler ‘Ablalarınız, teyzeleriniz,
bacılarınız artık Melek Oldular’
Vay Anasına!
Bir barışma, bir küs sonlandırma kampanyasıdır gidiyor, e bu kadar
barışcı kızlarlardınız da, neden yıllarca ve ne diye bu kadar kavga
polemik yaptınız? ekrana davet ettiklerinizi birbirleriyle kavga
ettirdiniz, yetmedi telefon bağlantılarıyla kavgaları devam
ettirdiniz o da yetmedi birbirinize girdiniz.
‘Ölümlü Dünya’ yeni mi aklınıza
geldi?
Sanki bir haltmış gibi paylaşamadığınız aşklar, adamlar yüzünden
birbirinizin boşuna mı kalbini kırdınız, adamların aklını çelip
boşattınız, adamlar birinizi aldı öbürünü bıraktı ve neticede öküz
ölmüş ortaklık bitmiş siz hala birbirinizi suçladınız?
Bir dargın bir barışık ama sizin işler hep çok karışık...
Gerçek barışma olabilmesi için gerçeklerin ortaya çıkması gerekir,
oysa siz kavgalıyken birbirinizin hakkındaki gerçekleri
söylüyorsunuz, bu işte bir terslik var, buna barış değil ateşkes,
hatta örtbas bile denebilir.
Lakin geçmiş orada duruyor ve hiç bir pakt, anlaşma, barış
geçmişinizi silemez...
Birbirinizle barış yapmanız hikaye, asıl bunca yıl zihinlerine
zarar verdiğiniz izleyici ile, halk ile nasıl barış
yapacaksınız?
Siz sanki hiç yanlış yapmamışsınız gibi mi olacak?
Yani tek yayın kusurunuz birbirinize düşmeniz miydi?
Bence, tek hayırlı iş birbirinize düşmenizdi, yapmayın Allah
Aşkına
Yoksa birileri size ayar mı verdi, ee peki şimdi siz kimlerle kavga
edeceksiniz, yedek kulübesinde kimler var?
Gerçek barış öyle kendi aranızda öpüşüp sarılmalarla olmaz, bir
bedeli vardır.
Önce nerelerde hata yaptığınız ortaya çıkacak, hasar tespiti
yapılacak, zarar görenlerin ki burada izleyici yani halkın zihni
tazmin edilecek, yani öyle bilinmeyenle barış ya da affetmekle
olmaz.
Zaten çoğunuzun yerine çıtırlar hazırda bekliyor, alın yünlerinizi
örün biraz, zaten çoğunuzun aşk yaşadığı adamlar aklınız fikrinize
hayran oldukları için gelmediler peşinizden, o adamların niçin
geldiklerini sizde biliyorsunuz...
Bu arada Hülya yeni bir fitil ateşledi, ona da filmi yeni gösterime
giren Aslantuğ atladı, Hülya’ya sahip
çıkıp ‘Hırpalamayın’ komutu
verdi, ben olsam Hülyanın yerinde kızarım koskoca Hülya,
Aslantuğ’un himayesine mi kaldı?
Bu barışma değil mesele, biraz susmaları ki kafamızı
dinleyelim.
Bakın bu işi usulüne göre götüren Gülben, kimseyle barıştığı filan
yok. Şimdi bana ne bok atacaksınız bakalım?
Bu arada Miami’de ki ev için çok teşekkürler arka bahçeye benim
kedi köpeklerde sığdı, ama Portekiz ve Barselona’da ki apartman
biraz dar...
Şaka tabii, bu ülkede kim kime doğruları söylediği için ev alır
ki?
Sacit Aslan