Seda Kaya: 'Ulusal eylem planı'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün başlattığı "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı" çerçevesinde yapılan durum değerlendirmesinde "Kadın ve Medya" bölümünü ele almaya devam edelim.
Dün kadınların medyada görünmesinden söz etmiştik. Bugün de medyada
çalışan kadınlara bir göz atalım.
Yeri geldiğinde hep değiniyorum medyada da diğer sektörlerde ve
kurumlarda olduğu gibi tepedeki kadın sayısı çok az. Bakanlığın
yaptığı açıklamada da "Yazılı basında istihdam edilen
kadınların çoğu haber muhabiri, magazin yazarı ve kadın sayfası
yazarı olarak kurumsal hiyeraşinin daha alt kademelerinde
yoğunlaşmaktadır" deniyor.
Çalışan personelin kadroları incelendiğinde ulusal, yerel ve
bölgesel yayınlarda çalışanların yüzde 34'ünü kadınlar oluşturuyor.
Ve çoğu orta düzeydeki pozisyonlarda görev yapıyorlar. Üst yönetim
kademesi erkeklerden oluşuyor.
YÖNETİCİ KADIN
Bizim gazetemizde olduğu gibi kadın yönetici sayısı olan
gazetelerin sayısı yok denecek kadar az.
Yazılı basın gibi televizyonlarda da durum aynı. Kamu yayıncılığı
yapan TRT yönetiminin en üst seviyesi olan yönetim kurulunda yer
alan 7 üyenin, 4 genel müdür yardımcısının ve 11 yurtdışı
temsilcilerinin tamamı erkek. 17 Daire başkanlığında ise 1 kadın
daire başkanı bulunuyor.
İşte bakanlığın yürüttüğü eylem planının amacı medyada kadının
temsilini artırmak. Bu konuda olumlu çalışmalar da yok değil.
Özellikle yerli dizilerde ve programlarda çağdaş, özgüvenli,
çalışkan, rasyonel, güçlü ve bağımsız kadın imgesi yer bulmaya
başladı.
Ama Ankara'daki yapılan değerlendirme toplantısında bu değişimin
oldukça yavaş olduğunun ve kadın imgesinin hala toplumsal cinsiyet
eşitliğinden yana olmadığının altı çizildi.
ÇALIŞANLARA EĞİTİM
Üstelik bu imgenin her şeyi tek başına yapmak durumunda olan
"süper kadın" algısına yol açtığını ve bunun da
kadınlar üzerinde baskı yaratabileceğine değinildi. Yani bir
tarafta toplumun istediği role bürünen "ev
kadınları" var. Bir tarafta bununla yetinmeyen ve iş
hayatında da var olmak isteyen kadın. Ama bütün gün dışarıda
çalışması ev işlerinin yükümlülüğünden kurtulmasını sağlamıyor. Bu
görevler yine onun üzerinde kalıyor ve toplum ondan hepsini
başarıyla ürütmesini bekliyor.
Bu da işte toplumsal cinsiyet rollerinin kadının elini
zayıflatmasına neden oluyor. Amaç kadınların medyadaki konumlarını
güçlendirmek. Bunun için de başta TRT olmak üzere tüm medya
kurumlarında çalışanlara yönelik "toplumsal
cinsiyet" eğitimleri verilmesi gerekiyor. çünkü hala pek
çok kadınların önünde hiçbir engel olmadığını ve çalışmak isteyen
her kadının yolunun açık olduğunu düşünüyor.
SEDA KAYA / YENİ ASIR İNTERNET SİTESİ