Tuğba Sarıünal kitabı 'Nakil'i anlattı

Oyuncu, manken Tuğba Sarıünal, ‘Cinius Yayınları’ndan çıkardığı tıbbi gerilim türündeki romanı ‘Nakil’ ile yazarlığa adım attı.

Tuğba Sarıünal kitabı 'Nakil'i anlattı

Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden mezun olan Tuğba Sarıünal, işletme eğitimi de almış ancak yarım bırakmış. Kariyerine oyunculukla başlayan Sarıünal, fotoğraf çektirmek için gittiği stüdyoda ilk katalog teklifini alarak tesadüf eseri mankenliğe de adım atmış.  Başta kendine güvenemediği için hemen karar verememiş. Ancak tavsiyeler üzerine koreografi ve mankenlik eğitmeni Ferhan Aral ile tanışıp bu konuda eğitimini tamamlamış. Sarıünal’ın sağlık üzerine eğitim alması mankenlik yaparken de işine yaramış. Bir defile sırasında izleyicilerden biri kalp krizi geçirince Sarıünal podyumdan atladığı gibi hastanın yanına gidip müdahale etmiş. Oyuncu olmayı çok isteyen Sarıünal, bu konuda eğitim de almış. Hayatı boyunca eğitimin ve donanımlı olmanın gerekliliğine inandığını anlatan Sarıünal, bir projeye hazırlanırken senaryoya hâkim olmanın öneminden de söz ediyor. Çünkü ona göre oyunculuğun inandırıcılığı senaryoya ve karaktere hâkim olmakla mümkün.

OYUNCULUK VE YAZARLIĞI SEÇTİM

Peki, mankenden şarkıcı, oyuncu olur da tıbbi polisiye yazarı olur mu diye sorunca “Manken, oyuncu, senarist, yazar, sağlıkçı... Birbirinden çok ayrı meslekler gibi görünse de, hayatın içinde öyle değil. Ayrıca tıbbi polisiye yazarı zaten hiç olmadı Türkiye’de üstelik dünyadaki örnekleri de çok az” diyor. Yazarlığa adım atan Sarıünal bundan sonra yoluna yazar olarak mı devam edecek diye merak ediyoruz. Seçimini oyunculuktan ve yazarlıktan yana kullanmayı tercih eden Sarıünal, “Sağlık okumam ve mankenlik yapmış olmam bana çok şey kattı. Ama yaşınız ilerledikçe kendinizi daha iyi tanıyıp sizi daha fazla tatmin eden işlere yöneliyorsunuz. Şimdilik hedefim oyunculuk ve yazarlık ama ileride ne olur bilemem” diyor.

Yazıyla ilişkisi ta çocukluğunda yazmayı öğrendiği o günlerde başlamış. İlkokulda en başarılı olduğu alan kompozisyon yazmakmış. Öyle ki kompozisyon sınavlarında kâğıdını doldurur bir de öğretmeninden fazladan kâğıt istermiş. Her zaman yazılılardan yüksek, sözlülerden düşük not alan Sarıünal, “Zamanla yazmak kendimi ifade etme biçimim oldu. Sayısal bölüm okumama rağmen hep yazdım. Tiyatrolarda metin yazarlığı yaptım. Ardından sinema filmi yazdım ve Drama İstanbul’a kabul edildim” diyor.

Tuğba Sarıünal, romanını bir ay gibi bir sürede bitirmiş. Onun için kalabalık ortamda mı yazmak kolay yoksa insan içinde mi diye soruyorum. “Ortamın hiçbir önemi yok benim için. Zaten hangi ortama gidersem gideyim yine kendimi götürüyorum. Evde, kafede, parkta her yerde yazabilirim” diye cevap veriyor.

YAZDIKLARIMA İNANDILAR

İlk kitabı yayımlatmanın çok da kolay olmadığı bilinir. Yazarımıza kitabı yayımlatma sürecinde zorluklarla karşılaşıp karşılaşmadığını sorduğumda çok da zorlu bir süreç yaşamadığını öğreniyorum. Onun en büyük şansı; yazarlık yolunda kendisine ve yazdıklarına inanan insanlarla karşılaşması olmuş. “Size destek vermeye gönüllü olan insanları bulduğunuz zaman işiniz çok da zor olmuyor. Bana ve yazdıklarıma güvendiler.” Bir sonraki romanını yine tıbbi gerilim türünde yazmayı planlayan Sarıünal, ikinci kitabı için çalışmaya başlamış bile. Arayı çok açmadan birkaç ay içinde yeni kitabını satışa çıkarmayı hedefliyor.

İYİ Kİ ROMANIMI BASTIRMIŞIM

Romanını bitirdiği zaman yazdıklarını herkesten köşe bucak saklamış. “Çocuklar günlüklerini saklar ya ben de öyleydim.” Sonra yazdıklarını azar azar arkadaşlarına anlatmaya başlamış. Gerilim dolu hikâyeyi dinleyen herkesin dikkatini çekmiş. Sarıünal romanından parçalar anlattıkça daha çok merak eder olmuş arkadaşları ve devamını da dinlemek istemişler. Dinleyen herkesin ortak fikri romanı bastırması olmuş. Yazdıklarını paylaşma konusunda çekingenlik yaşayan genç yazar, “İyi ki romanımı bastırmışım” diyerek memnunluğunu dile getiriyor. Sonunu tahmin edemediği, sürükleyici polisiye kitaplardan keyif aldığını söyleyen Sarıünal’ın başucu kitapları arasında Tess Gerritsen serisi, Michael Palmer ve Jean Christophe Grange yer alıyor. Kendisinden ilk romanını yazacak olanlara tavsiye istediğimizde “Daha yolun çok başındayım ama inandıkları bir konuları varsa asla peşini bırakmamalarını öneririm” diyor. 

SİBEL ATEŞ YENGİN / AKŞAM İNTERNET SİTESİ