Türkiye'de İslamcılar ivme kazanıyor!
Wikileaks uzunca bir süredir merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait belgeleri bu gece yayımladı.
Belgeler, 2004 yılından bu yılın Mart ayına kadar yapılan 250
bin adet diplomatik gizli yazışmayı içeriyor.
Belgelerde Amerikalı diplomatlar bir ortak olarak Türkiye’nin
güvenilirliğine ilişkin şüphelerini dile getirirken ve bu kapsamda
Başbakan Erdoğan ve danışmanlarına yönelik olumsuz ifadeler yer
alıyor.Türkiye’nin gelecekte İslam devleti olma yolunda ilerlediği
ve Avrupa Birliği’ne üye olamayacağı yönündeki görüşler de
belgelerde yer alıyor.
Wikileaks merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait
belgeleri akşam saatklerinde yayımladı. Gizli belgelerde, 2004
yılından bu yılın Mart ayına kadar yapılan 250 bin adet diplomatik
gizli yazışmalar yer alıyor.
Wikileaks tarafından yapılan açıklamada, sitenin uğradığı saldırı
nedeniyle gizli belgelerin ABD’li New York Times, İngiliz Guardian,
Alman Der Spiegel, İspanyol El Pais ve Fransız Le Monde tarafından
yayınlandığı belirtildi.
Guardian gazetesinin internet sitesinden yayınladığı gizli
belgeler, Türkiye hakkında çok sayıda önemli bilgiler içeriyor.
Gizli belgeler arasında İsrail’in Türkiye’nin uyguladığı
politikalardan duyduğu rahatsızlığı ABD’ye iletmesi yer alıyor.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in de Türkiye’nin bir
enerji merkezi olmaması için Rusya ile gaz anlaşması yaptıklarını
söylediği belirtilen belgeler arasında, Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun
Sinirlioğlu’nun, ABD’li yetkililerle yaptığı görüşmelerin
tutanakları da yer alıyor.
TÜRKİYE’DE İSLAMCILAR İVME
KAZANIYOR
Wikileaks’in yayınladığı belgelerin Türkiye
ile ilgili bölümlerindeki 31 Ağustos 2007 tarihli bir belgede, aynı
yılın 17 Ağustos günü İsrail gizli servisi Mossad’ın Başkanı Meir
Dagan ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns arasında yapılan
toplantının tutanağı göze çarpıyor.
Toplantıda iki yetkilinin Ortadoğu’daki son durumu ele aldıkları ve
özellikle İran konusunun üzerinde durdukları ortaya çıktı.Tutanağa
göre, Dagan, Burns’e Türkiye’ye baktığı zaman ülkedeki İslamcıların
giderek ivme kazandıklarını gördüğünü söyledi.
"ORDU DAHA NE KADAR SESSİZ KALACAK"
Belgede,
"Dagan burada sorulması gereken esas sorunun kendisini Türkiye’nin
laik kimliğinin savunucusu olan ordunun bu duruma daha ne kadar
sessiz kalacağı olduğunu ifade etti" denildi.
Yine aynı belgeye göre, İran’la ilgili olarak Dagan, güç kullanarak
rejim değişikliğine gidilmesi için daha fazlasının yapılması
gerektiği yönündeki görüşünü dile getirdi.
25 Şubat 2010 tarihli Azerbaycan ile ilgili bir başka belgede de
Türkiye’nin bahsi geçiyor. Belgede, Azerbaycan Devlet Başkan İlham
Aliyev’in ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bill Burns ile yaptığı
görüşmenin detaylarına yer verilmiş.
Bu belgede ise Aliyev’in Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile
Başbakan Vladimir Putin arasındaki ilişkiyi tanımlarken "kaba bir
sokak ağzını" kullandığı ifade ediliyor.
Aliyev’in Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma süreci ve
Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili görüşlerini dile getirirken de aynı
üsluba başvurduğu ifade edildi.
Belgede, "Aliyev, Burns’e 24 Nisan’ın Dağlık Karabağ sürecinin yanı sıra Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecinin üzerinde ’Demokles’in Kılıcı’ gibi sallandığını söyledi" denildi.
Aliyev’in ayrıca Türk-Ermeni normalleşme sürecinin Dağlık
Karabağ konusunda ilerleme kaydedilmesi için Nisan ayından sonra
ele alınması önerisi yaptığı da vurgulandı. Aliyev, ayrıca Karabağ
konusunda daha da esneklik göstereceklerini söyledi ancak ABD’den
Ermenistan üzerindeki baskıyı artırmasını istedi.
Belgede Aliyev’in Putin ile Medvedev arasında bir çekişme olduğunu
hissettiğini söylediği de yer alırken, "Aliyev, (kaba bir sokak
ağzı kullanarak) Azericede bir deyim vardır: İki kelle bir
tencerede pişmez" denildi.
Görüşmede Burns, ABD’nin Türkiye ile Ermenistan arasındaki
normalleşme sürecinin Erivan’ın Dağlık Karabağ konusunda daha esnek
hareket etmesini sağlayacak siyasi bir zemin yaratacağını
düşündüğünü söyledi.
Aliyev, İran’la ilişkilerini "gergin ve istikrarsız" olarak
tanımladı. Azeri lider ayrıca, İran’ın Azerbaycan’a yönelik siyasi
provokasyonlarının sürdüğünü de ifade etti.
"NABUCCO’YA İHTİYACINIZ VAR MI?"
Toplantıda
enerji konusu da ele alındı. Aliyev Türkiye’nin "yapıcı bir tutum"
sergilemesi durumunda gaz geçiş anlaşmasının yapılabileceğini de
ifade etti. Aliyev’in bahsettiği anlaşma Haziran ayında
imzalandı.
Belgede, "Aliyev, Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın kısa bir
süre önce Azerbaycan devlet petrol şirketinin başkanına ’Neden
Rusya ile ilişkilerinizi bozuyorsunuz ki? Nabucco’ya gerçekten
ihtiyacınız var mı?’ dediğini de söyledi" denildi.
"TÜRKİYE’NİN ENERJİ MERKEZİ OLMASINI
İSTEMEDİK"
Belgede dikkat çeken bir diğer nokta da
Aliyev’in ABD’li yetkiliye Rusya’ya gaz satma anlaşmasının
detaylarını aktarması oldu. Belgeye göre Aliyev, bu anlaşmanın
"Türk dostlarımıza" doğalgaz dağıtım merkezi yaratmasına izin
verilmeyeceğini göstermek için yapıldığını ifade etti. Belgede,
Aliyev, Erdoğan hükümetinden "haz etmediğini" de söyledi.
“ANKARA’NIN ARABULUCULUK ÇABALARI MANTIKLI
DEĞİL"
17 Kasım 2009 tarihinde Ankara’da yapılan ve
dönemin ABD Büyükelçisi James Jeffrey tarafından gizli belge
statüsünde gönderilen tutanakta, Philip Gordon ile Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu arasında yapılan ve İran’ın nükleer programını konu
edinen bir görüşmenin detayları yer alıyor.
12 Kasım’da yapılan ve 40 dakika süren görüşmede Gordon,
Davutoğlu’nu Ankara’nın arabuluculuk çabalarının faydalı ya da
mantıklı olmadığına ve İranlılara ciddi müzakerelere başlamadan
zamanla oynama şansı verdiğine ikna etmeye çalıştı.
Davutoğlu İran hükümetinin kamu önündeki tavrını bir kez daha dile
getirirken, "İranlıların P5+1in önerilerine prensipte evet dediğini
ancak kamuoyunun algısını düzeltmek zorunda olduğunu" aktardı.
İran’ın nükleer silah sahibi olması durumunda yaşanabileceklerle
ilgili olarak Davutoğlu Türkiye’nin "elbette" bu riskin farkında
olduğunu, tam da bu sebepten İranlılarla bu kadar yakından
çalıştıklarını söyledi.
Gordon, Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarının Türkiye’nin meseleyi
nasıl gördüğüyle ilgili soru işaretleri yarattığını söyleyince
Davutoğlu bunun farkında olduğunu ancak Guardian’ın son röpotajında
Erdoğan’ın söylediklerini doğrudan aktarmadğını belirtti.
Davutoğlu, "Sadece Tükiye İran’la açık ve eleştirel bir dille
konuşabilir, çünkü Ankara kamuoyu önünde dostluk mesajları
vermektedir" dedi.
Gordon, Ankara’dan yaptırımların dikkate alınmaması durumunda
olabileceklerle ilgili güçlü bir mesaj vermesini istedi. Davutoğlu
ise Erdoğan’ın Tahran ziyaretinde bu mesajı zaten verdiğini
belirtti. Türkiye’nin dış politikasının bölgeye bir "adalet
duygusu" ve "vizyon duygusu" verdiğini, İran’a ve Suudilere bir
alternatif olduğunu ve "bölgede İran etkisini sınırlandırdığını"
söyledi.
25 Şubat 2010 tarihli bir başka tutanak ise 18 Şubat tarihinde
William Burns’le Feridun Sinirlioğlu arasında yine Ankara’da
yapılan bir görüşmenin içeriğiyle ilgili. Toplantıda İran’dan
Ermenistan protokollerine, PKK’dan Kıbrıs görüşmelerine ve füze
savunma sistemine kadar birçok konuda değerlendirmeler var.
İran: Sinirlioğlu Ankara’nın resmi tavrını
yinelerken askeri operasyonun Türkiye’ye zarar vereceğini,
yaptırımların ise İran halkının kenetlenmesine yol açarak
muhalefete zarar vereceğini söyledi. Sinirlioğlu bölge ülkelerinin
İran’ı bir tehdit olarak gördüğünü belirterek, "Şam’da bile alarm
zilleri çalıyor" dedi.
Ermenistan: Sinirlioğlu protokollerin onay
süreciyle Minsk süreci arasında eşzamanlılık istedi. Kongre’nin
"soykırım" tasarısını kabulünün onay sürecindeki hesapları çıkmaza
sokacağını söyleyen Sinirlioğlu, "Aliyev’in kabul edeceği bir şey
olursa biz de ilerleyebiliriz" dedi. Sinirlioğlu, gaz anlaşmasıyla
ilgili olarak da "Bize güvenmiyor" dedi.
WIKILEASKS’A GÖRE FRATTİNİ TÜRKİYE İÇİN "AVRUPA VE İRAN
ARASINDA İKİLİ OYUN OYNUYOR" DEDİ
WIKILEAKS tarafından
yayınlanmaya başlanan ABD’nin dişişlerine dayalı belgeleri arasında
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin "Putin’in sözcüsü" olduğu,
Dışişleri Bakanı Franco Frattini’nin de Türkiye’nın Avrupa ve İran
arasında ikili oyun oynadığını belirttiği iddia edildi.
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini ve ABD Savunma Bakanı
Robert Gates arasında yapılan görüşmede, Frattini’nin Gates’e,
Türkiye’nin Avrupa ve İran arasında ikili oyun oynadığını ifade
ederek bu durumdan yakındığı iddia edildi. Görüşmenin ardından
ABD’nin Roma Büyükelçiliği tarafından 8 Şubat 2010’da Washington’a
gönderilen teleks mesajında, “Frattini özel olarak, Türkiye’nin
Avrupa ve İran arasında gerçekleştirdiği ikili oyun hakkında,
tatminsizliğini dile getirdi" ifadesinin yeraldığı belirtildi.
Mesajda ayrıca, "Frattini’ye göre Çin ve Hindistan, halkı tehlikeye
atmadan İran yönetimininin yönünü etkileyebililecek kritik ülkeler"
ve "Frattini, Sudi Arabistan, Türkiye, Brezilya, Venezüella ve
Mısır’ın resmi olarak İran’la masaya oturabileceğini bildirdi"
ifadelerinin yeraldığı belirtildi.
Bu arada yine ABD’nin Roma Büyükelçiği tarafından hazırlanan
belgelerden birinde, “Berlusconi ve Putin arasındaki ilişki
olağanüstü sıkı. Enerji alanında karşılıklı çok cömert anlaşmalarda
bulunuyorlar. Bu arada karşılıklı olarak çok cömert hediyeler
veriyorlar" ifadesi kullanılırken bir başka belgede ise,
"Berlusconi, Putin’in Avrupa’daki sözcüsü gibi görünüyor"
tanımlamasına yer verildiği dile getirildi.
Cihan Yavuz