"Uykusuzluk, ciddiye alınması gereken bir bozukluk"
"Uykusuzluk, ciddiye alınması gereken bir bozukluk"
Seksenden fazla çeşidinin bulunduğu tespit edilen uyku
bozukluklarının cinsel işlev problemlerinden trafik kazalarına,
hatta uykuda ani ölüme neden olabilecek önemde olduğuna dikkati
çeken uzmanlar, bu sorunların tedavi edilebilir olduğunu
belirtiyor.
Kent Hastanesi Alsancak Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr.
Aytekin Akyüz yaptığı açıklamada, 18 Mart’ın tüm dünyada uyku günü
olarak kutlandığını hatırlatarak, buradaki amacın uyku bozuklukları
konusunda toplumu bilinçlendirmek olduğunu bildirdi.
Yaşamın üçte birinin uykuda geçtiğini ve uykunun hayati öneme sahip
olduğunu vurgulayan Akyüz, "Uykunun bedenimiz üzerinde
dinlendirici, canlandırıcı ve yenileyici etkileri var. Vücudumuz
için gerekli olan melatonin ve bazı hormonlar, özellikle de büyüme
hormonu gece uykuda salınmaktadır. Bağışıklık sistemimiz uykuda
güçlenmektedir. Yani sağlıklı ve yeterli uyumayan kişi, ciddi
sağlık sorunlarıyla karşılaşır. Bu bakımdan kesinlikle hafife
alınmaması gereken bir alan" dedi.
Akyüz, uykusuzluğun en sık rastlanan sağlık sorunlarından biri
olduğuna dikkati çekerken, seksenden fazla uyku bozukluğu çeşidinin
tespit edildiğini söyledi.
Tıbben "insomni" olarak adlandırılan uykusuzluğun, "uykuya
dalamama, uykuyu sürdürememe, yani sık sık uyanma ve sabah erken
uyanma" şeklinde yaşanabildiğini anlatan Aytekin Aküz, "İnsanların
yarısı hayatlarının bir döneminde uykusuzluk çekerken, yüzde 10
kadarı da kronik uykusuzluk çekerler. Dinlendirici olmayan uyku
gündüzleri yorgunluk, halsizlik, sinirlilik, huzursuzluk,
performansta azalma, dikkat, konsantrasyon ve hafıza bozukluğuna ve
depresyona yol açabilmektedir. Ayrıca iş ve trafik kazalarına,
hatta uyku apnesine, uykuda ani ölümlere bile neden olabilmektedir.
Diğer uyku bozuklukları arasında vücudun biyolojik saatiyle ilgili
bozukluklara bağlı gündüz aşırı uyuma da görülebilir. Uykuda
yürüme, altını ıslatma, kabuslar da uykuyu kesintiye uğratabilir"
diye konuştu.
-UYKUSUZLUK KADINLARDA DAHA SIK
Prof. Dr. Akyüz, kronik uykusuzluğun kadınlarda daha yaygın
olduğunu, menopoz, adet dönemi ve hamileliğin bu yaygınlığa neden
olan etkenler arasında bulunduğunu bildirdi.
Uyku bozukluğunun yaşa göre de değişkenlik gösterdiğine işaret eden
Aydekin Akyüz, gençlerde daha çok uykuya dalma güçlüğü görülürken,
yaşlılarda uykuyu sürdürmeye ilişkin sorunların ön planda olduğunu,
ayrıca yaş ilerledikçe uyku ihtiyacının azaldığını dile
getirdi.
Akyüz, uykusuzluğu olan insanların günlük yaşamlarında daha çok
sorun yaşadığını, bunların en başında da sağlıkla ilgili
problemlerin geldiğini ve giderek yaşam kalitesinin düştüğünü
söyeldi.
Psikiyatrik bozuklukların yüzde 75’inde uykusuzluk görüldüğü
bilgisini veren Akyüz, "Depresyonda daha çok gece sık sık uyanma,
sabah erken uyanma görülürken kaygı ve bunaltı bozukluğunda, yani
anksiyetede uykuya dalamama ön plandadır. Fiziksel ve ruhsal
hastalıklar, ağrı, bazı ilaçlar, kahve, çay, kola gibi kafeinli
içeceklerin, sigara, açlık, aşırı yeme, ağır egzersizler ve heyecan
verici aktiviteler de uyku bozukluklarına yol açmaktadır" dedi.
Prof. Dr. Akyüz, normal uyku süresinin gençlerde ve erişkinlerde
ortalama 7-8 saat olduğunu belirterek, Sağlıklı bir uyku için şu
birkaç temel hususa dikkat edilmesi gerektiğini anlattı:"Her gün
aynı saatte yatıp uyanmaya gayret edin. Sadece uykunuz geldiğinde
ve sadece uyumak için yatağınıza gidin. Özellikle de yatakta
televizyon izlemeyin. Yatak odanız loş ve sessiz olmalı, aşırı
sıcak veya aşırı soğuk olmamalı. Uykudan önce heyecanlı
aktiviteler, spor yapmak, film izlemek, oyun gibi faaliyetlerde
bulunulmamalı. Ilık duş, uykuya geçmeyi kolaylaştırır. Akşam aşırı
yemekten, sigara ve alkolden kaçının. Yatmadan önce bir bardak süt
veya yoğurt yiyebilirsiniz. Gündüz veya akşamüstü 30-60 dakika
düzenli egzersiz, hem uyku kalitesini, hem de uykuya dalışı
kolaylaştırır. Kısaca, uykusuzluk çözülebilir, tedavi edilebilir
bir sıkıntıdır ve ciddiye alınmalıdır."