YAKIŞIKLI AKTÖR OZAN GÜVEN FUTBOL DERGİSİNE KONUŞTU
Çocukken uykudan önce “Allah’ım n’olur Rıdvan sakatlanmasın” diye dua eden “Yahşi Batı”nın yıldızı Ozan Güven’in en büyük derdi, oğlunun “Beşiktaşlı” olması..
Fenerbahçe sevdanız nasıl
başladı?
- Nasıl Fenerbahçeli olduğumu hatırlamıyorum. Tek hatırladığım,
rahmetli anneannemin bana tozluk da dâhil aldığı Fenerbahçe
formasıydı. 5-6 yaşlarındaydım o zaman. Bir hafta onlarla yatıp
kalkmıştım. Sokakta oynadığım mahalle maçlarındaki topun, kramponun
kokusu hâlâ burnumdadır. Almanya’da büyüdüğüm için takımları çok
bilmiyordum. Fenerbahçe diye bir takımın olduğunu bilmek, çubuklu
formayı bir kez görmek yetmişti bana. Abdülkerim, Müjdat ve
Schumacher’li kadronun göbeğinde taraftarlığım almış başını
gitmişti. Schumacher gelmeden üç yıl önce uyanmıştım
Fenerbahçe’ye.
Ayakkabı dükkanınızdan dolayı sürekli Beşiktaş
Çarşı’dasınız. Sizin için zor olmuyor mu?
- 20 senedir Beşiktaş’tayım, artık Çarşı’nın çocuğuyum.
Çarşılıların beni zorla Beşiktaş maçlarına götürdükleri çok oldu.
Ancak maçlarda hep sırtım sahaya dönük oluyordu. Eski Fenerbahçeli
futbolcu Müjdat Yetkiner de sürekli Beşiktaş Çarşı’dadır. Çarşı çok
acayip bir gruptur ama Müjdat Ağabey, Hasan Tahsin gibi gezerdi
Çarşı’yı. “Fenerbahçelilik böyle bir şey herhalde” demiştim onu ilk
gördüğümde. Onun dışında da kimse yürüyemez Beşiktaş’ta öyle.
Mesela ben maçlara giderken formamı giyinip Çarşı’da yürüdüğümde
esnaf arkadaşlar “Ozan dışarı” diye bağırırlar. (Gülüyor)
İNÖNÜ’DE SAĞLAM DAYAK YEDİM
İnönü’de Fenerbahçe maçına hiç denk geldiğiniz oldu
mu?
- Maalesef evet! (Gülüyor) Locada olmama rağmen sağlam bir dayak
yemiştim. Bir de locada olmasam ne olurdu düşünmek bile
istemiyorum. Tribünlerde önceden yarı yarıya bir durum vardı.
Gittiğiniz ilk Fenerbahçe maçını hatırlıyor
musunuz?
- Unutmam mümkün değil! Sanki ben tribünde olduğum için Fenerbahçe
daha iyi oynuyor gibi bir his vardı içimde. ınsanın takımının bir
parçası olduğunu hissetmesi böyle bir şey sanırım. Ben olmasam
sanki o maç oynanmayacak gibiydi. Tribündeki binlerce kişi yokmuş
da sanki bir ben bir de takımım varmış gibi. Ali Sami Yen Stadı’nda
Aykut’un attığı golle Galatasaray’ı yenmiştik. “Oku bakayım:
Aykut!” diye yıkılırdı tribünler o dönem.
Futbol oynadınız mı?
- Karşıyaka’nın altyapısında yıllarca istikrarlı bir şekilde top
oynadım. Minik, yıldız, İzmir Genç Karma’da oynadım. PAF takımına
yükselecekken, Galatasaray’ın altyapısından burslu olmak üzere
teklif almıştım. Ancak ben Fenerbahçeliydim ve annem iş ciddiye
binince sakatlanmamdan korkar olmuştu. ıyi bir sağ açıktım. En
büyük isteğim futbolcu olmak, bu olmazsa da futbolcuyu oynamaktı.
ıkisi de olmadı şimdilik. Bundan dört yıl öncesine kadar halı saha
maçlarıyla kendimi avutuyordum. Yeniden oynamaya başlasam, kısa bir
süre dayanabilirim sanırım.
Karşıyaka’nın altyapısında oynarken Fenerbahçe’den teklif
gelseydi her şeyi bırakıp gider miydiniz?
- Annem, futbol söz konusu olunca ortalığı yıkıyordu. Tabii teklif
Fenerbahçe’den gelseydi eminim şartları zorlardım. Gerçi iki sene
Galatasaray’da oynayıp sonra “Ben doğuştan Fenerliyim” derdim
belki! (Gülüyor)
ESKİDEN FUTBOLCU YENİLİNCE ÜZÜLÜRDÜ
Eskiden izlediğiniz Fenerbahçe ile şimdiki arasında ne gibi farklar
var? Aklınızda neler kaldı?
- Bizde bir ılker vardı, oynadığı maçlarda toplam üç defa orta
yaptı. Sürekli Aydın’a yeniliyorduk, orman kaçkını Faruk’la
birlikte bizi rezil etmişlerdi. şimdilerde gol atan futbolcunun
takdir beklemesini anlayamıyorum. Senin işin gol atmak! Sen bunu
yapman için para alıyorsun. Eskiden futbolcunun mağlup olduğunda
üzüldüğünü görüyorduk. şimdi hiç öyle olmuyor. Ağızlarında sakız,
kulaklarında kulaklık sırıtıyorlar. “Altı ay beni hazırlayın, onun
yaptığı şeyi ben de yaparım” diyesi geliyor insanın. Barcelona’daki
bir futbolcu için bunu kim düşünebilir? Fenerbahçe’de oynuyorsan
kimse kendini senin yerine koymamalı, koyamamalı!
Fenerbahçe’nin eski futbolcularından birini geri getirme
şansınız olsaydı kimi geri getirirdiniz?
- Hiç tereddütsüz Rıdvan Dilmen’i isterdim. Ancak sakatlanmayan bir
Rıdvan! Küçükken her gece uyumadan önce ellerimi açıp “Allah’ım ne
olur Rıdvan sakatlanmasın!” diye dua ederdim. Bir şans daha verilse
Maradona’yı isterdim. Onun şimdiki haline bile razıyım. Sahanın
ortasında dursa bile ruhu bütün takıma yeter.
TAKIMIMIN BAŞARISI BENİM RAHATIMDAN ÖNEMLİ
Aziz Yıldırım’ın takım için vaatlerini duyduğunuzda ne
düşündünüz?
- Süleyman Demirel’in iki anahtar vaadi geldi aklıma. Bu taraftarın
başka hayalleri var. Benim 3 yaşındaki oğlum neden “Betiştaşlıyım”
desin? Kulüp başkanlarının biraz daha gizemli olmaları lazım bence.
Aziz Yıldırım ki Fenerbahçe’yi bir yerden alıp bambaşka bir yere
taşıdı, bu inkar edilemez. Oysa ben betonda oturmaya razıyım,
Fenerbahçe’nin başarısı benim rahatımdan önce gelir.
Oğlunuz Ali de Beşiktaşlı mı?
- Oğlumla birlikte Çarşı’ya geldiğimde “Baban da eskiden
Beşiktaşlıydı” deyip, Ali’nin kafasını karıştırıyorlar. O da
bilmiyorum, benim çıldırmam hoşuna gittiği için mi “Ben Betiştaşlı
oldum” diye tutturdu. Daha takımın adını bile söyleyemediğinden
ilerisi için umudumu yitirmiş değilim! şükrü Saraçoğlu’na her
seferinde onu da götürmeye çalışıyorum.
Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
- En büyük Fenerbahçe!
CEM’LE İZLEDİĞİMİZ HER MATA YENİLDİK
Fenerbahçeliliğinizin başınıza iş açtığı zamanlar oldu
mu?
- Çok! (Gülüyor) Onlardan biri de Kiev maçıydı. Cem Yılmaz’la
birlikte gitmiştik. ılk 15 dakikada ayağımın donduğunu hissettim.
ılk yarı sonunda belimden aşağısını hissetmez oldum, kademe kademe
donduk o maçta! Maç bittiğinde kalıp gibi kaldık Cem’le. Porto da
ona yakın bir tecrübeydi. ızlemeye gittiğimiz her deplasman
maçından mağlubiyetle döndük ve biz inatla gitmeye devam ediyoruz,
bence en büyük çılgınlık bu. Bir seferinde de en yakın arkadaşım
evleniyordu. Fenerbahçe-Galatasaray derbisine gün almış. “Ben
gelemem” dedim, düğünün tarihi değişti! (Gülüyor)
1 SAAT UYGUNSUZ VAZİYETTE OTURDUM
Sizin yaptığınız totemler var mı?
- Sevilla maçında yerde çok uygunsuz bir şekilde otururken gol
atmıştık, 60 dakika hiç kıpırdamadan öyle oturdum. Maç başladığı
anda kimse tuvalete gidemez. Maçtan önce gol atacağımız dakikayı
söylerim, çoğu zaman tutar. Maçta birileri bana “Fenerbahçe
kazanır” diyorsa uğursuzluk getiriyor. Çarşı’dan geçerken
kulaklarımı kapatır arkadaşları duymamak için deli gibi bağıra
bağıra geçerim!
PSİKOPAT FUTBOLCULARI ÖZLEDİM
Takımın Brezilyalıların psikolojilerine göre şekillenmesi konusunda
ne düşünüyorsunuz?
- Ben Fenerbahçe’de futbol oynuyor olsam “Alex yoksa bu takım yok”
dendiği zaman çok sinirlenirdim. Koskoca Fenerbahçe bir Alex’e mi
muhtaç yani! Brezilyalılar’ın çoğunlukta olduğu bir takım
yaratıyorsunuz, Brezilyalı hocayı gönderip Alman hoca
getiriyorsunuz. Tahammülsüzlüğümüz, uzun vadeli bir başarı grafiği
sağlayacak sistemi oluşturmamızı engelliyor. Totem yaparak maç
kazanmaya çalışıyoruz. Kaş göz yarana kadar oynayan futbolcuları
özledim. Onlardaki psikopatlığı, cengâverliği özledim.
FourFourTwo dergisi