Yaprak Dökümü biterken...
"Bir babanın evlatlarına bırakacağı en değerli miras temiz bir isimdir"... Memet Güler yazdı...
Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü romanındaki en güzel söz buydu şüphesiz. Günümüz dünyası için kulağa belki biraz klişe gibi gelse de gerçeğin ta kendisiydi aslında. Tarihler, 13 Eylül 2006 gününü gösterdiğinde defalarca televizyona ve sinemaya aktarılmış Yaprak Dökümü, bu kez yeni bir oyuncu kadrosuyla izleyiciye “merhaba” dedi. Hikâye tanıdıktı, yüzlere aşinaydık. Ama müthiş bir seyirci kitlesiyle buluşamadı, zirveye oturamadı dizi ilk 13 bölümünde. İzleyici Ali Rıza Bey’in aile dramına başlarda serin yaklaştı. Ama Kanal D, Yaprak Dökümü’nden hiç vazgeçmedi ve ısrarla tekrarlarını yayınlayarak her geçen bölümde seyircisine yenilerini ekledi. İşte Türk televizyon tarihinde milli maçlardan bile çok izlenen, beş sezon boyunca seyircisini hiç kaybetmeden devam eden Yaprak Dökümü efsanesi böyle doğdu. Aslında bilinen bir hikâyeydi. Geleneklerine bağlı Ali Rıza Bey’in ailesinin, taşradan büyük şehre gelince parçalanma öyküsünü anlatıyordu. Kitap 141 sayfaydı ama senaristler Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu her hafta yeni hikâyelerle diziyi beş sezon devam ettirmeyi başardı.
YAPRAK DÖKÜMÜ’NÜN KISA BİR ÖZETİ
Öyle olaylar yaşandı ki, bazen içimizden “Bu kadar da olmaz” dedik
ama yine de izlemekten vazgeçmedik. Bu hafta Yaprak Dökümü ekibi
tam kadro Beyaz Show’daydı. Beyaz, ekibe küçük bir sürpriz
hazırlamıştı. Beş yıl boyunca yaşananları iki dakikaya sığdırmaya
çalıştığı skeçte kendisi rol almıştı. Ben de Bizim Ekran
okuyucuları için Yaprak Dökümü’nün kısa bir özetini yazmaya
çalıştım ama Ali Rıza Bey ve çocuklarının başına gelenler inanın
yaz yaz bitmedi. Ali Rıza Tekin, emekli bir kaymakamdı. Trabzon’da
görücü usulüyle evlendiği Hayriye adında bir karısı vardı. Bu
ailenin Şevket, Fikret, Necla, Leyla ve Ayşe adında beş çocuğu
vardı. Her şey Ali Rıza Bey’in ailesini de yanına alıp İstanbul’a
gelmesiyle başladı. Önce oğlu Şevket evli bir kadın olan
Ferhunde’ye âşık oldu ve kocasından boşandıktan sonra onunla
evlendi. Tekin Ailesi’nin dramı da Ferhunde’nin aileye girmesiyle
başladı aslında. Gösteriş meraklısı bir kötülükler kraliçesiydi
Ferhunde. Evde partiler vererek Necla ve Leyla’ya da başka bir
dünya olduğunu gösteriyordu. Oğuz, Ferhunde sayesinde Tekin
Ailesi’ne girdi. Önce Necla’yla sevgili oldu, ardından da
Leyla’yla... Leyla bu ilişkiden hamile kalınca evlendiler. Ancak
Leyla, Oğuz’un Ceyda’yla olan ilişkisini öğrenince merdivenlerden
düştü ve çocuğunu da düşürdü. Necla, kardeşinin sevgilisini elinden
almasına dayanamadı ve Oğuz’la kaçtı. Leyla bu haberi duyunca sinir
krizi geçirdi ve akıl hastanesine yatırıldı. Fikret tüm bu
yaşananlara dayanamayıp hiç tanımadığı üç çocuklu bir adamla
evlenerek Adapazarı’na taşındı. Şevket, Ferhunde’nin isteklerine
karşılık vermek için çalıştığı bankanın müşterilerinin
hesaplarından kendi hesabına para aktardı ve hapse girdi. Necla
kendisini ailesine affettirdikten sonra Cem’le evlendi. Şevket
hapisteyken komşu kızı Sedef onu sevmeye devam etti ama Ferhunde
aldattı.
Tüm bunlar yaşanırken Ali Rıza Bey kahroluyor, Hayriye Hanım “Sakin ol Ali Rıza Bey, ağzımızın tadı bozulmasın” demeye devam ediyordu sürekli. Biraz da Hayriye Hanım’ın bu aymaz tavrından dolayı geliyordu başlarına bunca şey belki. Fikret, tanımadan evlendiği Tahsin’e âşık oldu ama kayınvalidesi Cevriye onu canından bezdirdi. Şevket hapisten çıkınca Sedef’le birlikte olmaya başladı. Ama Ferhunde peşini hiç bırakmadı. Borçlar ailenin canını yakarken Şevket inşaat işine girdi. O sırada Cem elim bir kalp krizi geçirip, hayata gözlerini yumdu. Leyla, Oğuz’a geri döndü. Ama Oğuz, Ceyda’yla evliydi. Bu defa da onun metresi olarak yaşamaya başladı Leyla. Üstüne üstlük bir de hamile kaldı.
SON SAYFAYI BİRLİKTE KAPATACAĞIZ
Fikret, Tahsin tarafından aldatılınca aile evine geri döndü. Oğuz
cinayet işledi ve Şevket suçu üzerine aldı. Oğlunun katil olduğunu
öğrenen Ali Rıza Bey felç geçirdi. Oğuz kaçtı, sonra vuruldu ve
komada yaşam mücadelesi verdi. Necla ikincisi kocası Ali Sarper’le
boşanma aşamasına geldi. Oğuz suçunu itiraf edip hapse girmemek
için kendini öldürmeye kalktı. Ferhunde, Ali Sarper’le yakınlaşmaya
başladı. Ayşe tüm bu kargaşanın arasında büyüdü, serpildi. Bu
talihsizlikler silsilesi, tam 173 bölüm boyunca devam etti. Ailenin
çınar ağacı Ali Rıza Bey’in yaprakları, bir bir yere serildi. Kimi
seyirci bunca gözyaşından sıkılmış, diziye veda etmişti.
Kimileriyse, beş yıllık bu kitabı son sayfasına kadar okuma
konusundaki ısrarından hiç vazgeçmedi. Bendeniz de onlardan
biriydim. İşte bu gece, Türkiye’yi öyle ya da böyle beş yıldır
ekran karşısında tutan Yaprak Dökümü’nün final bölümüyle son
sayfasını da kapatacağız. Tekin Ailesi’nin macerasına, yine onlarla
birlikte nokta koyacağız. Sizi bilmem ama benim hafızamda hep özel
bir yerleri olacak.
Memet Güler