Gizem Özdilli hayallerini anlattı

Mankenlik, şarkıcılık derken Gizem Özdilli, farklı bir alanda yeteneklerini gözler önüne seriyor. Yeme-içme sektörüne adım atan ve yemek kitabıyla birbirinden pratik tarifler veren Özdilli, ikinci kitabı için kolları sıvadı.

Gizem Özdilli hayallerini anlattı
Gizem Özdilli'nin Akşam'da yayınlanan röportajı...

Uzun yıllar mankenlikten sonra şarkıcılık yaptınız. Şimdi de yemek kitabınızla konuşuluyorsunuz. Mutfağa ve yemeklere olan ilginiz ne zaman başladı?

12 yıl profesyonel modellik yaptım. Bir hayli uzun süre yaptığım için titrim hâlâ model olarak geçiyor. Ama bu unvanı bırakalı neredeyse 8 yıl olacak. Şarkıcılık yaptım denilemez. O dönem çevrenin ve çalıştığım kişilerin baskısıyla pek isteyerek yapmadığım bir iş oldu. Zaten başlamamla bırakmam bir oldu. İnsan kalbindeki işi yaparsa mutlu ve başarılı olabilir diye düşünüyorum. Modellik yaptığım dönemlerde hep içimden geçirdiğim ve kimseyle paylaşmadığım sırrım bir lokantam olması yönündeydi. Aslına bakarsanız aile mesleğimizde lokantacılık ve fırıncılıktı. Dedem, Ankara’ya ilk döner makinesini getiren kişidir. Kısacası yemek yapma fikrim çocukluğuma dayanıyor. Sadece aile içinde olan bir gerçeği herkesle ve arkadaşlarımla paylaşmış oldum.

SOSYAL MEDYA SAYESİNDE KİTABIM ÇIKTI

Yemek kitabı çıkarma fikri nasıl oluştu?

Aslına bakarsanız benim yemek kitabı çıkarmak gibi bir fikrim yoktu. Çünkü yaptığım yemekler herkes tarafından seviliyordu. Ama bir lokanta açma fikri daha öncede belirttiğim gibi hep vardı. Kitap çıkarma konusunda sosyal medyanın oldukça büyük bir etkisi oldu. Tariflerim inanılmaz ilgi görüyor ve yemek yazarları yaptıklarımı sitelerinden  yayımlıyordu. Hatta birkaç tarifim televizyona da yansıyınca Alp Tuncer isimli editör bana ulaştı. Kendisi kitap teklifinde bulundu.

Daha sonra birbiri ardına ödüller gelmeye başladı…
Gerçekten bırakın uluslararası ödül almayı, tamamiyle amatörce evimin mutfağını paylaşmaktı amacım… Sadece sorumluluğumu bilerek işin bilirkişilerinden fikir ve onaylar aldım. Bu konuda TAFED’e duayen şefimiz Mehmet Yalçınkaya’ya sonsuz minnettarım. Kendisinin elinden fahri şef madalyası aldım. Tüm dünyada mutfak oscarları olarak bilinen World Cookbook Gourmand Awards yarışmasında dünya sıralamasında ilk 5’e girerek Paris Louvre Müzesi’nde düzenlenen ödül töreninde ülkemizi temsil etme onurunu yaşadım. Başarı çok mutluluk verici…

ÇEKİMLERDE BIÇAKLARIMI YANIMDAN AYIRMIYORUM

İkinci kitabınızı çıkarmayı düşünüyor musunuz?

İnanın ikinci kitap için stres yapmıyor değilim. Yine çok iyi olması için çabalıyorum. Kısmetse çok yakında Alfa Yayınları’ndan ‘Gizemin Mutfak Aşkı 2’, mutfak severlerle buluşacak.

Mutfakta özellikle kullanmayı sevdiğiniz, ‘asla yanımdan ayırmam’ dediğiniz ürün var mı?
Sanırım mutfakta çalışırken kendi elinin alıştığı bıçak... Çekimlere dahi kendi bıçaklarımı götürürüm. Onun dışında yapışmayan fırın tepsilerine ve seramik tencerelere bayılıyorum. Pilavın dibi tutacak ya da poğaça fırın tepsisine yapışacak şeklinde bir derdim olmuyor. Mini ev aletleri, kesiciler, doğrayıcılar, karıştırıcılar asla vazgeçilmezlerim.

KESİN ÇİZGİLERİM YOK

Firmalar mutfakta kadınlar için ne gibi ürünler yapmalı?

Hayatımızı kolaylaştıracak ürünlere ihtiyacımız var. Zamandan tasarruf ettiren, hijyenik, sağlıklı, pratik ürünler herkesin beğenisini kazanır. Komplike, karışık, teferruatlı ürünler, mutfakta yardımcı olmaktan ziyade zaman ve enerji kaybı yaşatıyor. Tabii ki benim de tercih ettiğim markalar ve ürünler var.

Önümüzdeki dönem için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Açıkçası kesin çizgilerim yok. Biraz kader, biraz kısmet… Ama öncelikle kitabım yakın zamanda çıkıyor. Yemek programı teklifi geldi ama arzu ettiğim gibi olmadığı için kabul etmedim. Hayalimde kendi mekânımı açmak var ama çok yüksek bütçeler çıkıyor. Hiçbir şeyden kısarak idare etsin mantığıyla bir yer asla açmam. Aslında hepsinden önemlisi kitabımın sevilmesi, ilgi görmesi ve yeni girdiğim yeme- içme sektörünün beni desteklemesi…
Konular Röportaj