Gupse Özay: 'İnsanları mutlu etme kaygım var'

Yeni Asır'dan Ercan Akgün'ün röportajı..

- Hoşgeldin İzmir'e, evine. Ne kadar oldu gelmeyeli?
Hoşbulduk. Canım hemşehrilerime, İzmir'in güzel havasına kavuştum. Çok mutluyum. 1.5- 2 ay olmuştur gelmeyeli.

- "Deliha"nın ilk galasını İstanbul'da yaptınız, nasıl geçti?
Çok heyecanlıydık. Düğün gibiydi. Hiçbir şey hatırlamıyorum gibi bir durumdayım. Ekip de aynı duyguları yaşadığı için, heyecanlarımız birbirine karıştı. Hoş bir gece oldu.

- Yorumlar da iyiydi sanırım?
Evet, herkes çok güzel yorumlar yaptı. Zaten bu komedi filmi, ne kadar kahkaha duysak o kadar mutlu oluyoruz. Baktık ki güzel kahkahalar geldi, "Oh dedik misyonumuzu tamamlamışız."

- Dizideki arkadaşlar beğendi mi?
Bütün dostlar geldi. Çok eğlendiler, keyifli buldular. Dostlarımızdan da böyle iltifatlar aldık, benim için güzel bir duygu.

- İzmir galasında heyecan var mıydı?
Burada heyecan mutluluğa dönüştü. İstanbul'daki galada heyecan fazlaydı çünkü benim hayatımda ilk defa film ve gala tecrübem oldu. Orada kalp krizinden ölmediysem ne mutlu bana.

- Türk sinema tarihinde kendi senaryosunu yazan ilk kadın komedi oyuncusu oldun. Nasıl bir duygu?
Öyleymiş, biz de sonradan öğrendik. Şahane bir duygu. Yılmaz Erdoğan söyledi. Araştırmış daha önce böyle bir durum olmamış. Allah dedim, ne güzel bir şey şansımıza. Ama alnımızın akıyla çıkmak daha iyi olur benim için.

- Bu kadar komik olmak zorunda mısın?
Teşekkür ederim. Ortamları pozitife çevirmek ve insanları mutlu etmek gibi kaygısı olan bir kişiyim çocukluğumdan beri. Komedi daha geniş kitleleri aynı anda güldürebilmek ise bu beni daha çok mutlu ediyor. Mutlu etmek üzerine çalışıyorum.

- "Yalan Dünya" sona erdi. Yakında başka bir dizi çalışması olacak mı?
Şu an için yok. Benim zaten hedefim sinema filmi yapmaktı.

- Ne zamandır vardı bu hedef?
Mesleğe ilk başladığımdan beri komedi filmi senaryosu yazıp oynama hayalim vardı. Ama sinema mı dizi mi karar verememiştim. Şimdi dizi tecrübem oldu. E sinemayı da yaptım, çok sevdim. Muhteşem bir serüven. Umarım bundan sonra sadece film olur.

- Seyirci seni komedi oyuncusu olarak tanıdı ve çok da başarılısın bu konuda. Komedi dışında bir şey düşündün mü hiç?
Düşünmedim ama benim için ters köşe olurdu herhalde. Çocukluğumdan beri komediyi daha çok seviyorum. Ama dram neden olmasın. Tabii biraz travmatik şeyler yaşamam gerek. 35 yaşından sonra düşünebilirim. Yaşlılık ve ölüm korkusu derken drama geçiş yapabilirim belli olmaz.

- Çekimler ne kadar sürdü?
Bir buçuk aya yakın sürdü. Çok güzel bir ekiple çalıştık. Keyifli bir film oldu.

- Film için kilo almıştın sanırım. Nasıl oldu bu macera?
Evet Zeliha karakteri için iri olmam gerekiyordu. Marttan itibaren 10 küsür kilo almıştım. Bir anda olmadı tabi. Devamlı yedim içtim. Metabolizmam ne kadar müsaitmiş demek ki kolayca irileştim. Film bittikten sonra da kiloları geri vermek için detoks, diyet, spor ne varsa yaptım.

- Günlük yaşantında da böyle deli dolu musun?
E tabi biraz çatlak tarafım var.

Beni babama benzetirler

- Baban Senih Özay ile önceden tanışmıştım. Eğlenceli matrak bir insan.
Evet babaya benzetirler beni.

- Kendisiyle bir sohbetimiz sırasında "Eskiden Senih'in kızı derlerdi, şimdi Gupse'nin babası diyorlar" demişti.
Evet bu konu onu biraz kızdırıyor tabi. Ama şaka bir yana gurur duyuyor benimle. Babam yıllarca benden daha ünlüydü, şimdi ben onu solladım. Siz haberi yazarken "Senih Özay'ın kızıyla röportaj yaptık" deyin.

- Baban mesleğinde hayli tanınan deneyimli bir avukat. Ağabeyin de aynı işi yapıyor. Avukat bir ailede senin oyunculuğu seçmen nasıl karşılandı?
Babam benim de avukat olmamı isterdi hep. Küçüklüğümden beri bu yönde hayali vardı. Ağabeyim Betal babamın hayalini gerçekleştirdi. Fakat ben istemedim. Oyunculuğu istiyordum ve istediğimi de yaptım. Şimdi beni daha iyi anlıyorlar.

İlhamı platonik aşkımdan aldım

- Bu senaryoyu yazarken ne ilham oldu?
Aslında ergenlik çağımda yaşadığım platonik aşkım ve kendi anılarımdaki benzerliklerden yola çıktım. Filmde geçen ve benim yanlış bildiğim bazı terimler de çocukluğumda kullandığım kelimelerdi.