Kanser tedavisinde çığır açan 4 gelişme!
Ülkemizde her yıl yaklaşık 150 bin yeni kanser vakası teşhis ediliyor. Yüreklere su serpen haber ise; erken tanı ve tedavideki gelişmeler sayesinde kanserin artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alması.
Bugün'de yer alan habere göre kanser sıklığı dünya
genelindeki hemen her ülkede yıllık yüzde 1-2 oranında bir artış
gösteriyor.
Tedavisi mümkün olmayan kanser türlerinde veya ileri evre kanserlerde bile, hastalığın artık uzun süreli kontrolü sağlanabiliyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, son yıllarda hem yaşam süresini uzatan, hem de kalitesini artıran tedavideki gelişmeleri anlattı.
1- AKILLI İLAÇLAR
Klasik kemoterapi ilaçlarında kanser hücrelerinin bölünerek çoğalması önlenirken, sağlıklı olan hücrelerin çoğalmaları da kısmen engellenmiş oluyordu. Hastada kan değerleri düşüyor, saç dökülüyor, bulantı-kusma oluşuyordu. Tıp dünyası, hedefe yönelik tedavi, yani “akıllı ilaçlar” geliştirdi. Hedefe yönelik tedavi; kanser hücresinin yaşaması, büyümesi veya yayılmasında kritik öneme sahip gen veya proteini durdurmak üzere düzenleniyor. Normal hücrelerde bulunmayıp, kanser hücrelerinde yer alan hedefleri belirleyen bu yöntem son 10 yılın en önemli gelişmesi.
SAÇLAR DÖKÜLMÜYOR
Tedavideki başarı oranını yüzde 15 kadar artıran hedefe yönelik ilaçlar; meme, bağırsak, akciğer kanseri ve renal hücreli (böbrek) kanserler başta olmak üzere pek çok kanser türünde başarıyla uygulanıyor. Saç dökülmesi çoğu hastada görülmüyor. Kan değerlerinde düşme ve bağışıklığın baskılanması sorunu yaşanmıyor, bulantı-kusma çok az görülüyor.
2- İMMÜNOTERAPİ
Onkolojik tedavilerde son birkaç yılda ön plana çıkan immünoterapi tedavisinde amaç; hastanın kendi savunma sistemlerinin yeniden aktive olmasını, dolayısıyla hastalıkla mücadele etmesini sağlamak. İmmünoterapi uzun süren klinik yarar sağlayabiliyor. Örneğin cilt kanseri olan melanomda bu yöntemle yaşam süresi uzuyor, hasta uzun dönem hayatta kalabiliyor. Melanomda başlayan çalışmalar hızla diğer kanserlere yöneldi. İmmünoterapi tedavisinin akciğer kanseri tedavisinde yaşam süresinde uzama sağladığı gösterildi ve standart tedavi olarak 2015 yılında yerini aldı.
3- KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ
Onkoloji alanındaki diğer önemli gelişme de, kişiselleştirilmiş tedavi. Yöntem kişinin ve tümörün genetik özelliklerine göre tedavi seçimi belirliyor. Etkinliği yüksek, yan etkisi az olduğu için hastaya daha fazla konfor sunuyor. Bu yöntemle kişinin ve tümörün genetik özellikleri belirlenerek o hastalık için en uygun ilacın seçimi yapılabiliyor. Kanser hücresi moleküler düzeyde incelenerek 50’den fazla genetik değişiklik açısından sonuçlar elde edilebiliyor. Bu sayede kanser hücresinde saptanan genetik değişime uygun ilaç seçilerek etkinliği yüksek tedavi belirlenebiliyor. Özellikle akciğer kanseri için uluslararası rehberlerde bu testler öneriliyor.
4- KANSERİ ÖNLEYİCİ İLAÇ TEDAVİSİ
Meme ve yumurtalık kanseri gibi hastalıklarda yüksek risk gruplarını saptayıp, önleyici ilaç tedavisi uygulanabiliyor. 2014’te yayınlanan çalışmalarda; meme yoğunluğu yüksek, aile öyküsü olan ve meme değişiklikleri saptanan 4 bin yüksek riskli kadında ilaç kullanımıyla 5 yıl içinde kanseri gelişiminin yüzde 50 oranda azaldığı saptanmış.
Tedavisi mümkün olmayan kanser türlerinde veya ileri evre kanserlerde bile, hastalığın artık uzun süreli kontrolü sağlanabiliyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, son yıllarda hem yaşam süresini uzatan, hem de kalitesini artıran tedavideki gelişmeleri anlattı.
1- AKILLI İLAÇLAR
Klasik kemoterapi ilaçlarında kanser hücrelerinin bölünerek çoğalması önlenirken, sağlıklı olan hücrelerin çoğalmaları da kısmen engellenmiş oluyordu. Hastada kan değerleri düşüyor, saç dökülüyor, bulantı-kusma oluşuyordu. Tıp dünyası, hedefe yönelik tedavi, yani “akıllı ilaçlar” geliştirdi. Hedefe yönelik tedavi; kanser hücresinin yaşaması, büyümesi veya yayılmasında kritik öneme sahip gen veya proteini durdurmak üzere düzenleniyor. Normal hücrelerde bulunmayıp, kanser hücrelerinde yer alan hedefleri belirleyen bu yöntem son 10 yılın en önemli gelişmesi.
SAÇLAR DÖKÜLMÜYOR
Tedavideki başarı oranını yüzde 15 kadar artıran hedefe yönelik ilaçlar; meme, bağırsak, akciğer kanseri ve renal hücreli (böbrek) kanserler başta olmak üzere pek çok kanser türünde başarıyla uygulanıyor. Saç dökülmesi çoğu hastada görülmüyor. Kan değerlerinde düşme ve bağışıklığın baskılanması sorunu yaşanmıyor, bulantı-kusma çok az görülüyor.
2- İMMÜNOTERAPİ
Onkolojik tedavilerde son birkaç yılda ön plana çıkan immünoterapi tedavisinde amaç; hastanın kendi savunma sistemlerinin yeniden aktive olmasını, dolayısıyla hastalıkla mücadele etmesini sağlamak. İmmünoterapi uzun süren klinik yarar sağlayabiliyor. Örneğin cilt kanseri olan melanomda bu yöntemle yaşam süresi uzuyor, hasta uzun dönem hayatta kalabiliyor. Melanomda başlayan çalışmalar hızla diğer kanserlere yöneldi. İmmünoterapi tedavisinin akciğer kanseri tedavisinde yaşam süresinde uzama sağladığı gösterildi ve standart tedavi olarak 2015 yılında yerini aldı.
3- KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ
Onkoloji alanındaki diğer önemli gelişme de, kişiselleştirilmiş tedavi. Yöntem kişinin ve tümörün genetik özelliklerine göre tedavi seçimi belirliyor. Etkinliği yüksek, yan etkisi az olduğu için hastaya daha fazla konfor sunuyor. Bu yöntemle kişinin ve tümörün genetik özellikleri belirlenerek o hastalık için en uygun ilacın seçimi yapılabiliyor. Kanser hücresi moleküler düzeyde incelenerek 50’den fazla genetik değişiklik açısından sonuçlar elde edilebiliyor. Bu sayede kanser hücresinde saptanan genetik değişime uygun ilaç seçilerek etkinliği yüksek tedavi belirlenebiliyor. Özellikle akciğer kanseri için uluslararası rehberlerde bu testler öneriliyor.
4- KANSERİ ÖNLEYİCİ İLAÇ TEDAVİSİ
Meme ve yumurtalık kanseri gibi hastalıklarda yüksek risk gruplarını saptayıp, önleyici ilaç tedavisi uygulanabiliyor. 2014’te yayınlanan çalışmalarda; meme yoğunluğu yüksek, aile öyküsü olan ve meme değişiklikleri saptanan 4 bin yüksek riskli kadında ilaç kullanımıyla 5 yıl içinde kanseri gelişiminin yüzde 50 oranda azaldığı saptanmış.