Onur Özdemir'in müzikle dopdolu hayatı

Bir zamanlar naif şarkıları ile tanınan ‘Sakin’ grubu vardı. Vokal Onur Özdemir, şarkı sözleri ile gerçekçi dünyayı bize masal gibi anlatırdı. Şimdi de alternatif kulvardan çok uzak kendi single’ı ‘Artist’i çıkardı. Adı da OnuRR oldu.

Onur Özdemir'in müzikle dopdolu hayatı
Vatan'dan Eda Solmaz'ın röportajı...

Ayşe Hatun Önal’ın ‘Çak Bi Selam’, ‘Güm Güm’ün de imzan var; aynı zamanda Hadise’nin ‘Nerdesin Aşkım’ı... Neden özellikle ‘Artist’ şarkısını seçip yeniden şarkı söylemeye karar verdin?


Şarkı yazarı olarak benim çok mutlu bir hayatım vardı. Beraber şarkı yaptığım Alper (Narman) arada bir beni zorlayarak ‘Senin de şarkı söylemen lazım’ diyordu. Hiç öyle bir hayalim yoktu. Bir gün Ozan Çolakoğlu’na şarkı dinletmeye gitmiştik. İkinci aranjör albümünü yapmak için hazırlanıyordu. Onun hakkında konuşurken, “Onur da bir şarkı okusa güzel olur” dedi. Ben bir şekilde “Evet” dedim. Ardından Ozan abi gaza geldi ve single çıkaralım dedi. Ben bir anda hiç beklemediğim bir şey ile karşı karşıya kaldım. Sezen Aksu da gazı verdi ve Sony ile anlaştım. Albüm yapacaktık ama yetişmiyor. O yüzden single’lar çıkacak.

Sosyal medyada durmadan dönen ‘Ne oldu da Onur böyle oldu?’ sorusunu cevaplamak ister misin? Bence alternatif müzikte mihenk taşıydı Sakin ve sen bir anda imajını değiştirip pop kulvarına geçtin...

Sakin olarak ilk konserimizi Boğaziçi Üniversitesi’nde 2001 yılında verdik. Albümünüz yoksa o dönem Taksim’de kendi şarkılarınızı çalamıyordunuz. Boğaziçi’nde Taşoda’da çalışıp, kendi şarkılarımızı yazıyorduk. Felsefe okuyordum ve dünyayı kurtarabileceğimi düşünüyordum. Sakin olarak 4 kişi olarak ne yaptığımız önemliydi. Müziğimizi olabildiğince fazla insana yaymak gibi bir derdimiz vardı. Dağıldığımız zaman gerçekten çok problemliydik. Durmadan kavga edip birbirimizi yaralıyorduk. Ayrılmak ilişkimizi sağlıklı tutabileceğimiz tek şeydi. Bunalmıştık ve grup dağıldı. O süreçte ben Berlin’e okumaya gittim ve Alper ile tanıştım. Sanat ile uğraşacağım alan şarkı yazarlığıydı. Ardından ikinci bir master için Oxford’u kazanıp gittim. Skype üzerinden Alper ile şarkı yazmaya devam ediyorduk. İş gittikçe ciddileşti ve geri dönüp şarkı yazmaya karar verdim.

‘Güm Güm ligin çok dışında bir şarkı’

Ne kadar süredir sahneye çıkmıyorsun?

Arada birkaç iş yaptım. Totalde 5 yıldır çıkmıyorum sahneye… Bir daha çıkarsam eğer sahneye, çok daha büyük hayallerim var. Şu an her şeye çok gerçekçi bakıyorum. Yerim neye el veriyorsa yapabileceğimin en iyisini yapmak istiyorum. Ama gitarlı bir performans istemiyorum artık. Ben çok farklı janrlarda şarkılar yazdım. İster istemez o şarkıları diğer sanatçılara sunarken çok daha iyi okuyarak sunmak istedim. Bu süreçte şarkıcılığım da gelişti. Artık şarkıları daha şarkıcı gibi okuyorum.

Şarkı yazmak manevi anlamda nasıl bir tatmin sağlıyor?

Müzik insanların hayatında ekmek ve su gibi doğal gereksinimlerden sonraki ilk şey. Müzik insanın hayatındaki temellerden. İnsanların bir şeyler hissedebileceği şeyler yazabilmek çok iyi hissettiriyor.

Şarkılarının popüler olması motive eden bir şey mi? Yoksa sonraki işler için yük olabilir mi?

Rakamsal tıklanmalar bana hiçbir şey ifade etmiyor. Daha fazla kişinin ağzına dolanması önemli bir şey. Sakil ve ucuz durmayacak şeyler yapma gibi bir kaygımız var. Bunu Sakin’ciler anlamaz ama… Güm Güm ve Çak Bir Selam ligin çok dışında şarkılardı.

‘Bir daha Sakin şarkısı söylemem’

Bir daha ‘Sakin’ şarkıları söyler misin?


Biz gerçekten yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Artık yazdığım şarkıları o kadar beğenmiyorduk ki... Daha başka bir yola girebilirdik ve ondan da rahatsız olduk. Şu an Sakin yapımı olan şarkılar, bizim yapabileceğimiz en iyi şarkılardır. Güzel bir sanat eseri defalarca kez dinlenebilir ve bundan haz alınabilir. Aslında çok korktum şarkı söyleme konusunda. Bir daha hiç bulaşmam artık ‘Sakin şarkısı’ taraflarına. Belli bir konu hakkında sinirlenmiş ve dellenmiş bir adama daha fazla bulaşmamak lazım. Kapalı bir ortamda söylerim ama bir yerde konser şansı hiç yok. Ama ben hâlâ ‘Sakin’ dinliyorum. Benim hiçbir sorunum yok ama eleştirenlerin yaklaşımı beni bu düşünceye itti.

Nasıl bir şarkıcısın sence?

Tam bir merkeze oturtamadıkları bir tipim. Zamanla tanıyacaklar diye düşünüyorum. Ama ben kendi dinleyicimi kendim büyüteceğim. Önemli olan şarkılar. İnsanlar benim şarkımı beğendikleri için dinleyecekler. Şu an için şarkılarımdan başka, onların beni takip edecekleri bir veri de yok.

Bıyığını kesecek misin?

Sanki yakında kesecekmişim gibi geliyor. (gülüyor)

‘Şarkı yazmayı Sezen Aksu’dan öğrendik’

Şu iki R’li OnuRR bir proje mi?


Tabii ki bir şeyler planlanıyorum ama kendimi bir proje olarak görmüyorum. Kendime ayırdığım şarkılarım var ve onları olabildiğince en iyi şekilde sunmak istiyorum. Hayalimde büyük sahnelerde karnaval gibi konserler vermek var. O hayalime doğru kafamda kurduğum şarkılar ile devam ediyorum. Ne duygusal ne de bir proje olarak bakıyorum kendime.

Biriken anılar mı yazdıkların, yoksa iyi bir gözlemci misin?

İyi bir gözlemciyim. Bir şarkı yazarken Alper ile kafamızda bunu bir kadın mı yoksa erkek mi okusun yoksa cinsiyetsiz bir şey mi olsun diye kurguluyoruz. Aforizmalar etsin mi gibi… Bunları çok irdeliyoruz. Şarkının karakterini bulmak için saatlerce çalışıyoruz. Kesinlikle gözlemciyim. Flanörüm hatta…

Şu an hayatın tamamen müzik mi?

Sakin zamanında bile bu kadar müzikle iç içe değildim. Yeni müzikler dinliyorum. Çok farklı şarkılar yazmaya çalışıyorum. Biz bir de Sezen Aksu’nun yanında çok vakit geçirdik. Ondan şarkı yazma anlamında çok şey öğrenecek vakitlerdi bunlar... Onunla birkaç saat geçirdikten sonra çok şey öğreniyorsun.

Yazdığın şarkılar ne kadar hareketli olsa da içinde biraz dramatik kısım varmış gibi… Yaptığın nağmelerden mi kaynaklanıyor o?

Sezen Aksu’nun dediği gibi “Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir” gibi mi? (gülüyor) Mesela ‘Artist’ şarkısındaki bir melodi merdiveni Sarışınım’ın aynısıdır. Biz şarkıyı bitirince Sezen Hanım’a çalıp sorduk. O da bir sakınca olmadığını söyledi. ‘Tamamen sizin bestenizdir bu’ dedi.

‘Eleştiriler asla beni yıpratmadı’

Pop müziğin matematiğini çok iyi biliyormuşsun gibi… Sakin seven bir taraf pop müziğe el atmandan dolayı mutlu, bir taraf ise seni bayağı kınıyor. Peki o sözler, ritimler senden nasıl çıktı?

Sakin’in kimyasında Radiohead ve Sezen Aksu vardı. Pop müzik ise hep dinledim. Biz zaten bazı pop şarkılarını da cover yapıyorduk. Bana, karşısında gördüğü bir insana hiçbir şekilde yaklaşmaması gereken şiddet ve nefret ile yaklaşan çok insan oldu. Bıyık, kolye gibi şeylerin aslında benim için anlamı var. Bıyık, Berlin’deyken yaşadığım ırkçı bir durum sonrası gittiğim Türk berberinin bana bıyık kesmesidir. Benim için çok fazla şey ifade ediyor. Bazı Sakin dinleyicileri bana, ayrıştırıcı çok fazla kelime söyledi. Oradaki insanlar ne kadar Sakin’i dinleyip algılamış hiç bilmiyorum. Bu eleştiriler beni yıpratmadı. İnsanlar Türkiye’de çok mutsuz. O yüzden onları anlayışla karşılamak zorundayım. Ben, birazcık insanların hislerini rahatlatacak şarkılar yazmak istiyorum.

Sen oturup, herkese cevap veremezsin herhalde

Ben ortaokulu imamhatip lisesinde, liseyi fen lisesinde okudum. Ardından üniversitede, Boğaziçi’nde felsefe okudum. Berlin’de doktoroyu sanat tarihi üzerine yaparken bırakıp Oxford’da arkeloji tarihi üzerine yaptım. 20’li yaşlarımı alternatif rock müziği yapmaya çalışarak geçirdim, 30’larımda da çok geniş bir skalada şarkılar yazmaya çalışan, son derece değişken, tutarlı olmak zorunda olmayan bir adam oldum. Dünyadaki yaklaşımım ise hâlâ baki… İnsanlar bir şekilde kin kusuyor. Anlamıyorum, “Davayı sattın” diyen bile oldu…

Bir albüm daha çıkarsaydınız bari…

Rock müziğin girdiği bir alternatifsizlik var. Fazla seçenek yok. 2008’de Türkiye’de çok fazla isim çıkarken, şu an ise heyecanlandırmıyor bile. Ondan dolayı insanlar yükleniyor olabilir.
Konular Röportaj