Umuda koşan protezleri var!..

Fotoğraflarda gördüğümüz ‘protezli melek’ Mizgin Çaça… 16 yaşındayken sokak arasında seyir halindeki TIR’ın altında kaldı ve iki bacağını kaybetti. Ama umudunu ve yaşam sevincini hiç bırakmadı! Tüm zorluklara, tüm engellere meydan okuyarak hayat mücadelesinde galip geldi.

Umuda koşan protezleri var!..
Akşam'dan Yeliz Coşkun'un röportajı...

Öncelikle seni biraz tanıyalım… Kaç yaşındasın, hangi okuldasın, hobilerin neler?


18 yaşındayım, Soma Linyit Anadolu Lisesi’nde son sınıf okuyorum. Aslan burcuyum. En çok eğlenmeyi seviyorum, en sevdiğim eylem de gülmek. Önceden yürümeyi çok severdim, şimdi protezlerimi sevmeyi seviyorum.

Ailenden de bahseder misin?

6 kişilik bir dünyamız var, 4 kardeşiz. En büyükleri benim, annem ev hanımı, babam inşaat taşeronluğu yapıyor. Ve bizlere elinden gelenin en fazlasıyla mükemmel bir hayat sunmaya çalışıyor.

SOKAK ARASINDA YÜRÜYORDUK

Bize o talihsiz kazanın olduğu günü anlatır mısın?


Her gün ki gibi sıradan bir gündü, kim bilebilir ki hayatının aniden değişeceğini. 3 arkadaşımla birlikte evimin bir üst sokağında yürüyorduk, arkadaşlarım kıl payı kurtuldu zaten. Çok hızlı gelen bir TIR’ın altında kaldım, kulaklık ve telefon elimdeydi. Her şey etrafa dağılınca ‘kesin kulaklık kulağındadır’ dediler. Arkadaşlarımla yolda yürürken neden kulaklık kulağımda olsun ki?

Dava sürecinde durum şuan nedir?

Kazayı geçireli 2 yıl olacak ama dava yeni yeni açılıyor. Davamda evrak sahteliği yapıldı. Beni sağ ön tekerlek altına aldı hem de sokakta! Ama dosyada sol arka tekerlek almış hem de anayol gibi gösterdiler. Hayatımı elimden aldıkları yetmiyor gibi beni suçlu çıkarmaya çalıştılar. Babamın büyük uğraşları sonucu bu oyun ortaya çıkarıldı ama hala davam bitmedi.

HER ŞEYİN RÜYA OLMASINI İSTERDİM

Eminim ki yaşadıklarını anlatmaya yetecek kelime yok… O anlarda ve sonrasında kendine geldiğinde neler hissettin?


Nasıl anlatsam… Gözlerimi açtığımda yoğun bakımdaydım. Her yerde kablolar, doktorlar… İnanın rüya olmasını çok isterdim. Ama değildi… Neden bilmiyorum ama hep bir umut vardı içimde. Ayaklarımı istiyorum diye ağlarken rüya olsun çok isterdim! Çok zor günlerdi, canım acıyor, ruhum acıyor, insanlar anlam veremediğim gözlerle bakıyor... Çok yorucuydu!

Sokaklardaki TIR ve kamyon dehşetleri de her geçen gün artıyor...

İnsanlar o kadar duyarsız ki kamyon yolları olmasına rağmen sokaklarda hızla ilerliyorlar. Bence bu kişilere verilen suçlar artırılmalı. En önemlisi sürücüler hatalarının farkına varsın benim gibi başka hayallerde sönmesin.

Peki, tedavi sürecin nasıl ilerledi?

Oldukça sancılıydı. Hem günler sancılıydı, hem ruhum, hem bedenim... Üç kere ameliyat masasına yattım, 12 ünite kan alım. Vücudumda hasar çok büyüktü yaklaşık 6 ay iyileşmeyi bekledim.

Bu dönemde en büyük destekçilerin kimlerdi?

En büyük destekçim ailemdi. En önemlisi babam ve annem… Aslında onlarında canı çok yandı ama beni teselli ettiler. Ben ağlardım, babam sarılırdı. Annem ellerimi öperdi. Bir insanın en iyi dostu ailesidir. Rabbim kimseyi annesiz babasız bırakmasın. Birde manevi ablam Figen ablam… Bana küçük annelik yaptı. Hakkını asla ödeyemem. Okuldaki tüm arkadaşlarım destekçimdi, yolda yürüyen bir insanın tebessümü bile o dönem bana destek oldu.

Ne kadar süre tekerlekli sandalye kullandın?

Aslında benim tekerlik sandalye kullanmam 1 sene sürdü. Ama şimdi bile bazen ayaklarım ağrıyor o zaman protezlerimi takamıyorum yine tekerlekli sandalye kullanıyorum. O benim hayatımda hep olacak. Bir diğer dostumda tekerlekli sandalyem…

YA HAYATIN YA BACAKLARIN...

Protez takılma aşamasında maddi, manevi olarak neler yaşadın? Alıştın mı onlara?


Protezler ailemi hem maddi hem manevi çok yordu. Biz normal gelirli bir aileyiz babam çok büyük çaba sarf etti. Tüm masraflar (doktor, ameliyat, protezler, yol masrafları) ciddi bir giderdi. Fakat babamız bunu bize hiç hissettirmeden kahramanlık yaptı. Alışmak zorundayım, "Ya hayatın, ya bacakların?" dediler. Alışmaz mıydınız?

DEMİR BACAKLI KADIN!

Kendini ‘Terminatör Mizgin’ olarak tanımlıyorsun. Hikâyesini  anlatır mısın?


Terminatörüm ben, koşamasam da yürüyemesem de terminatörüm! Gönlüm, ruhum, hayatım öyle artık. Demir bacaklı kadın kolay bulunmuyor (gülüyor). Sokaktaki çocuklar beni gördüklerinde ‘Aaa… Ablaya bak, yarısı robot’ diyor. Bu bile benim hoşuma gidiyor.

SAHİP OLDUKLARINIZA ŞÜKREDİN!

Benim fotoğraflarda gördüğüm Mizgin; her yaştan, her kesimden insana adeta yaşam sevinci, hayat dersi veriyor. Beyaz elbisenin içinde adeta melek gibisin... Fotoğraflarda yaratmak istediğin farkındalığı ve vermek istediğin mesajı anlatır mısın?

Esra ablanın projesinde ki Manisa sponsor fotoğrafçısı Merve abla beni çok özenerek çekti. Ve o gün kendimi prenses gibi hissetmemi sağladılar. Herkes sponsordu, kuaför, terzi, makyöz. Hepsine çok teşekkür ederim. Benim kanatlarım protezlerim, mesajım şu; Saçınızı, makyajınızı, burnunuzu, elbisenizi en önemlisi kendinizi beğenin! Kendinizle mutlu olun, insanın başına kötü bir şey geldiğinde daha kötüsünü düşünüp şükreder, daha kötüsüyle değil elinizdekilerle şükretmelisiniz.

Kazadan önceki fotoğraflarında saçın açık… Kazadan  sonra mı kapandın?

Kazadan çok kısa bir zaman önce kapanmıştım o yüzden genelde hep başım açık fotoğraflar var. Hatta ilk zamanlar ‘Neden kapandım? Bu yola girdim, bu kaza neden başıma geldi? diye çok düşünürdüm. İlahiyat okuyan arkadaşıma sormuştum. O da, “Mizgin şöyle düşün; sen Allah’a yöneldin, ‘seni seviyorum’ dedin. O da sana bakalım sen her şeye rağmen seviyor musun diye seni deniyor. Şöyle düşün; biri sana ‘seni seviyorum’ derse, önce denemez misin, ‘bakalım senin sevgin her şeye rağmen devam ediyor mu’ demez misin?” O andan sonra dedim ki iyi ki de bu yola girmişim! Herkes beni duysun, umut çok önemli… Umudunuz hep olsun. Ben yaşamayı çok seviyorum!

HERKESE UMUT OLMAK İSTEDİM

Ben seni şahane bir sosyal sorumluluk projesinde tanıdım. Fotoğrafçı arkadaşım Esra Özcan’ın #vizörümgönüldenseninle projesi kapsamında çekilen ‘umut’ ve ‘hayat’ dolu fotoğraflarına hayran kaldım. Bu projeye nasıl dahil oldun?


Esra abla ve Ufuk Tan abi harika iki insan. Esra ablam her şeyiyle harika bir kadın. Çocuk, genç kız, kadın, anne… Her şey! Ve çok iyi bir dost. Projeyi gördüğümde kendisine mesaj attım, hemen geri dönüş yaptı. ‘Senin umut olman, insanlara yol olman lazım’ dedi. ‘Yolundayım Esra abla’ dedim ve bu projede yer almak onur vericiydi.

ENGELİ OLMAYANLAR BİZE ENGEL!

Kazadan önce ve sonrası olarak hayallerini ve hayatını ikiye bölsek; neler anlatırsın?


Ben hayallerimi bacaklarımla beraber o TIR’ın altında bıraktım. Hayatımı ikiye bölecek bir hikâyem bir gün olacak, ama bu kaza buna etken olmayacak.

Ben ‘engelli’ demeyi sevmediğimden dolayı ‘özel’ kelimesini daha uygun buluyorum. Benim için çok özelsin...

Evet biz özel insanlarız. Bize engeli olmayan insanlar engel oluyor! Haklarımızı, bize ayrılan alanları gasp ediyorlar. Bizi mağdur durumda bırakıyorlar, ben engelli yolunu kapatan insanlara karşı susmayın diyorum. Ben susmuyorum! Özel insanlar, susmayın haklarınızı savunun! Ve diğer insanlar; lütfen zor olan hayatımızı daha da zorlaştırmayın, bizi daha fazla yormayın.
Konular Röportaj