Demirören Aysal'a patladı!
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Lig TV'de yayınlanan Pazartesi Gecesi Futbolu adlı programın konuğu oldu. Demirören gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CİHAN'da yer alan habere göre Başkan Yıldırım Demirören, Hasan
Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde Lig TV Genel
Koordinatörü Şansal Büyüka'yı ağırladı.
Yıldırım Demirören, Galatasaray eski başkanı Ünal Aysal'ı hedef
alan açıklamalarda bulunurken, "Kendi başarısızlığını
TFF'nin üzerine attı." dedi.
FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır'ın Şampiyonlar Ligi finalini
yönetme şansının da yüksek olduğunu iddia eden Başkan Yıldırım,
Riva'daki tesislerin içerisinde bulunan TFF Faruk Baştürk Futbol
Kütüphanesi'nde canlı yayında şu açıklamaları yaptı:
"Hasan Doğan Milli Takımlar Eğitim ve Kamp Tesisleri, 4
Temmuz 2014 tarihinde açıldı. O günden bugüne kadar çok önemli
değişiklikler yaptık. Yeni bölümler ekledik. Bir tane kapalı spor
salonumuz vardı; onu kaldırdık. Ufak mini sahası yaptık. İlerleyen
dönemde buraya yatırımlar daha da artacak.
Federasyon seçimine kadar bir değişiklik yok. Zaten başkanız.
Başkan adaylığımı açıklamama gerek yok. Yapacak çok projelerimiz
var. Dün gelmiş gibi çalışıyoruz. Yarın gidecekmiş gibi de hazırız.
7 Haziran'daki genel seçimlerden sonra federasyon seçimlerimiz
olacak. Haziran ayının sonuna doğru seçime gideceğiz. Maalesef
Ramazan Ayı'na denk geliyor. Bu konuda yapacak bir şey yok. 7
Haziran'da yapılan hükümet seçimi, federasyon seçimlerini
etkilemez. Türkiye'de siyasetin futbola etkisi konuşuluyor ancak
öyle bir şey yok. Böyle bir etki yok. Hem Cumhurbaşkanımız, hem
Başbakanımız, hem Spor Bakanımız bize çok destek veriyor. Riva'daki
tesislerimizin yüzde 30'unu Spor Bakanlığı karşıladı. Sayın
Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız sonuna kadar bize destek
oluyorlar. O kadar önem veriyorlar ki Sayın Başbakanımız bugün
buraya geldiğinde bize, "Burası 10 dakikalık gezecek yer değil.
Buraya bütün günümü ayıracağım hatta sahaya çıkıp maç yapacağım"
dedi. Çok beğendiler. Bu tesisimiz dünya sıralamasında ilk 3
içerisine girecek bir yer. UEFA Başkanı Sayın Michel Platini
tesislerimizi görmek için eylül ya da ekim ayında Türkiye'ye
gelecek. Özellikle bu tesisleri görebilmek için ziyaret
planladı.
Riva'yla ilgili bir tanıtım kitabı hazırladık. Bütün dünya
federasyonlarına da gönderdik. Burası sadece Hasan Doğan Tesisleri
olarak kalmayacak. Yandaki arazide ayrı bir projemiz var. Futbol
okulumuz var. Huzurevini yapıyoruz. Buradaki arazilere başka
sahalar yapacağız. 150 dönüme 7-8 saha yapıyoruz. Karşıdaki 100
dönüme konferans salonu, 100 odalı otel yapıyoruz. Buradan
tünellerle o araziye geçeceğiz. Ayrıca Hasan Doğan Tesisleri'nde şu
an için hiçbir kulüp takımının kalmasına izin vermiyoruz. Sadece
milli takımlar kullanıyor. Burası açıldığından beri 10 bin geceleme
yapıldı. Bütün milli takımlara ancak yetiyor bu tesis. Onun için
karşı tarafta bulunan araziye Anadolu'dan gelecek takımlarımız için
tesis yapacağız. Burası tamamen bir futbol vadisi oluyor. Allah
kısmet ederse 150 yatak kapasiteli huzurevini de açacağız. Şu an
yönetim kurulu olarak zorda olan eski futbolculara yardım etmeye
çalışıyoruz. Bir Türkiye Futbol Vakfı var, orası da destek oluyor.
Türkiye Futbol Vakfı'yla ilgili genel kurul delegelerini topladım.
Önümüzdeki hafta toplantı yapacağız. Buradaki tesislerde hakem
seminerlerimiz yapılıyor. Gözlemci seminerleri burada yapılıyor.
UEFA A lisansı, B lisansı seminerleri burada yapılıyor.
Hakemlerimiz zaten burada. Yakında İşitme Engellilerimiz geliyorlar
kamp yapmak için... Bir hafta önce de Görme Engelliler Milli Takımı
burada kamp yaptı. UEFA'dan gelen ziyaretçiler buraya bayıldı.
Burası futbolumuz için çok önemli. Bugün Sayın Cüneyt Çakır hocamız
bana bir şey anlattı. "Biz eskiden Avrupa'da geriden başlardık,
geride kalırdık. Şimdi ileriden başlıyoruz. Çünkü bu tesisler ve
profesyonel hakemlik bizi öne geçirdi" dedi… İşte bu çok
önemli.
Bizim işimiz yatırım, tesisleşme. Bu durumu kulüplerimize ve
amatörlere yaymak istiyoruz. Artı sayın Fatih Terim hocamızla
birlikte altyapıdan oyuncu yetiştirmek istiyoruz. Hedefimiz
kesinlikle bu. Hocamız futbolun paydaşlarını topluyor. Şehir şehir
geziyor. 20 şehre gidecek. Futbolun tüm paydaşlarını bir araya
getirerek sorunları yerinde tespit ediyor. Bizim 2. ve 3. Liglere
tesis yardımımız var. Spor Bakanlığımız, tesisin bulunduğu belediye
ve biz bir araya geleceğiz; tesis yapacağız. Ama bürokrasiden
dolayı bu olmuyor. Biz federasyon olarak kendimiz gidiyoruz. Biz
Süper Lig kulüplerine tesis yardımını kaldırıyoruz. Sadece 2. ve 3.
Lig kulüplerimize yardım edeceğiz. Bunların incelemelerini yapıyor
Fatih hocamız ve yetkili arkadaşlarımız. Haziran sonuna kadar 7
ilimizde tesislerin temellerini atıyoruz. Çanakkale, İzmir,
Manisa'da tesis yapacağız. İhtiyacı olanlar ön planda. Fatih
hocamız okullarla da ilgileniyor.
Genel kurulda kulüplerden belli bir destek alıyoruz. "Aday olmama
gerek yok" ifadesini kullanırken bir destek oluyor da konuşuyoruz.
Ama demokratik bir ülkedeyiz. İsteyen aday olabilir. Kimse bana
karşı değil. Her kulüple iletişimdeyiz. Çıkan her rakip ciddidir.
Kimseyi küçümsemiyoruz. Seçim sandıkta biter ancak kendimize
güveniyoruz. Yaptığımız işler ortada. Tabiki hakem hataları var ve
olacaktır. "Milli Takımın başarısı, federasyonun başarısı" diye bir
düşünce var. Hayır. Benim bir müdahalem yok. Federasyon Başkanı,
kulüp başkanı gibi çalışamaz. Ben başkan olduğumdan beri milli
takım kadrolarının açıklandığından dahi haberim olmaz. Benim amacım
her turnuvaya katılan bir milli takım yaratmak. Fatih hocayla bunun
çalışmasını yapıyoruz. Fatih hocayla benim aramda ağabey-kardeş
ilişkisi var. Birbirimize arkamızı dönüp gidebiliyoruz.
İngiltere'de Liverpoollular, Chelsea'li oyuncuları alkışladı.
Hakemler de bu alkışa eşlik etti. Türkiye'de hakemler alkışlasa bir
sezon sonra yanlış anlaşılır. Ama bu görüntüyü bizde de göreceğiz.
Buna inanıyorum. Sayın Göksel Gümüşdağ'ın, Kulüpler Birliği Başkanı
olması büyük avantaj. Kendisi çok güzel mesajlar veriyor.Bu
durumdan çok memnunuz. Futbol artık sponsorlarını kaybetmeye
başladı. Kötü tezahüratın olduğu bir yerde sponsor neden olsun? İki
başkanın kötü konuştuğu yerde bu markalar neden yer alsın? Hep
birlikte Türk Futbolu markasını yukarı çıkartmalıyız. Ciddi
çalışmalarımız var. Bizim getirdiğimiz Passolig ve E-Bilet sistemi
kötü tezahüratı engellemek içindi. İş başkanlardan, yöneticilerden,
futbolculardan, medyadan taraftara geliyor. Biz düzgün hareket
edersek taraftarlar da bu yönde hareket eder.
Biliç rakip kaleciyi tebrik etti mesela. Olması gereken de bu. Bunu
yaptığımız zaman inanın çok güzel yerlere geleceğiz. Kötü azınlık
iyi çoğunluğu bozuyor. Ama artık iyi çoğunluk kendini göstermeye
başlıyor. Passolig'in büyük katkısı oldu. Artık taraftarlar tribüne
geliyor. İlk başlarda yapılan yorumlar şimdi tersine döndü.
Passolig'in taraftarın kaçmasında belki etkisi vardır ancak yüzde
20'yi geçmez. Passolig'le birlikte bilet rantı bitti. Futbol
sahalarına siyaseti sokmak isteyen bir taraftar kesimi vardı, onlar
da bitti. Passolig'den beri taraftar düştü ancak kademe kademe
yükseliyor. Aile ortamı oluştu. Aileler gelmeye başladı. 1
milyonluk rakamı yakaladık aşağı-yukarı… Bu gidişattan
memnunuz.
Müthiş bir lig oynuyoruz ama taraftar sayısı azaldı. Bunun sebebi
Passolig değil. Hepimiz futbol için bir şeyler yapmalıyız. Kavga
değil heyecan istiyor taraftar. Kavga azalırsa önümüzdeki sezon
taraftarlar da tribüne gelecektir. 3 Temmuz süreci taraftarı bir
dönem geri itmiştir ancak sonra işler düzeldi.
Kötü beyanatların engellenmesi konusunda savcılarımızdan ricada
bulunmuştum. Taraftarlarla ilgili bire bir takip ediliyor. Yargı
sisteminde açık taraflar vardı; bu da düzelmeye başladı.
Bir başkan, teknik heyet, futbolcu kötü konuşamaz. Çünkü camiaları
etkileniyor. Savcılarımız da maç izleyen kişiler.
Yönetim kurulumuzda değişiklikler olacaktır. Arkadaşlarımla zor ve
güzel günler geçirdik. Güzel işler de yaptık. Muhakkak ayrılık
olacaktır. Yeni arkadaşlar da katılacaktır. Futbolun içinden gelen
kişiler yeni adaylar olacak. Kendi işlerinde başarılı olmuş, bir
yerlere gelmiş kişiler yeni yönetimde yer alacak. Kulüplerden
kimseyi almayacağım. Ama çevremde bildiğim, tuttuğu takımları
bildiğim kişileri alacağım. Bir denge olacak. Tuttukları takımları
bırakıp gelecekler. Bunu yapmak zorundalar. Benim olduğum
yönetimimde herkes sohbetini yapar ama başka bir şey olmaz. Hata
yapılacaktır. Futbol hata oyunudur. Ancak kasıtlı bir hareket
olamaz… Bütün kurullarımda değişiklik olabilir. MHK hariç. Yusuf
Namoğlu başkanlığına devam edecek. Benim niyetim bu yönde. Tabiki
kendisinin görüşü de önemli.
Biz bir hayali gerçekleştirdik. Riva gibi senelerce konuşulan bir
tesisleri inşa ettik. Profesyonel hakemliği hayata geçirdik. 6
hakemimiz profesyonel oldu. Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Hüseyin
Göçek, Barış Şimşek, Mete Kalkavan ve Ali Palabıyık artık
profesyonel hakem. 6 hakemimizin devletle bağlantısı yok. Bazı
hakemlerimiz devlet memuru. Bazı hakemlerimiz başka yerlerde
çalışıyor. Şu an Yusuf Namoğlu ile yaptığım görüşmelerde bu işin
oturduğunu görüyoruz. Sadece 6 hakeme değil, bütün hakemlere
profesyonelliğin yolunu açmak istiyoruz. Şu an 3 gün geliyor
hakemlerimiz Riva'ya… Haziran'dan sonra tam gün mesai olacak.
Cüneyt hocamızın dediği gibi artık Avrupa'nın önüne geçtik. Bütün
hakemlerimizi profesyonel yapmak istiyoruz. 15 bin lira aylık
veriyoruz. Artı maç başı gelirleri var. Her hakemin eline maç
başlarıyla birlikte 30 bin lira gibi bir rakam geçiyor. Avrupa ile
kıyas kabul edilemez. Orada hakemler 50 bin euro civarı paralar
kazanıyorlar.
Mali kriterlerle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Ama UEFA kriterlerine
göre sportif başarı olmadan bir takımı üst lige taşıyamıyoruz.
Türkiye'de çok sayıda profesyonel takım var. Fatih hocamız,
"Kahveden yönetilen kulüpler var" demişti. Amatörlerle birlikte
senede 90 bine yakın maç oynanıyor. Bu durumla ilgili çalışma
yapıyoruz. Profesyonel takım sayısını azaltırsak takip kolaylaşır.
Ancak bununla birlikte tesisleşmenin artması lazım. Bu konuda bir
kriterler serisi getiriyoruz.
Riva'da çimin yüzde 3'ü suni, 97'si çim… Ekiplerimiz bütün statları
gezdiler. Raporları kulüplere yolladık. Kulüplerin statları
federasyonumuzun sorumluluğunda değil. Kulüplerin kendi
sorumluluğunda… Zeminler şu an düzeldi. Oyun kalitesi de arttı. Çim
konusunda bir eğitim veriyoruz kulüplerimize. Arsenal Stadı'ndan
örnek aldık. Çimin yüzde 3'ü suni, yüzde 97'si doğal çim.
Kulüplerimize belli bir kaynak sağlayıp, bu sisteme geçmek
istiyoruz.
5. ve 6. Hakemin kalkmamasını istiyorum. Çizgi teknolojisine
karşıyım. Çünkü futbolun doğallığı bozuluyor. 5. ve 6.
hakemlerimizin eğitiminde bir eksik var gibi… Bunun üzerine
çalışıyoruz. Gelecek sezon da bu uygulama devam edecek. Ancak
gerekirse kaldırırız. MHK konularını çok bilmiyorum. Yusuf Namoğlu
hocayla ayda bir kez bir araya geliriz. Sürekli bir arada olmak
doğru değil çünkü…
Hakemlerin açıklanmasını önceden görmüyorum. İnanın maç sabahı
korumama, şoförüme ya da asistanıma soruyorum. Çünkü hakemlerin
hepsi insan, hepsi hata yapar. Hakemlerimize her maçtan önce dua
ediyorum. "Hakem şampiyonu belirler" görüşüne karşıyım. Beşiktaş
maçında ciddi hatalar oldu ama 20 tane de gol kaçtı. Galatasaray
için de geçerli bu, Fenerbahçe için de… Bir hakem hata yaptı ama
şampiyonluğu belirlemek için hata yapmadı. Oyun hata oyunudur
zaten. Hata olacağını kabul edersek olaya çok daha rahat bakarız.
Maç bitince hiçbir şekilde "Ah şu hakem keşke şu maçta olsaydı"
demiyorum. 27 maç var önümüzde… Hakemler belli. Hepsi bir yere
gidecek. Yanlış yapabilirler. Ne MHK'nin, ne de hakemin kasıtlı bir
hatası olabilir…
Cüneyt Çakır'a Şampiyonlar Ligi Finali verileceği konusunda resmi
bir tebligat yok. Ancak bir şansımız olduğunu biliyoruz. Özellikle
Bayern Münih finalde olsaydı Cüneyt Çakır'ın çok büyük şansı vardı.
Bir Alman hakemle çekiştiğini biliyorum. Ama Cüneyt Çakır'ın adının
konuşulması bile çok büyük gurur… Cüneyt hocanın adını sürekli
söylemek güzel ama bizim için başarısızlık olur. Bir çok
hakemimizin bu seviyeye gelmesi lazım. Ali Palabıyık'ın önü çok
açık. Kendisini çok beğeniyorum. Hata olmamasına imkan yok.
İngiltere, İspanya, Almanya liglerinde o kadar çok hata yapılıyor
ki ama kimse kalkıp bir olumsuz yorum yapmıyor. Hakem yaşında FIFA
kurallarını uyguluyoruz. Sınır 45. Onlar ne yaparsa biz ona
uyuyoruz. Belki yaşı serbest bırakabilirler. Böyle bir çalışma
var…
Sayın Mehmet Ali Aydınlar'ın başkanlığı döneminde Uyuşmazlık Çözüm
Kurulu kaldırılmıştı. Ancak bu sistemin olmaması sıkıntı yaratıyor.
Bizim hedefimiz UÇK'nın tekrar geri gelmesi… UÇK, Genel Kurul
oylarıyla yürürlüğe giriyor. Biz bunun çalışmasını yapıyoruz.
Kulüpler Birliği'ne bu işi anlatacağız. Nasıl bir sistem kurmak
istediğimizi anlatacağız. Geçmiş dönemde sıkıntılar oldu bu konuyla
ilgili. Onun için sağlam bir sistem kurmak istiyoruz.
Bazı kulüplerimizde parasal yönde sıkıntılar oluyor. Son bir yıldır
3 Temmuz sürecinden daha tehlikeli bir sürecin futbolu beklediğini
söylüyorum. Bu da mali kriterler… Maalesef kulüplerimizin durumu
hiç iyi değil. Hüsnü Güreli başkanlığında bir komite oluşturmak
istiyoruz. Kulüplerin borcu olmayacak, olursa transfer yapamayacak.
Çarşamba günü UEFA lisansı ile ilgili son kararlar verilecek. Bazı
kulüplerimizi bu tehlike bekliyor. Takipteyiz ve çözmek istiyoruz.
İnşallah çözeceğiz… Artı bir de Ulusal lisans var. O lisansı
alamayacak Süper Lig ve PTT 1. Lig kulüplerimiz var. Kamuoyu hemen
federasyonu suçluyor. Sağolsun Göksel Gümüşdağ ile her konuşmamızda
uyarılarda bulunduğunu söylüyor. UEFA çok ciddi şekilde takip
ediyor. Biz federasyon olarak sonuna kadar yardımcı oluruz ama
lisansı veremeyiz. Çünkü bu lisansı UEFA veriyor. Kulüplerimizi
Avrupa'ya gönderemeyiz. Beşiktaş bir anlaşma sağladı. Trabzon
kontrol altında. Galatasaray kontrol altında. Bursaspor'un zaten
bir cezası var, o da kontrol altında. Fenerbahçe de kontrol
altında. Denetim ciddi bir şekilde geliyor. Bu işin şakası yok.
Kendi kurallarımız içerisinde yardımcı olabildiğimiz kadar oluruz.
Ama biz cezanın uygulayıcısı oluruz, karar UEFA'nın… Bursaspor'un
cezası keşke iptal olsa… Bize gelen bir şey yok. İnşallah CAS'tan
olumlu bir karar çıkar.
A Milli Takım'la EURO 2016 yolunda hala şansımız var. Çek
Cumhuriyeti maçına bakın, çok iyi oynadık; olmadı. Hollanda'da
futbolumuzun gerçeğini gösterdik. Bulgaristan'la 8 Haziran'da bir
hazırlık maçı oynayacağız. Sonra Kazakistan'la gurup maçımız var.
Sonra da 15 Haziran'da bir hazırlık maçı daha yapacağız. Kazanmak
istiyoruz. Kaybedersek umut biter. Fatih hocamızın 7 yıllık
sözleşmesi var. Ama biz değişiklik yaptık. Hedefimiz kalıcı milli
takım yaratmak. Uzun vadeli bir iş bu… Almanya bugün başarılıysa
2002 ile 2009 arasında 500 milyon euro harcadı. Eğitim
Bakanlığı'yla ortaklaşa çalıştılar. Biz de Fatih hocamızla birlikte
hareket ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile futbol liselerinin
sayısını arttırmak istiyoruz. Kastamonu'da bu liselerden birisi
açılacak. Gençlerimiz hem okuyup, hem eğitim alacak. Veliler doğal
olarak eğitime yöneliyor. Almanya'da çocuk okulunu kaçırdığı zaman
öğretmenler eve gelip eğitim veriyor. Bu sistemi getirmek
istiyoruz. Kulüplerimizin işi zor. Altyapı için 7-8 milyon euro
harcamak gerekir. A takıma para harcayamıyorlar ki kulüpler;
altyapıya harcasınlar… Bu işi ayağa kaldırmak istiyoruz. Kriterler
getirmek istiyoruz. Biz buradan hoca gönderelim kulüplerimize. Bu
konuyu tartışıyoruz. Fatih hoca sadece A Milli Takım antrenörü
değil. Türkiye'de futbolu en iyi bilen kişilerden birisi ve
birlikte hareket ediyoruz. Ama bu işler zaman alacak. Her şey
zaman…
Sayın Cumhurbaşkanımız, takım kaptanlarıyla buluştu. Kaptanlarımız
zaten olayın farkında. Hepsi sorumluluklarının farkında. Kendileri
de Sayın Cumhurbaşkanımıza söz verdiler. "Biz mücadele ediyoruz ama
zaten dostuz" dediler. Ama saha içindeki gerginlikleri daha aza
indirecekler. O günden beri sahaya yansımanın olduğunu görüyorum.
Ancak adrenalin yüksek tabi. Maç sonu verilen demeçler olayı çok
farklı yerlere getirebiliyor. Seneye bu demeçlerle ilgili ceza
artırımı olacak. İnşallah kaptanlarımız verdikleri sözü
tutacak.
Saha kapatmadan vazgeçmemiz imkansız… Çünkü bir çok olayı kapsıyor.
Ama tribün kapatmayı kaldırabiliriz. Çünkü şu hatayı gördük. Tribün
boş kalıyor. Şöyle bir sistem olacak. Oradaki kapalı tribüne başka
seyirciler girecek. Kulüp gelirinden olmayacak. O cezayı alan
taraftarları stada sokmayacağız. Yeni seyirciyi maça alacağız.
Kulüplerin ceza miktarlarını da parasal olarak aşağı çekmek
istiyoruz.
Haziran ayında Sayın Cumhurbaşkanımız, spor medyasını da
ağırlayabilir. Şeref duyarız bu durumdan da. Biz de yer almak
isteriz. Kamuoyuna güzel mesajlar vermek isteriz.
Sayın Murat Ülker'in, "Sponsorluktan çekilmeyi düşünüyoruz" sözü
çok doğrudur. Sponsorlarımız kaçıyor. Sponsorlar kavga ortamı
istemiyor. Huzur istiyorlar. Türkiye'nin en önemli markaları,
dünyanın en önemli markaları güzellik için geliyorlar. Kavga
ortamından rahatsız oluyorlar. Futbolun paydaşları bunları
düşünmeli. Her kötü beyanat, her kavga ortamı marka değerini
düşürüyor. Bu marka değeri düşünce herkes kaybeder. Basın da
kaybeder. Kulüpler Birliği de bu konuyu çok konuşuyor. Bugün büyük
takımlarımız dahil bir çok takımın forma reklamı yok. Çünkü
kaçıyorlar. Zaten kulüplerin giderleri, gelirlerinden çok daha
fazla. Ayrıca mali kriterler sorunu çok had safhada. Ben yine
buradan rica ediyorum, bu futbol bizim. Hep beraber marka değerini
yükseltmemiz lazım. Herkesin bir günahı var. Benim bile günahım
var. Hata yaptım. Bunu hep söyledim. "Ben hata yaptım, siz
yapmayın" dedim. Taraftara şirin gözüktüm. O da belli bir kısma…
Hak korumak ayrı bir şey. Bunun da yolları var. Bir kere şuna
inanmamız lazım. Hakemlerimiz de federasyonlarımız da art niyetli
değil! Hata ayrı bir şey. Hatayı herkes yapıyor. Konuşanlar da hata
yapıyor.
Hakemler, bağıranların etkisinde kalmıyor, ben buna inanmıyorum.
Hakemlerimize, "Yaradandan başka kimseden çekinmeyeceksiniz" dedik.
Federasyon ve MHK olarak biz hakemlerimizin arkasındayız zaten.
Hakemlerimize her türlü yetkileri de verdik zaten. Oda basma ya da
başka durumlarda her türlü yetki hakemlerde. Alttan gelen hakemlere
şans vermemiz lazım. Hakemin eğitileceği yer neresi? Maç… Maça
vereceksiniz. Hata da yapacak.
Cüneyt Çakır çok başarılı ancak her sene sadece Cüneyt hoca,
Avrupa'ya giderse olmaz. Biz başarısızız. İnşallah alttan hakemler
de yetişecek. Cüneyt hocamızın bu sene Şampiyonlar Ligi'nde şansı
çok yüksek. Alman hakemle atbaşı gidiyorlar… İnşallah finali
alacak…
Fenerbahçe'nin başına gelen üzücü olayı hepimiz takip ediyoruz. Şu
an kamuoyunda bu unutulmuş değil. Sadece gündeme gelmiyor. Yapanın
yanına kar kalmadı, kalmayacak. Muhakkak failler bulunacak. Bu olay
çok profesyonelce yapıldı. Tahkikat devam ediyor.
Servet Yardımcı, UEFA seçiminde 5 oy daha alsa seçilmişti. "10 oy
alırsan büyük başarı" diyenler vardı. 23 oy aldı. "Seçime girme
rezil olursun" diyenler vardı. 23 oy aldık. Burada herkesin
atladığı bir şey var. UEFA Yönetim Kurulu başkan ve başkan
yardımcılarından oluşur. Servet bey, başkan yardımcısıdır. Ona
rağmen aday oldu. 23 oy aldı. Bizim beklentimiz 32 oydu. Şimdi
Servet beyi, Ulusal Takım Müsabakaları Komitesi var, oradan aday
gösterdik. Seçim yok. UEFA Yönetimi karar verilecek. Haziran ayında
karar verilecek. Servet Yardımcı'yı, UEFA Yönetimi'ne sokma
konusunda ısrarcıyız. İnşallah başaracağız.
Eski futbolcular yeniden koordine oluyorlar. Beni ziyaret ettiler.
Hakan Ünsal yeni başkan oldu. Çok güzel projelerle geliyorlar.
Projelerini görsel olarak yönetim kurulumuza sunacaklar.
Kendilerine maddi imkan yaratıyoruz. Federasyon olarak huzureviyle
birlikte eski oyuncularımız bizim için çok önemli. Çok güç durumda
olanlar var. Belli makamlardan, şöhretten düşenlerin durumu daha da
zor oluyor. Hakan Ünsal'ı ve yönetim kurulunu sonuna kadar
destekliyoruz. Eski futbolculardan birisini yeni yönetime alma gibi
bir projem yok. Değerlendirmelerimiz sürüyor.
Yeni kupalarımızı tanıttık. Federasyon olarak yeni adımlar
atıyoruz. Dedik ki kupayı da değiştirelim. Selçuklu Yıldızı'ndan
yola çıktık. Selçuklu Yıldızı birlik-beraberlik ve zaferi temsil
eder. Bunu düşünerek bu kupayı tasarladık. 9 kilo gümüş, 1 kilo
altın kaplamadan oluşuyor kupalar. Tasarımları yenilemek istedik.
Kupayı vermeye gideceğiz. Kayseri'ye gidip, Kayserispor'un
şampiyonluk kupasını vereceğim inşallah…
Türkiye Kupası, Bursa Atatürk Stadı'nda oynanacak. 3 Haziran'da
inşallah Bursa'da olacağız. Kupanın statüsünü geçen sene
değiştirdik. Cazip bir hale geldi. Gelirini arttırdık. Federasyon
olarak 5 milyon lirayı biz kasamızdan koyduk. Daha iyi yere
getirmek istiyoruz.
Passolig seneye de uygulanacak. Türkiye Kupası ve Süper Kupa'da da
Passolig'i uygulamak istiyoruz.
Bir Kayseri takımı gidiyor, bir Kayseri takımı geliyor. Adana'dan
bir takımın olması, İzmir'den bir takımın olması, Diyarbakır'dan
bir takımın gelmesi temennimiz. Keşke dengeli bir şekilde dağılsa
ülkenin dört bir yanına…
Böyle bir şampiyonluk yarışı görmedim. Benim bildiğim gibi bir
yarış değil. İnşallah sezonun son haftasına kadar bu heyecan
sürecek. Geçtiğimiz hafta sonu şampiyonluğa koşan üç takımımız da
son dakikalarda gol attı. Beşiktaş son ana kadar kovaladı. Artık,
"Anadolu takımları bırakır" düşüncesini bırakmak gerek. Görüyoruz
çünkü oynanan futbolları…
Sezonun son maçları aynı saatte oynanacak. Bu uygulama yürürlükte.
Bunu sezon başında açıklamıştık zaten… Ben eğer son maçta yapmayıp,
ondan öndeki haftalara bu uygulamayı koyarsam; şampiyonluk
adaylarıyla oynayan takımlara kuşkulu gözle bakmış olurum. O
takımlara kuşkuyla baktığım görüşü ortaya çıkar. Böyle bir durum
yok. Son hafta aynı saatte oynanacak. Bunu sezon başında
açıklamıştık. Biz son hafta dedik. Her takıma, futbolcuya,
yöneticiye inanıyoruz. Herkes alnının teriyle mücadele edecek. Sağ
duyulu olmamız lazım. Hakem hatası olacak ancak şampiyonu hakem
belirlemiyor. İlk üç takım şampiyonluk yarışında ancak arkasındaki
üç takım da Avrupa yarışında. Düşme yarışında 4-5 takım var. Bütün
ligi aynı saat, aynı güne alamayız. Ama çok güzel bir mücadele var.
Maçları izlerken heyecanlanıyorum ama hakemleri daha çok izliyorum.
Futbolcu kadar koşuyorlar. Seri hareketler oluyor, ani karar vermek
zorunda oluyorlar. Türkiye'de 10 cm. ofsayt konuşuluyor. 10 cm.
için neler konuşuluyor. Bunlardan geçmemiz lazım. Hakem tabiî ki
kötü maç yönetecektir. Futbolun doğasında var bu…
Aşağı-yukarı 10-12 takım bir hedef için mücadele ediyor. Ancak
hedefsiz kalan takımlar için de hedef var aslında. Galibiyetler
için 1 milyon, beraberlik için 500 bin lira veriyoruz. Bu rakamlar
seneye daha da artacak.
Bir dönemi kapıyoruz bir ay sonra. Yeni bir dönem açılıyor. Geride
kalan dönemde keşke dediğim bir şey olmadı. Keşkelerle yaşamam.
Hatalarımdan ders alırım. Bizler yönetim olarak hayalleri
gerçekleştirdik. Riva ile, profesyonel hakemlik ile yapılamayanları
yaptık. Futbolumuza okulla beraber, huzureviyle beraber önemli
kazanımlar verdik. Zaten MEB ile okulumuzu geliştirmek istiyoruz.
Fatih hocamızla birlikte kalıcı milli takımı yaratmak istiyoruz.
Artı projelerimiz var. Amatörlerimizi desteğimizi arttırarak devam
ettirmek istiyoruz. Şu anda amatörlere 35-40 milyon lira civarında
desteğimiz var. Bu desteği arttırmak istiyoruz. Yapmak istediğimiz
her şeyi yaptık. Hiç keşkemiz kalmadı…
Görme Engelliler Milli Takımı kampa gelmişti. Duygun Yarsuvat
başkanla idmanı ziyaret ettik. Oyuncularımızdan birisi bize,
"Başkanımız çok teşekkür ediyoruz. Arda'nın yattığı yerde
yatıyoruz. Ama Arda da şimdi bizim yattığımız yerde yatıyor" diyor.
Ömer Gürsoy diye bir temsilcimiz var. Elimizden geldiği kadar Görme
Engelliler Milli Takımı'na destek oluyoruz. Güney Kore'de
turnuvadalar. Desteğimiz hep sürecek.
Trabzon Erdoğdu Lisesi, Dünya Şampiyonu oldu. Ancak daha önce
şampiyon olan takımdan sadece 1 oyuncu Süper Lig'de… İnşallah Milli
Eğitim Bakanlığımız ile yapacağımız çalışmayla böyle liselere
desteğimiz de sürecek… Bu sayı daha da artacak…
Ünal Aysal başkan, Cüneyt Çakır gibi bir kişiye, "Şaibeli" demiş
birisi. Onunla ilgili bir yorum yapmayacağım. Benim ne
Galatasaray'a ne de başka bir takıma mesafesiz olmam söz konusu
değil. Başarısızlıkları kapatmaya çalıştılar. Ama Duygun Yarsuvat
başkan çok yapıcı, çok neşeli. Kendisinin bırakmasına çok üzüldüm.
Tartışmalar uygarca olmalı. Kamuoyunda rakip takımları, federasyonu
suçlamak kimseyi bir yere getirmiyor. Duygun başkana teşekkür
ediyorum. Bir huzur ortamı geldiyse Duygun başkanın çok etkisi var.
Konuşmadı; konuşmaları da hep sempatik şekilde oldu. Zaten esprili
bir insan. Sağolsun başkanlarımız ve yöneticilerimiz futbolun
sadece bir oyun olduğunu anlamaya başladı. Kendilerine yakışanı
yapıyorlar artık.
Centilmen oyuncular da çok. Bazen adrenalinle bazı şeyler oluyor
ancak bütün oyuncular birbiriyle dost… Futbolun Oscarları zaten
Fatih hocamızın bir projesiydi… Hakan Ünsal kardeşimizin "Yılın
Oscarları" gibi bir projesi var. Bunun yapılması gerekir. Çünkü
futbolun magazinsel yanı da ön planı çıkmalı.
Kütüphanemizi yeni açtık. Hukuk müşavirimiz rahmetli Faruk Baştürk
vefat etti son dönemde. Kütüphanemize kendisinin adını verdik.
Kütüphanemizi geliştireceğiz.
Üç takımımız şampiyonluk için koşuyor. Üçüne de başarılar
diliyorum. Çok güzel bir mücadele var. Hakem hatası da olacaktır.
İnşallah olmaz. Herkes hata yapabilir. Ama bir tane şampiyon
çıkacak. Başarılıyı tebrik etmek gerek. Taraftarımızla,
yöneticimizle inşallah bu heyecanı son haftaya kadar yaşarız. Düşen
takımlarımıza üzüntülerimizi belirtmek istiyorum. İçimiz yanıyor.
Gelecek olanlara da başarılar diliyorum. Bugün maalesef 2. Lig
Play-Off maçında olaylar yaşanmış. İnşallah bu son olur. Kaybetmeyi
kabul edip, bundan ders almak lazım. Suçu önce kendimizde aramamız
lazım. Futbol tek sonuçlu olsa bu kadar zevkli olmazdı zaten…
Ben boş zamanlarımda golf oynuyorsam basketbolu da izliyorum.
Basketbol ligimiz çok güzel gidiyor. Eczacıbaşı Kadın Voleybol
takımını da tebrik ederim. Fenerbahçe Ülker'e Eurolig'de başarılar
diliyorum. Maçlarını izleyeceğim. Basket çok heyecanlı oluyor.
Basketbol Federasyonumuz'da da başkanlık seçimi var. İki başkan
adayına da başarılar diliyorum."