Ebru Şallı 'İkinci bebekle kapanışı yapacağım'

Doğuma çok az kaldı...          

- Evet. Aslında planlı bir hamilelik değildi. ışlerimizin çok yoğun olduğu bir döneme denk geldi. Ben ikinci çocuğu 35 yaşına geldiğimde yapmayı düşünüyordum.  

İkinci çocuğunuz da erkek. Evde üç erkekle başa çıkmanız zor olmayacak mı? 
 
- Harun’un ilk eşinden bir oğlu daha var. Bu yüzden üç değil dört erkek olacak çevremde. Sanırım ana kraliçe gibi olacağım.

İlerisi için bir kız çocuğu düşünürsünüz belki...  

- Yok, bu benim için kapanıştır (gülüyor). Üçüncü bir çocuk düşünmüyorum.

Hamileliğinizde kilo almamanız, zayıf kalmanız nedeniyle çok eleştirildiniz. Hatta formunuzu bozmamak adına erken doğum yaptığınız bile söylendi. Bu haberlere ne diyorsunuz?

- Daha önceki hamileliğimde sağlıksız hiçbir durum yoktu. Çok erken bir doğum da yapmadım. Sadece bir hafta erken oldu. Ayrıca Beren 2,5 kilo doğdu, hiçbir sağlık problemi yaşamadı. Buna rağmen çıkan haberlere anlam veremedim. Özellikle hamile ve loğusa dönemlerimde bunları okumak çok üzücüydü.

DEMET’LE ARAMIZDA DARGINLIK YOK

Bu hamileliğiniz hakkında da bir sürü söylenti çıktı. Onlara ne diyorsunuz?

- Yine aynı şeyler söylenmeye başladı. Çok zayıf olduğum, çocuğu aslında istemediğim falan... Beni antipatik duruma düşürüyorlar.

Peki gerçekten zayıf kalmak için çaba sarf etmiyor musunuz?

- Böyle bir şey söz konusu değil. Bir önceki hamileliğimde 7 kilo aldım. Bunda ise 9 kilo... Bu tamamen bünyeyle alakalı bir durum. Her şeyden önce ben bir anneyim, çocuğumun sağlığını riske atacak bir şey nasıl yapabilirim?

Kardeş konusunda Beren ne düşünüyor bu arada?

- Şu an çok mutlu çünkü hep bir kardeş istiyordu.

Demet Kutluay’la yıllar öncesine dayanan bir arkadaşlığınız var. Fakat yine bu zayıflık konusunda çıkan haberler yüzünden aranızın bozulduğu söyleniyor. Bu konuya ne diyeceksiniz?

- Aramızda bir dargınlık söz konusu değil, ama tabii ki eskisi kadar sık görüşemiyoruz. Çünkü Demet’in artık iki çocuğu var, ben de her sabah canlı yayındayım, yoğun bir şekilde çalışıyorum. Yani Demet aslında her gün görüşemediğimizi dile getirmeye çalışmış. Bir haberi negatife çevirmek çok kolay ama biraz da pozitif düşünmek gerek.

HARUN BENİM RUH İKİZİM

Eşiniz, çocuk konusunda neler düşünüyor?

- Onun için de sürpriz oldu. Sonuçta çocuk olsun diye bir ısrar içinde değildi ama tabii ki şu an çok mutlu ve heyecanlı. İkinci çocuğumuzun ismini ona bıraktım. Bana “Bebeğin yüzünü gördüğüm zaman ismini koyacağım” dedi. Merakla bekliyorum.

Kaç yıldır birliktesiniz?

- Beraberliğimiz 12 yıl, evliliğimiz ise dokuz yıl oldu.

Hâlâ birbirinize aşık mısınız?

- Mutlu bir birliktelik yaşamak insanın kendi elinde diye düşünüyorum. Sen istiyorsan aşk var, sen istiyorsan sevgi var. Aşk biraz heyecandır ve bunu alevlendirmek yine senin elindedir. O heyecanı kaybedersen ve rutin yaşarsan, elinden kayar gider. Biraz emek harcamak, kendinden bir şeyler vermek gerek. O zaman aşkı da sevgiyi de ayakta tutabilirsin. Tabii burada en önemli kural; sen bu özveriyi gösterirken o da sana aynı şekilde dönüyorsa güzel... Çünkü hayatta her şey karşılıklı.

Şimdiki evlilikler çok uzun soluklu olmuyor. Siz evliliğinizi korumak adına neler yapıyorsunuz?

- Her şeyden önce birbirimizi çok önemsiyoruz. Anne-baba olduktan sonra da sadece çocuğunu düşünen bir moda girmedik. Ben tabii ki çocuğum için her şeyi yaparım ama eşim de benim için bir o kadar değerli. Hâlâ ilk zamanlardaki kadar birbirimize değer verip, birbirimize küçük notlar yazıp, iki günlüğüne bir yerlere kaçamak seyahatler yapabiliyorsak, hayatımıza renk katmayı başarıyoruz demektir. Evlendiğin kişinin ruh ikizin olması çok önemli...

Yani Harun Bey sizin ruh ikiziniz...

- Kesinlikle. ıyi ki Harun’a “evet” demişim. O benim için doğru kararmış, doğru insanmış.

HAMİLE PİLATESİ DVD’Sİ HAZIRLADIM

Doğumdan sonra yeniden işe dönecek misiniz?

- Evet, sağlığım el verise en kısa zamanda ekranlara döneceğim.

Yeni bir pilates DVD’si var mı?

- Evet, yeni bir hamile pilatesi DVD’si hazırladık zaten. Bu Türkiye’de bir ilk olacak. Dünyada çok yaygın hamile pilatesi ama bizde henüz böyle bir çalışma yapılmamıştı.

Ayça Sarıca / Hello! dergisi