Ekranın en şanslı ismi: Gizem Akın Hatipoğlu
“Televizyonda olmayı hep istiyordum” diyen Gizem Akın Hatipoğlu, oyunculuğun peşini de bırakmayacağa benziyor.
Daha önce aklınızda televizyon dünyasında olmak, bu
sektörde çalışmak var mıydı? Yoksa yaşadıklarınız bir tesadüfler
zinciri
mi?
- Yok, tesadüf değildi. Hep aklımın bir köşesinde televizyonda
olmak vardı. Aslında reklamcılık mezunuyum ama işimi hiç yapamadım.
Çünkü asıl isteğim televizyonda olmaktı.
“Var mısın Yok musun”a da bu yüzden mi katıldınız? Yani
sektöre bir şekilde adım atabilmek miydi
niyetiniz?
- “Var mısın Yok musun”a liseden bir arkadaşım katılmıştı. Çok
yüksek de bir para kazanmıştı. Onu izleyince katılmaya karar
verdim.
Sizi çeken para ödülü müydü
yani?
- Hayır. Açık söylemek gerekirse televizyonda olmak, kendimi orada
görmek istememdi.
Yarışmada kendinizi yeterince gösterebildiniz
mi?
- Sayılmaz, çünkü biraz çekingendim o zamanlar. Pek konuşmuyordum
çekimlerde...
MAGAZİN PROGRAMLARINI ÖNCEDEN DE İZLERDİM
Ama bu çekingenliğe rağmen hayaliniz gerçek oldu. Artık “Süper
Starlife”ın sunucusu sizsiniz. Bu ilk program teklifi
miydi?
- Hayır, başka görüşmelere de gitmiştim ama bana uygun bir iş
bulamamıştım.
Bu programın size uygun olduğunu nasıl
anladınız?
- Bu iş için telefon geldiğinde çok heyecanlandım. Star TV’nin
magazinini beğenirdim zaten. Bu işi de kendime yakıştırdım.
Sonrasında deneme çekimlerine katıldım, beğenildim. Bir işe
başlıyorum; bu beni batırabilir de, çıkarabilir de... Bu sektörde
yer almak istiyorsam, elimden geleni yapmalı ve “Helal olsun kıza”
dedirtmeliyim.
İlk program çekimi nasıl geçti?
- Daha önce böyle bir tecrübem olmadığı için
heyecanlıydım. Hakan hazırlanmama çok yardımcı oldu. Bir metin
aldık elimize, ben okudum, o da sürekli beni bölüp yorum yaptı,
“Burada tonlamanı yükselt” gibi yönlendirmelerde bulundu. Çekim
günü çok heyecanlıydım çünkü canlı yayındı. Daha önce de canlı
yayında bulunmuştum ama ilk kez bir programı tek başıma yürütmek
zorundaydım. Neyse ki çok iyi geçti, gelen yorumlar da iyi yönde
oldu.
Televizyon sayesinde medyatik bir isim oldunuz, magazin
programlarında görünmeye başladınız. Kendinizi izlediğiniz o
programlardan birini sunacağınız, böyle bir geçiş yapacağınız hiç
gelir miydi aklınıza?
- Yok, hiçbir zaman magazin programı sunucusu olarak düşünmemiştim
kendimi. Hakan’la (eşi Hakan Hatipoğlu) bir program yaparız diye
düşünmüştüm. şimdi “Ünlü playboy Hakan Hatipoğlu yakalandı” diye
espri yapıyorum ona evde...
Gerçekten böyle bir durum olsa, haberi sunabilir
misiniz?
- Böyle bir şey olmaz. Ama olursa da sunarım tabii, işim bu...
“BENİM TİPİM DEĞİL” DİYORDUM, EVLENDİM
Bu kadar tanınacağınızı, magazin programlarında görüneceğinizi
düşünür müydünüz?
- Bu kadar konuşulacağımı, tanınacağımı düşünmezdim. “Var mısın Yok
musun”a katılırken de sadece bir süre kalırım, şansım yaver giderse
para kazanırım diye düşünüyordum. Ama ardından “Survivor”
geldi.
Bu programlar sayesinde hem hayatınız değişti hem de
hayatınızın aşkını buldunuz. Hakan Bey’le aşkınız nasıl
başlamıştı?
- Yarışma ilk başladığında Hakan’ın bir ilişkisi vardı. Dolayısıyla
ona hiç başka gözle bakmıyordum. Aksine Ülkühan’la daha samimiydim
ben. Hatta o dönem “Ülkühan’la birlikte misin?” diye soruyorlardı.
Altı ay yan yanaydık, hiçbir şekilde duygusal bir bağımız yoktu.
Hatta hakkında büyük konuştum.
Ne gibi?
- Yarışmaya ilk girdiğimde onu beğenen arkadaşlarım olmuştu, ben de
“Pek benim tipim değil” demiştim. Ama sonra Hakan’ın ilişkisi
bitti, program bitti. Yemek, sohbet derken başladı...
Peki, evlenme teklifi nasıl geldi?
- “Survivor”da geldi evlenme teklifi... Hakan zaten orada farklı
bir biçimde evlenme teklif etmeyi önceden aklına koymuş. Benim
eleneceğim gündü. Ağlıyordum. Beni çağırdı. “Üzülme gideceğin için”
falan diyecek sanıyorum, tuttu “Ben annem gibi bir eşim olsun
isterdim hep, seni ona çok benzetiyorum. Seninle hayatımı
birleştirmek istiyorum” dedi. Çok duygusal bir evlenme
teklifiydi.
ŞÖHRET BENİ OLGUNLAŞTIRDI
Yarışmalarla gelen şöhret hayatınızı değiştirdi
mi?
- Sadece artık dışarıda çok tanınıyorum, o kadar... Bir de büyüdüm
ve olgunlaştım sanırım.
İleride kendi programınızı sunmak istersiniz mutlaka, ne
tarz bir program olsun istersiniz?
- Stüdyoda değil de dışarıda çekilecek, heyecanlı ve hareketli bir
spor programı olabilir mesela...
Sporla çok mu ilgilisiniz?
- Üç sene voleybol oynadım, iki sene de yüzdüm. Sonra bir ara
pilatese merak saldım.
OYUNCULUK KONUSUNDA YETENEKLİYİM
Evlilik nasıl gidiyor bu arada?
- Gayet güzel. Ben ilk başta yapabilecek miyim acaba diye
endişelendim. Sonuçta bir evi çekip çevirmek kolay iş değil.
Eşiniz gibi oyunculuk yapmak istemez misiniz siz
de?
- Onun rol aldığı “Behzat Ç”ye konuk oyuncu olarak katılmıştım.
Açıkçası yetenekli olduğumu düşünüyorum. Ekranda düzgün ve güzel
gözüktüğümü söyleyenler çoğunlukta. Bu işin eğitimini almış çok
yetenekli insanların yanında biraz çiğ kalıyorum ama ben de eğitim
almak istiyorum.