Elif Sönmez: Çalışırken kaprisin yararı yok!

Heykel üzerine eğitim aldıktan sonra oyunculuğa başlayan Elif Sönmez, "Sette yapılan kapris, asap bozar ve kimseye de yararı olmaz" diyor..

Elif Sönmez: Çalışırken kaprisin yararı yok!
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Esas amacım mutlu ve memnun bir insan olmak olduğu için heykel eğitimi aldım. İtalya Milano Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudum. Biter bitmez de güzel ülkeme döndüm. Döndükten sonra oyuncu Laçin Ceylan’la tanıştım. Laçin Hanım oyunculuk yapabileceğimi söyledi. ’Asi’ dizisinin kadrosuna katıldım ve oyunculuğa başladım.

SEMPATİK ROL

’Keşke oyunculuğu daha önce seçseydim’ dediniz mi?
Böyle daha güzel. Akademik kariyerim sayesine yaratıcılığım gelişti. Bence başkalarının yaptıklarına bakmak, insanın kendi içindeki şey köreltiyor.

Dizideki karakterinizden bahseder misiniz?
Benim için çok keyifli bir rol. ’Sevda’yı biliyorum, tanıyorum, hissediyorum... Benzer yönlerimiz var. Dünya ile ilgilenen bir karakter, bana bu yönü yakın mesela. Karadenizli bir ailenin kızı ve sorumluluklarını bilen sempatik bir kişi...

Sette eğleniyor musunuz?
Set çok güzel gidiyor. Mehmet Akif Alakurt çok hoş biri. Sette abi-kardeş gibiyiz gerçekten. Şükran Ovalı, Melisa çok tatlı insanlar... Herkes çok profesyonelce götürüyor işi. Kimsenin kaprisi olmuyor.

TANINMAK ZOR

Göz önündeki insanların yüksek egoları ve kaprisleri çok tartışılıyor. Sizce starlar öyle mi yaşar?
Sette yapılan kaprisin hiç kimseye bir faydası olacağını her çalışan bilir. İnsanların asabını bozmaktan başka bir işe yaramıyor çünkü... Orada 60 kişi var ve herkes canla başla çalışıyor. Birinin sete geç gelmesi bile birçok şeyi aksatıyor, sinirleri yıpratabiliyor. Çok göz önünde olup çok beğenilen insanların, mesafe ayarlamak için bazen biraz sert davranmalarını anlayabiliyorum. Ben olsam nasıl yapardım bilemiyorum ama hakikatten tanınmak zor... İnsanlarda ’Şan, şöhret, para kazanıyorsun; o zaman bunun gereklerini yapmak zorundasın’ gibi bir kanı var. Halbuki öyle değil. Kendine ait zamana ve alana ihtiyaç duyabiliyor insan. Ben bunları anlayışla karşılayabiliyorum.

BENİ SERTAB ERENER’E BENZETİYORLAR

Sizi en çok kime benzetiyorlar?
Sertab Erener’e. Keşke sesimizi de benzetseler.

Şarkı söyleme yeteneğiniz var mıdır?
Kendime kadar. Şarkı söylemek çok güzel.

Spor yapıyor musunuz?
Yoga yapıyorum. Herkese tavsiye ediyorum.

Heykel eğitimi aldınız. Hiç serginiz oldu mu?
Evde atölyem var fırsat buldukça heykel çalışmalarım devam ediyor. Belki ileride bir sergi açarım. Benim şu andaki konsantrasyonum oyunculuk üzerine.

BENİM İÇİN DİZİ, FİLMDEN KEYİFLİ

Sinema filminiz oldu mu?
Cemal Şan’ın, ’Sonsuz’ filminde rol aldım. Gişe memuru bir anneyi canlandırdım. Ama benim için dizi, sinema filminden daha keyifli çünkü ekibe daha fazla adapte oluyorsunuz.

Bir caniyi oynayabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Oyuncular aslında girdikleri karakterlere göre ruh egzersizi yapıyorlar. Oynarım ama çok yorulurum. Mesela; uyuşturucu bağımlısını oynamam gerekse, haşat olurum. Çünkü; onun psikolojisine girip çıkmak çok yorar insanı. Normalde cesaret edemem ama yapabileceğimi düşünüyorum.

Hangi oyuncuları begeniyorsunuz
Derya Alabora’yı çok beğenirim. Bir de Nurgül Yeşilçay’ı...

HİÇBİR ZAMAN ’BEN OLDUM’ DEMEM

Oyunculukta ’Tamam, oldum’ dediğiniz nokta neresi olacak?
Muhtemelen hiç olmayacak. O noktadan sonra başka bir şeye gözümü dikeceğim. Rolü oynadıktan sonra izlerken her daim ’Daha fazla bir şeyler yapabilseydim’ diye düşüneceğim. Eğer oynarken aldığım hazdan daha fazlasını, izlerken alırsam, o zaman istediğim yerde olurum.

Çok pozitif güler yüzlü birisiniz... Sizi neler kızdırabilir?
Tabii ki; her şeye kızıyorum. ’Dünya niye böyle gidiyor?’ diye sinirlenirim. Gazeteyi her açtığımda Somali’den tutun, her şeye sinirlenirim. Fakat kendimi ezmemeye çalışırım. Sürekli fiziksel bir aktivite de bulunmam gerekiyor yoksa çok nemrut biri olabiliyorum. Hareketliyimdir yani.


Özlem Avcı


Konular Röportaj