Gamze Akbaş'a iki sevindiren haber!...

Oğlu Atakan'a yazdığı mektupla gündeme gelen ve Türkiye'de kendisi gibi ilik nakli bekleyen hastaların umutlarını yeşerten lösemi hastası İzmirli Gamze Akbaş, sevenlerinin desteğiyle kansere ilk tokadı attı.

Gamze Akbaş'a iki sevindiren haber!...

1- Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde 37 gün gördüğü kemoterapi tedavisinin ardından yapılan tetkiklerde kanında kanser hücresine rastlanmadı

2 - İkinci güzel haber Akbaş'ın doktoru Prof. Dr. Hayri Özsan'dan geldi: Uygun donörle ilgili bazı olumlu gelişmeler var, netleşmesini bekliyoruz.

Oğlu Atakan'a yazdığı mektupla gündeme gelen ve Türkiye'de kendisi gibi ilik nakli bekleyen hastaların umutlarını yeşerten lösemi hastası İzmirli Gamze Akbaş, sevenlerinin desteğiyle kansere ilk tokadı attı. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi'nde 37 gün gördüğü kemoterapi tedavisi sayesinde hastalığı durduran Gamze'nin tetkiklerinde, kanında kanser hücresine rastlanmadı. Taraması süren Akbaş, uygun ilik bulunması halinde yapılacak nakille tamamen sağlığına kavuşmuş olacak.

DEÜ Hastanesi'nden geçen hafta taburcu edildikten sonra 'bankanın kursuna gidiyorum' diyerek ayrıldığı oğlu Atakan'a koşan Akbaş ve eşi Emrah Akbaş, mutlu haberlerini Yeni Asır'la paylaştı. Akbaş çifti, "Tetkik sonuçları nedeniyle çok mutluyuz. Bize destek veren herkese minnetarız" dedi. DEÜ Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Mehmet Ali Özcan, "Gamze Hanım'ın hastalığı tam yenmesi için sıra kök hücre nakline geldi" dedi. Diğer bir müjdeyi ise Akbaş'ın doktoru Prof. Dr. Hayri Özsan verdi: "Uygun donörle ilgili bazı olumlu gelişmeler var, netleşmesini bekliyoruz."
Prof. Dr. Özsan, şöyle konuştu: "İlk belirlemelere göre Gamze'ye uygun iliğe sahip donör adayları belirlendi. Ancak, bunların donör olabilmesi için ileri tetkikler gerçekleştiriliyor. Umudumuz var."

OĞLU ATAKAN'A KOŞTU

Oğlu Atakan'dan 'kursa gidiyorum' diyerek ayrılan Akbaş, DEÜ Hastanesi Hematoloji-Onkoloji Servisi'nde 37 gün tedavi gördü. Kemoterapi tedavisiyle saçları dökülen Akbaş, internetteki bloğundan paylaşlatığı yazılarla herkesi uygun ilik bulunması için kan örneği vermeye yönlendirdi. Akbaş'ın çağrısına 5 bin vatandaş yanıt verdi ve ilik bağışı için hastanelere koşup kan verdi. Ülke genelinde ilik bağışı konusunda büyük bir duyarlılık oluşmasını sağlayan Akbaş, geçtiğimiz hafta taburcu edildi. Gamze Hanım, koşarak gittiği evinde yavrusu Atakan'a kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.

EŞİ: ÇOK MUTLUYUZ

Kontrol amacıyla eşiyle birlikte önceki gün DEÜ Hastanesi'ne gelen Gamze Akbaş ve eşi Emrah Akbaş, mutluluklarını Yeni Asır ile paylaştı. El ele hastane bahçesinde yürüyen çiftin sevinçleri gözlerinden okunuyordu. Çünkü yapılan tetkiklerde Gamze Akbaş'ın kanında kanserli hücreye rastlanmadı. Eşi Emrah Akbaş, "Bize destek veren herkese minnettarız. Kemik iliği için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin yürüttüğü donör taraması sürüyor. Uygun danör bulunması halinde Ankara veya İstanbul'daki bir hastanede ilik nakli yapılması planlanıyor" dedi. Gamze Akbaş ise, Yeni Asır aracılığıyla, "Tüm Türkiye'nin ve medyanın bana verdiği destek inşallah benim gibi ilk nakli bekleyen tüm hastalara fayda sağlar" mesajını verdi.

BAŞHEKİM: İYİ HABER

DEÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan, kemoterapi tedavisinin ilk bölümü tamamlandıktan sonra Akbaş'a yapılan tetkiklerde kanda kanser hücresine rastlanmadığını belirterek, "Bu çok iyi bir haber. Tıpta 'remisyon' dediğimiz bu olay, bizim istediğimiz bir durum. Kanser hücresinin görülmemesi, hastalığın ciddi bir şekilde baskılandığı anlamına geliyor. Kök hücre nakline de bu tabloda girmek istiyoruz. Gamze Hanım'ın hastalığı tam yenmesi için kök hücre nakli yapılacak. Bu tedavinin nerede yapılacağı henüz netlik kazanmadı" diye konuştu.

'GÜLERKEN AĞLATAN ANIMIZ'

Öte yandan evinden hastaneye giderken, 'bankanın kursuna gidiyorum' diyerek ayrıldığı, hasretiyle yanıp tutuştuğu oğlu Atakan'a kavuşan Akbaş, yavrusu için doğum günü partisi düzenledi. Akbaş, internetteki bloğunda paylaştığı yazıda oğlu Atakan'ın doğum günü partisinde yaşadıkları duygu dolu anları anlattı. İşte Akbaş'ın o yazısında bir bölüm:
"Bu sefer tutamıyorum klavyenin üstüne akan gözyaşlarımı, yazacak çok şey var aslında eve geldiğim andan itibaren anlatacak çok şey var. Ama en çok, hem mutlu eden, hem de gülerken ağlatan anlarımızdan birini yaşadık dün akşam evimizde ailece... Birlikte bir doğumgünü hazırladık. Atakan'ın gözündeki sevincini, mutluluğunu, bana olan özlemini görseniz kendinizi tutamazdınız eminim oturur ağlardınız. Oğluma üçüncü yaşını erkende olsa, annesi yanındayken kutlamayı nasip eden Rabbime hamdolsun. Dördüncü yaşını, ya görürüm, ya göremem ama benim, hatta anne olan tüm kanser hastalarının ölmemesi için yalvardım Allah'ıma... Yazamıyorum bile artık içimdeki duyguları sadece ağlıyorum... Canım yavrum iyi ki doğdun. İyi ki beni anne yaptın. Hayattaki en büyük şansın sağlık içinde annen ve babanla büyümen olsun. Allahım ben derdimi kimlere bağıra çağıra anlatsam beni yavrumdan ayırma. Güzel Rabbim yalvarırım sana tek dileğim sağlıklı olmamız. Sen yardım et, evimizdeki tüm hastalıkları birlikte defetme gücü ver. Dualarımı kabul eyle."

ERKAN DOĞAN