Gül Gölge Saygı: 'Allah gönlüme göre verdi'
Televizyonun özlenen sunucusu Gül Gölge Saygı, bir süredir ‘Love My Body’ markası için tasarımlar yapıyor.
Ekranın özlenen yüzü Gül Gölge Saygı, Akşam'dan Pınar
Hiçdurmaz'la söyleşti..
Uzun zamandır ekranlarda yoksunuz. Tekrar televizyonda
görecek miyiz sizi?
Evet. Çünkü iletişim fakültesi mezunuyum ve televizyonculuk
konusunda eğitim aldım. Ama reyting kaygısına kapılmadan bir şey
yapmak istiyorum, bu yüzden beklemedeyim. Daha rahat ve gerçekten
istediğim konukları ağırlayabileceğim bir program olacak. Aslında
şu an Love My Body için yaptığım da bu işin dallarından biri, çok
uzak değil. Ayrıca moda konusunda zevkliyimdir.
Çiçek Taksi fanatikleri sizi ekranda görmek
istiyor…
Haklısınız, hâlâ yolda Çiçek Taksi’den dolayı tanıyanlar var.
Dizide rol almam da çok enteresan olmuştu, öğrenciydim o zaman.
Aslında kamera arkasında staj yapmak için başladım. Sonra kamera
önünde buldum kendimi. Çok keyif aldım.
BİRBİRLERİNE ÇOK DÜŞKÜNLER
Oğullarınız Ali ve Emir’in cephesinde neler oluyor?
Allah biliyor ya tam gönlüme göre verdi. Erkek çocuklarını çok
severim. Bu yüzden ilk çocuğum erkek olduğunda çok mutlu olmuştum.
İkincisinde de gönlümden geçen yine erkekti ki arkadaş
olabilsinler. Gönlüme göre de oldu. Tabii zorlukları da var, her
çocukta olduğu gibi. Birbirlerine çok düşkünler. Biri 5 dakika bir
yere gitsin, öbürü hemen başlıyor sormaya, “Nerede?” diye.
Kıskançlık oluyor tabii. Birine sarılırsam diğeri hemen “Anne bir
bakar mısın, bir şey söyleyeceğim” diye araya giriyor.
BEN OLSAM NE GİYERDİM?
Şu anda bir moda markası için tasarımlar yapıyorsunuz fakat
sizi pek görmüyoruz. Genelde bu tarz görevler üstlenen kişiler,
davetlerde sıkça karşımıza çıkar.
Evet, bu durum kişileri sosyalleştiriyor. Tabii vaktiniz olduğu
ölçüde... Benim çok yoğun bir programım var. Hem köşe yazıyorum hem
de burası için yürüttüğüm çalışma gerçekten mesai istiyor. Öyle
dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Bir yandan çocuklar da var;
işlerimi onların okuldan dönüş saatine göre planlıyorum. Bu
çemberin dışında çok fazla zamanım kalmıyor.
‘Love My Body’ içinde ‘My Touch’ adında bir koleksiyon
hazırlıyorsunuz. Bu birliktelik nasıl ortaya çıktı?
Geniş beden aralığı olan bir marka ve ben de bu markaya ufak bir
dokunuş yaptım. Bu yüzden de adını o şekilde koydum. İlk koleksiyon
çok sevildi. Hatta 38 bedenden başlıyordu, bu koleksiyonla birlikte
34 bedene kadar düşürdük. Yine 46 bedene kadar devam ediyor
tabii.
Kaç parça ve nasıl bir koleksiyon
hazırladınız?
Bu sezon 50 parçayı geçti. Ekstra bir araştırma yapmama gerek
kalmıyor. Görsel olarak çevrenizde sizi besleyen öğeler oluyor.
Moda olanlar gözüyle bakmıyorum. Daha çok hangileri beğenilir ve
kullanılır diye düşünüyorum. ‘Ben olsam gardırobuma hangilerini
hangi formda dâhil ederdim?’ diye düşünüp de hazırlanıyorum.
Bu yaz koleksiyonunun içinde neler var?
Yazın keten kumaş olmazsa olmazlardan. Yaz, kış fark etmez
kurtarıcı olarak gördüğüm gömlekler ve özellikle gömlek elbiselere
de yer verdik. Çünkü hem gece hem de gündüz için.
GENİŞ BEDEN ARALIĞI DEMEK DAHA
DOĞRU
Adil Işık Group’a bağlı tüm markaların 22 yıldır Marka, Tasarım ve
Tedarik Zinciri direktörlüğü görevini yürüten Zehra Işık’a, “Neden
Gül Gölge Saygı’yı seçtiklerini” sorduk?
Işık; “Diğer markalarımızda da ünlü isimlerle çalışıyoruz. Love My
Body markamızda kiminle çalışalım dedik ve kararı da tüketiciye
bıraktık. Yapılan anketler sonucunda büyük farkla Gül Gölge Saygı
çıktı. Bence bunun en önemli nedeni Gül Hanım’ın hem hamilelik
döneminde yani hafif kilolu olduğu dönemlerde hem de 36 beden
olduğunda da şık olması.” Işık, markanın sadece büyük beden
kadınlar için olmadığını, geniş beden aralığına sahip bir marka
olduklarının da altını çizmek istiyor. “34 bedenden 46 bedene kadar
herkes Love My Body’de kendine bir şey bulabilir. Marka olarak
müşterilerimizden en çok bu konuda teşekkür alıyoruz. Çok renkli
bir markamız var ve asla bedene göre farklı bir yorum yok. Örneğin
bu yıl çok moda olan mini jean şortları 46 bedene kadar yaptık. Püf
noktamız kalıplarımızda saklı” diyor.
FONDÖTEN KULLANMAM
Gül Gölge Saygı’dan bazı tüyolar da almayı ihmal etmedik.
Gardırobunuzda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz parçalar
nelerdir?
Gömlek, blazer ceket, kesimine güvendiğim klasik bir pantolon ve
kalem etek. Bence her kadının dolabında bunlar kurtarıcı parçalar.
Tabii ben klasik parçalarla spor parçaları karıştırıp kullanmayı
daha çok seviyorum.
Sizden stil önerileri istesek, neler
önerirsiniz?
Herkes her şeyi giyemez. Bu yüzden trend olan parçalardan kendi
tarzınıza uygun olanı seçmelisiniz. Örneğin bazen cicili bicili
elbiselere çok özeniyorum ama o tarz elbiseler minyon tipli
kadınlara daha çok yakışıyor. Eminim benim üzerimde emanet
gibi duracak. Bu yüzden almıyorum. Kendi vücut yapınızı tanır ve
onunla barışık bir hayat sürerseniz; mutlaka şık bir kadın
olursunuz.
Sizce yapılan en büyük hatalar neler?
Bence en büyük hata aşırıya kaçmak. Abartılı saç ve makyaj, bir de
abartılı bir elbise giyerseniz, her şeyden önce gözünüz
yorulacaktır. Bu yüzden uyguladığım bir yöntemi sizlerle
paylaşabilirim. Sade bir kıyafet tercih ettiğinizde makyajınızı
belirginleştirebilirsiniz, koyu bir ruj olabilir. Örneğin ben
fönümü akşamdan çektiririm ve ertesi gün kullanırım. Çünkü o
kuaförden çıktığım andaki görüntüyü çok sevmiyorum. Ertesi sabah
daha doğal duruyor. Çok makyaj yaptığım zaman da daha sade
giyiniyorum. Hiçbir zaman çok makyaj yapmıyorum aslında. Mesela
fondöten hiç kullanmam.