İçimizdeki iyileştirme gücü
Prof. Dr. Toygar, hayata pozitif bakan, sorunları kafasına dert etmeyen kişilerin hastalığa yakalanma riskinin çok az olduğunu belirtti.
İnsanın bağışıklık sisteminin güçlü olmasının en iyi yolunun
beyinden iyileştirici ve mutluluk verici hormonların salgılanması
olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Toygar, bu hormonların
salgılanması halinde bağışıklık sisteminin güçlünerek kişiyi
hastalıklardan koruduğunu ifade etti.
İYİLEŞME GÜCÜ TAMAMEN SİZİN
ELİNİZDE
Beyinden salgılanan, iyileştirici, mutluluk verici olan endorfin ve
serotonin hormonlarının salgılanmasının sadece kişinin kendi elinde
olduğunu vurgulayan Toygar, şöyle konuştu:
"Bir insanın iyileşme gücü tamamen kendisine aittir.
Aids'ten kansere, gripten en büyük hastalığa kadar kişi iyileştirme
gücünü kullanırsa hastalıklardan kurtulma şansı yüzde yüzdür.
Endorfin ve serotonini salgılatmak insanın kendisine aittir.
Dışardan biri yapamaz. Beyine verilen emirle olur. Bu hormonun
salgılanması bağışıklık sistemini güçlendirerek kişiyi hastalıklara
karşı korur. Kişilerin bazı seneler 'Bu sene
gripten, nezleden hiç kurtulamadım' ya da 'Çok hasta oldum' gibi
şikayetlerini duyarız. Bir başka sene ise 'Bu yıla hasta olmadan
atlattım' derler. Sürekli hasta olunan zamana bakıldığında bunun
temelinde bilinç altında çözemediğimiz bir problem, stres vardır.
Hasta olmadığımız döneme bakarsak stresten, sorunlardan uzak bir
dönem geçirildiği görülür.
İLAÇ YÜZDE 20 İNSAN YÜZDE 80 ETKİLİ
Yine örnek verirsek iki kişi sarılık oluyor. Bu iki kişinin sarılık
virüsünü aldıktan sonra bir tanesinde riskli Hepatit ortaya
çıkıyor, diğeri ise taşıyıcı oluyor. Çünkü vücut onla mücadele
ediyor. Beyinsel olarak bu hormonlarla birlikte mücadele ettiği
zaman o virüsler vücutta yer bulamıyor. Kanserde de böyle. Bir
fizyolog olarak iddia ediyorum ki bütün hastalıklarda kanser dahil
hastalığın iyileşmesinde doktor ve ilacın etkisi yüzde 20
etkilidir. Yüzde 80'inde ise insanın kendisi etkilidir. Tabiki bu
yanlış anlaşılmasın. Medikal cerrahi, tedaviler çok önemlidir.
Hastalar mutlaka cerrahi girişimlerini yaptıracak, tedavisini
yaptıracak ancak beyniyle de hastalıkla mücadele edecek. Yine iki
göğüs kanseri hastası da aynı tedaviyi alıyor birini kaybediyoruz
ama diğeri kanseri yeniyor. Kanseri yenen kişi 'Kendime hobiler
buldum. Yaşama sevincimi kaybetmedim. Hastalığı yeneceğime inandım'
dediğini göreceksiniz."
"HER İNSANDA GÜNDE 100 TANE KANSER HÜCRESİ
ÜRÜYOR"
Her insanda kansere neden olan hücrelerin ürediğini ancak bunun
kimi insanların vücudunda tutunamadığını, kimisinde ise çoğaldığını
ifade eden Toygar, şöyle devam etti:
"Her insanda günde 100 tane kanser hücresi ürüyor. Herkesin
kanser olma potansiyeli var. Önemli olan bunu aktif hale
geçirmektir. Kansere neden olan hücreler hüzünlü, stresli, hayata
kara gözlüklerle bakan kişilerde çoğalırken, mutlu, beyin gücünü
kullanabilen insanlarda yer bulamıyor. Kanser hücresini
tetikleyici, hazırlayıcı faktörlerin başında stres geliyor. Daha
sonra alkol, sigara, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar. Stres,
hücrelerimizde dezanformasyon yaparsa ve etkilerse bağışıklık
sistemi de düşmüşse bu hücreler çoğalır. İnsanın kendisini
iyileştirici güce sahip olmasını sağlayan endorfin ve serotonin
hormonlarını kişinin kendisi ancak isterse salgılatabilir. Kişi
sevdiği işi yapacak, hayatı sevecek, hayata mutlu bakacak, beyine
pozitif mesajlar yollayacak. Sorunları mümkün olduğu kadar geri
plana itecek ve dert etmeyecek. Strese girip, hayata olumsuz
bakarsak beyine olumsuz mesajlar gönderirsek bir grip bile ağır
hastalığa neden olur."
HÜRRİYET İNTERNET SİTESİ