Keremcem: 'Aşka çok şey borçluyum'

Yeni albümü için Ruhumu düzgün gösteren bir lunapark aynası diyen Keremcemden çarpıcı açıklamalar...

Keremcem: 'Aşka çok şey borçluyum'

Yeni albümle birlikte bir de yeni Keremcem buldum karşımda. Farklı geldiniz bana.
Her albümüm birbirinden farklıydı. Dünya da aynı dünya değil. Siz de aynı kişi değilsiniz hem şarkı yazarı hem de yorumcu olarak. Bu farklılık zaten beklenen bir şey. Tabii ki bir arayış var herkeste olduğu gibi. Ama özellikle farklı olsun diye yapılmış bir albüm değil.

Bu albümde ilk defa Volga Tamöz'le çalışmışsınız. Onun da müziğinize bir fark kattığını düşünüyorum…
Volga Tamöz, çok eski arkadaşım. İlk konserlerimi verdiğim dönemde sahnede hep beraberdik. Çok güzel şeyler paylaştık. Bu albüm, ilk çalışmamız. Bu da beni hem arkadaşım hem de değerli bir müzisyen olduğu için mutlu ediyor. Var olan pop müziği yapmaya çalışmıyor, yeni soundlara ve dünyaya açık biri. Stüdyo çalışmamız keyifliydi.

MÜZİK YAŞAMIN KENDİSİ GİBİ

Romantik şarkıların dozu azalmış daha enerjik bir albüm olmuş…
Müzik, yaşamın kendisi gibi değişiyor, gelişiyor. “Bir anda serseri oldum denemez”. İnişler, çıkışlar, hüzünler, mutluluklar nasıl bir bütünse, müzik de bir bütün. Albüm hüznü ve neşesiyle yaşamı anlatıyor. Aşkın her haline ait farklı yorumlar var albümde.

Albüm için ilginç bir benzetmeniz var…
“Ruhumu düzgün gösteren bir lunapark aynası” dedim. Kimsenin kişiliği birbirine benzemez. Herkesin ruhunda yaralar, yamukluklar var. Bunu düzgün göstermenin tek yolu müzik. Bu albümü bir eşyaya benzetmek istesem diye düşünüp “Lunapark aynası” olur dedim.

Beşinci albümde sizde neler değişti?
Albüm kapağında da yazdığım gibi insan hayata karşı durmamayı ve onunla ahenk içinde dans etmeyi, vazgeçmemeyi ama gerektiğinde vazgeçebilmeyi öğreniyor. İşte bu albümle ben de daha kendini bilen, dünyayı olduğu gibi kabul eden biri oldum. Eskiden kendimi biraz daha frenlerdim. Şimdi insan olarak ne kadar değerli olduğumu ve bunu yansıtmam gerektiğini öğrendim.

Neyi frenliyordunuz?
İnsan yakınlarıyla beraberken rahat hisseder. Ne zaman ki sizi tanımayan birileriyle karşılaşıyorsunuz işte o zaman çekingenlik oluyor. Duygularınızı, davranışlarınızı gösteremiyorsunuz. ‘Gerçek ben'i göstermediğim zamanlar oldu ama bunun anlamsızlığını anladım. Kişilik olarak Keremcem neyse albüm çıkaran, şarkı söyleyen Keremcem'i de aynı şekilde tanımak insanların hakkı diye düşündüm.

Erkek şarkıcılar arasındaki yarışta yoksunuz. Kendinizi farklı konumlandırdınız; neden?
Arayış içindeyim. Pop müziğin aynılığı hoşuma gitmiyor. Arayışın kendisi beni mutlu ediyor ve bulduğumu da müziğime katmayı seviyorum. Farklı yerde görünmemin sebebi bu aslında. Çıtayı hep yükseğe koymayı tercih ettim. Bu çıtayı geçtiğim için mutluyum.

Sizinle birlikte dinleyiciniz de değişti.
Benimle birlikte büyüyenler var ve onların beni bırakmaması hoşuma gidiyor. Yeni gelen çocukların ve küçüklerin aynı sevgiyle beni kucaklamaları da hoş bir durum. Yaş farkı, olgunluk, geçirdiğiniz değişim insanlara farklı geliyor. Sonuçta aşk ve müzik her yaşın hissettiği bir duygu.

HAYAT YETERİNCE HEYECANLI

En son ne zaman lunaparka gittiniz?
Bu yaz ‘İksir' adlı yarı animasyon bir çocuk filmi çektik. Filmin kovalamaca sahnesini lunaparkta çekmiştik.

Lunaparkta hangi oyuncağı seviyorsunuz?
Budapeşte'de büyük bir dönme dolaba binmiştim. En tepeye çıktığımızda David Guetta'nın havai fişekleri patlıyordu. Çok güzel bir andı. Ama en korkunç oyuncaklara binemiyorum.

Korkuyor musunuz?
Sevmiyorum. Hayat yeterince heyecanlı, ekstrasına gerek yok (gülüyor)…

Çocukluktan kalma hangi alışkanlığınız var?
Annemin nohutlu pilâvı ayrıca süt, pötibör bisküvi, şeftali dilimleri ve şekerle yaptığım ‘bisküvi mamma' diye bir yemeğim vardır. Onun dışında annemi hâlâ boynundan kokusunu içime çekerek öpmek. Hep aynı şekilde öptüğümü fark ettim. Aynı koku, aynı çocukluk...

Aileniz için hâlâ küçük çocukları mısınız?
Hem büyüdüğümü kabul eder karışmazlar hem de hâlâ küçük çocuklarıymışım gibi davranırlar. Uyarmama ve o dengeyi sağlamama gerek kalmaz zaten ailem dengeyi sağlar.

Oyunculuk da yapıyorsunuz. Bu sezon bir dizi projeniz var mı?
Bu sene bir dizi olacak. Ancak her zaman altyapısı olan bir karakter ararım. Çünkü bu, o karakteri keyifle canlandırmanıza ve iyi bir iş çıkarmanıza neden olur.

Mutlu musunuz halinizden?
Mutluyum. Ömer Hayyam'ın “Geçmişi düşünme, gelecekten korkma!” diye sevdiğim bir dizesi var. Geçmişe baktığımda hayıflanmıyorum, geleceğe de bakıp korkmuyorum.

Ben de sizi iyi gördüm. Adını koyamadığım farklı bir enerji gelmiş üzerinize.
İyisi kötüsü, doğrusu ve yanlışıyla ile beni bilmek hakkınız. Kendimi saklamam doğru olmaz. Bu bir sürecin sonunda çıktı ve vardığım nokta da beni keyiflendiriyor. Hayatın bana öğretmeye çalıştıklarını düşünmem. “Öğrendim de” demiyorum. Zaten ne kadar öğrenebilirsiniz ki? Hiçbir zaman 100 üzerinden 100 almadım bir sınavdan. Eksikler vardır tabii ki. “Her yönümle beni tanımak insanların hakkı” dediğim için de rahatım. Bu rahatlık size yansımıştır.

AŞKA ÇOK ŞEY BORÇLUYUM

Albümünüzde ‘Aptal Âşık' adlı şarkınız var. Aşk sizi de aptal eder mi?
Tabii ki aşk aptal eder insanı. “Aşk insanı aptal edebilecek tek şey değil mi?” derim hep. Bir tek aşka karşı duramıyorsunuz şu hayatta. Dünyayı döndüren şey aşk. Aşka çok şey borçluyum. Şarkılar benim sırlarım. Dolayısıyla o sırları insanlarla paylaşabilme cesaretini göstermemin tek yolu da aşk.

Âşık olduğunuzda karşınızdaki insana göre şekillenir misiniz?
Şekillendiğinizi aşk bitince öğreniyorsunuz. Aşkın içindeyken aşk dışında hiçbir şey anlamıyorsunuz. O yüzden o duygu uçuşan kelebeklerle tanımlanıyor. Geriye baktığınızda “Ben bunu nasıl yaptım!” dediğinizde cevabı aşk olabiliyor ancak.
 
‘Berbat' diye de şarkınız var. Hangi durumda berbat hissedersiniz?
Aşkın son hali yani ilişki bittiğinde siz hâlâ âşıksanız işte o aşk berbattır. Sevdiğiniz birini kaybetmek kadar belki ondan daha güçlü.

‘Razı Olmaktır Aşk' adlı şarkınızdan yola çıkarak aşkta her şeye razı mısınız diye sormak istiyorum…
“Sevgi emek ister” deriz ya milletçe, aşka bakışımız da aynıdır. “Azlığına, çokluğuna, varlığına, yokluğuna, seninle karın tokluğuna razı olmaktır aşk” diyorum şarkıda. Razı olmadan arkadaşlığı bile yaşayamazken, aşkı yaşamak mümkün değil.

‘Tabiat' şarkınız da ilgimi çekti.
‘Tabiat' bir Murat Güneş şarkısı. Dinledim ve çok beğendim. Murat Güneş yüreği çok geniş, düzgün biri… Aşkı tabiata benzetiyor. Teşbih yapılmış, çok da yerinde olmuş.

SERHAT TEKİN / AKŞAM İNTERNET SİTESİ



Konular Röportaj