Mevsim geçişlerinin olumsuz etkilerine dikkat!

Mevsim geçişlerinin kimi insan üzerinde olumsuz etkileri var. Bu durum bağışıklığımızı da zayıflatıp hasta olmamıza neden olabiliyor. Bu negatif enerjiden kurtulmanın yollarını anlatan Turhan Güldaş, "Güzel uyuyun, anı yakalayan ve en önemlisi kafaya takmayın" diyor.

Mevsim geçişlerinin olumsuz etkilerine dikkat!

Akşam Gazetesi'nden Merve Yılmaz Oruç'un haberine göre yaz ayının o dolu dolu enerjisinden çıktıktan sonra sonbahara giriş bazı biyolojik, psikolojik olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Salgın, savaş, su krizi, kıtlık gibi dünya meseleleri üzerine düşünürken bir de bireysel sorunlar umutsuzluğa sürüklüyor insanları çoğu zaman. Sonbahar mevsimi de böyle depresif bir hâl için her ortamı sağlıyor.

Bütün bunlara rağmen pozitif düşünmeyi elden bırakmamak gerekiyor. Aksi halde bu ruh durumu fiziksel rahatsızlıklara da yol açabiliyor. Kişisel Gelişim Uzmanı Turhan Güldaş tam da bu noktada okuyucularımıza bazı tavsiyelerde bulunuyor.

FARKINDA OLMADAN YALNIZLAŞIRIZ

"Mevsim geçişlerinden bazı insanlar hiç etkilenmezken bazıları hem fiziksel hem de psikolojik olarak yoğun biçimde etkilenir. Bu adaptasyon sürecinde psikolojisi güçlü olmayan, stresli, yorgun, düzenli beslenmeyen, beyninin dinlenmesini sağlayamayan insanlarda daha hızlı travmalar yaşanır. Bu kişilerin vücutları tepki gösterir ve hastalıklara daha müsait olurlar. Bu dönemdeki problemin ana nedeni vücudun ani ısı değişikliklerine adapte olamaması. Dolayısıyla fizyolojik ve psikolojik birçok problem açığa çıkar. Vücudumuzda gribal enfeksiyonlar ve cilt problemleri en sık yaşanan problemlerin başında gelir. Yine bu süreçte stres artar." diyen Güldaş sözlerine şöyle devam ediyor: "Psikolojik faktörleri etkileyen nedenlerden biri de bu dönemlerde güneş ışınlarını daha az almamız. Seratonin ve endorfin salgılar azalır. Kişi depresyona bu dönemde daha kolay girer. Belirtiler, mutsuzluk, iş ortamına adaptasyon sıkıntısı, enerji azalması, dikkat dağınıklığı ve konsantre olamama şeklinde kendini gösterir. Stresli yaşam koşulları da bunları tetikleyen faktörlerden. Burada oluşan stres bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Dolayısıyla daha sık ve kolay hastalanabiliriz. Çaresizlik, umutsuzluk, halsizlik gibi mevsimsel duygular ortaya çıkabilir. Bu dönemlerde kişiler aşırı yemek yiyebilir. Daha asosyal olma hali ortaya çıkabilir, bu dönem aslında farkında olmadan bizi yalnızlaştırır."

DÜNYAYA OLUMLU BAKMANIN YOLLARI

Bu ruh durumundan bir an önce kurtulmak gerektiğinin altını çizen Güldaş, pozitif enerji ile dolmak ve tabiri caizse üzerinizden ölü toprağını atmak için önerilerde bulunuyor. Sosyal aktivitelere katılmak, güneşe çıkmak, denize yakın yerlerde gezmek, spor yapmak, düzenli beslenmek, kapalı alanlardan uzak durmak, hobilerle uğraşmak, yakın arkadaş ve ailelerle vakit geçirmenin insanlara iyi geleceğinden bahseden Güldaş bunlara ek olarak günlük hayatınızda kolaylıkla uygulayabileceğiniz bazı konulara değindi.

Meditasyon yapın: Meditasyon beynin yaydığı yüksek frekansların alt seviyeye düşmesini sağlar. Meditasyon Alfa fazıdır. Beynimizi o faza getirdiğimiz zaman hem stresi azaltır hem rahatlarız.

Enerjinizi aşağı çeken insanlardan uzak durun: Çevremizde her zaman enerjimizi düşüren insanlar vardır. Ruh halimizi aşağı çeken, enerjimizi sömüren insanlardan uzak durmalıyız.

Mantra yazın: Mantra beynimizle kendimiz arasındaki iletişimi sağlayan bir anahtardır. Bu anahtarı kullanarak içsel huzurumuzu yakalayabilir beynimizin bizi daha sağlıklı hale getirme gücünü kullanabiliriz.

Uyku düzeninize dikkat edin: İnsan vücudu, uyku sırasında kendini tamir eder. Hastalandığımız zaman bize verilen ilaçların yarattığı uyku hali bile vücudun kendini tamir etmesi için verilen bir araçtır. Yatmadan önce odayı havalandırırsak daha kaliteli ve derin bir uyku elde edebiliriz.

"Bana Fark Etmez" deyin: Bu aslında kafaya takmama sanatı. Olaylara, kişilere her neye olursa olsun kafaya takmamayı öğrenirseniz stres içinizde birikmez, depresyona girmez, kendinizle barışık olur ve kendinize değer verirsiniz.

Anı yakalayın: Ne dün ne de yarın, bugünde yaşayın. Önemli olan nokta bu zaman dilimini, nasıl verimli hale getirebiliriz. Bunu yapanlar yarınki hedeflerinde başarıya ulaşır. Zamanı güzel, pozitif, verimli kullanın.