Nihat Doğan: 'Keşke popçu olsaydım!'
Sivri dili, şok açıklamaları ve felsefi sözleriyle gündeme gelen Nihat Doğan, hakkında merak edilenleri anlattı. Yaklaşık dört yıldır sahnelerden uzak duran ve albüm çalışmasına imza atmayan şarkıcı ‘Şarkı söylemeyi özledim’ diyor.
Akşam'dan Uğur Kalabaş'ın röportajı..
Nihat Doğan oldukça renkli bir karakter… Siz kendinizi nasıl ifade ediyorsunuz?
Maalesef kendimi anlatmaya kelimeler yetmez. Çünkü uzun bir hayat hikayem var. Sıfırdan zirveye aslanlarla, timsahlarla, şahmaranlarla savaşarak geldim. Sadece insanlara karşı sadığım diyebiliriz. Hayata ve insanlara karşı ayna olmayı seviyorum. .
Gündeme damga vuran hatta fenomen olan cümleleriniz var. Şarkı sözü gibi ilhamla mı geliyor?
Issız denizlerde gelmiyor o sözler, genelde dalgalı denizlerde gelir bana… Üzerinde çalışılmış bir şey değil. O an itibariyle dışa vurum.
TİCARETTE 500 BİN LİRA ZARARA UĞRADIM
‘Nihat Doğan sakal gibidir kestikçe tekrar uzar’ deyiminiz hâlâ hafızalarda. Bu sözlerde sanki bir gözdağı var.
Bu o zamanın magazin mafyalarına ağzımdan çıkmış olan bir cümledir. O zaman gözdağı ise gözdağıdır.
Sektörün müzmin bekarlarındansınız. Son zamanlarda sizi heyecanlandıran birileri var mı?
Bundan ben de çok muzdaripim açıkçası. Annem’de bu konuda dertli… ‘Ee hadi artık çoluğunu çocuğunu görelim’ diyor. Fakat ben fazla idealist bir insanım ve ideallerimden daha fazla seveceğim bir kadın çıkmadı karşıma. Tip algımda yok sarışınmış esmermiş renkli gözlüymüş falan filan diye. Hayallerim var. Lakin hayallerimden daha fazla seveceğim bir kadın çıkarsa karşıma hemen evlenirim.
Hemen hemen tüm türkücüler sanatlarının yanı sıra ticaret yapmakla meşguller. Sizin böyle bir girişiminiz var mı?
Ben daha önce ticaret yaptım aslında kardeşim ve enişteme bir kafe açtım. Sağolsunlar beni 500 bin lira zarara uğrattılar. Sonrasında bir spor kulübünde hocalık yaptım. Orada da bizi alaşağı ettiler. ‘ Türkücüden hoca olur mu?’ diye… Aslında 30 senedir futbolla yatıp kalkıyorum. Sonrasında ise 18 dairelik bir inşaat projesine dahil olarak ticarete atıldım. Şükür ki o iyi gitti.
Hayatta nelere tahammül edemezsiniz?
İftiraya, yalana, nankörlüğe ve sadakatsizliğe tahammül edemem. Riyadan Allah’a sığınırım. Sevdiğim insanların kılıcını sonuna kadar çekerim.
Geriye dönüp baktığınızda keşke yapmasaydım dediğiniz bir şey var mı?
Evet var. Keşke popçu olsaydım diyorum. Çünkü onlar genelde üniversite mezunu ve birbirlerini inanılmaz destekliyorlar. Kendi içlerinde bayrak yarışı veriyorlar. Baktığınızda Gökhan Özen şarkısını Demet Akalın’a verebiliyor. Birbirinin sahnelerine giderek destek veriyorlar. Serdar Ortaç, Sezen Aksu, Gülşen herkese şarkılarını veriyorlar ve kariyerlerinde yükselmelerine faydalı olan gruplar. Onlar bu şekilde temellerinin altına beton dökerek daha da sağlamlaştırıyorlar. Bizim arkadaşlar öyle mi? Biz bırakın bir inşaat yapmayı bir kümes bile yapalım derken gelip bir tekme nasıl bu kümesi alaşağı ederiz derdindeler. O yüzden zaman zaman keşke popçu olsam dediğim oluyor.
BİRÇOK ÜNİVERSİTE OKUYAN ARKADAŞI CEBİMDEN ÇIKARIRIM
‘Bu ülkede küfür ve hakaret yememişsen hiçbir yere varamamışsınızdır’ şeklinde bir açıklamanız oldu. Bu sözlerinizle kimi kastettiniz?
Yaptığımız işler ortada… Ağzımızla kuş da tutsak söverler sayarlar. Bunların en iyi örnekleri Mahsun Kırmızıgül Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş, Şafak Sezer de aynı şekilde… Onlara demedikleri kalmadı. Bakın şimdi kendilerini zirveye taşıdılar. 11 yaşında babamı kaybetmişim varoşlardan gelmişim kimsenin elini eteğini öpmemişim ama birçok üniversite okuyan arkadaşları cebimden çıkarırım. Molotof atmaktan başka okulun içini boşu boşuna dolduran insanları görünce kendime mukayese dahi etmem yani. Tabii ki kendini ilime bilime ve dinine adamış arkadaşlarımı ayrı tutuyorum.
Sosyal paylaşım sitelerinde çok aktifsiniz, mesajlarınız nedeniyle zaman zaman mahkemelik bile olduğunuz oldu. Bu durumun kariyerinize zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
Twitter siyasallaştıktan sonra artık hiçbir tadı kalmadı. Bir şarkını yayınlıyorsun hemen parti olayına giriyorlar. Maalesef twitter o enerjimizi aldı elimizden… O yüzden eskisi kadar aktif değilim.
ŞARKI SÖYLEMEYİ ÖZLEDİM
Survivor yarışması Nihat Doğan’a ne kattı?
Hayata dair bir şey katmadı. Çünkü ben yaşama dair birçok şeyi kazanmış birisiyim. Çok şükür orada da başardım. Hem de oradaki sporcu arkadaşlara karşı… Normal hayatta acılarla büyümüş açlığa da idmanlı biriyim. Askerliğini Tunceli’deki dağlarda yatarak yapan biri olarak ada da kumda yatmak bana lüks geldi.
4 yıldır albüm yapmıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Benim önümde Survivor vardı. Ardından da yarıda kalan bir kitabım vardı. 8 ay sadece kitabın içeriği sürdü. Editör de kullanmadım tamamını kendim yaptım. Bir de sektör çok dalgalıydı hevesimde yoktu. Hevesi ve parası olan herkes albüm yapabilir lakin kaset yapması onun elinde ama bir yerlere gelmesi onun elinde değil. Dünyanın her yerinde serbest piyasa diye bir şey vardır. Ama diğer taraftan şarkı söylemeyi özledim. Son dönemde arkadaşlarımın arasında çok fazla şarkı söyler oldum.
Nihat Doğan oldukça renkli bir karakter… Siz kendinizi nasıl ifade ediyorsunuz?
Maalesef kendimi anlatmaya kelimeler yetmez. Çünkü uzun bir hayat hikayem var. Sıfırdan zirveye aslanlarla, timsahlarla, şahmaranlarla savaşarak geldim. Sadece insanlara karşı sadığım diyebiliriz. Hayata ve insanlara karşı ayna olmayı seviyorum. .
Gündeme damga vuran hatta fenomen olan cümleleriniz var. Şarkı sözü gibi ilhamla mı geliyor?
Issız denizlerde gelmiyor o sözler, genelde dalgalı denizlerde gelir bana… Üzerinde çalışılmış bir şey değil. O an itibariyle dışa vurum.
TİCARETTE 500 BİN LİRA ZARARA UĞRADIM
‘Nihat Doğan sakal gibidir kestikçe tekrar uzar’ deyiminiz hâlâ hafızalarda. Bu sözlerde sanki bir gözdağı var.
Bu o zamanın magazin mafyalarına ağzımdan çıkmış olan bir cümledir. O zaman gözdağı ise gözdağıdır.
Sektörün müzmin bekarlarındansınız. Son zamanlarda sizi heyecanlandıran birileri var mı?
Bundan ben de çok muzdaripim açıkçası. Annem’de bu konuda dertli… ‘Ee hadi artık çoluğunu çocuğunu görelim’ diyor. Fakat ben fazla idealist bir insanım ve ideallerimden daha fazla seveceğim bir kadın çıkmadı karşıma. Tip algımda yok sarışınmış esmermiş renkli gözlüymüş falan filan diye. Hayallerim var. Lakin hayallerimden daha fazla seveceğim bir kadın çıkarsa karşıma hemen evlenirim.
Hemen hemen tüm türkücüler sanatlarının yanı sıra ticaret yapmakla meşguller. Sizin böyle bir girişiminiz var mı?
Ben daha önce ticaret yaptım aslında kardeşim ve enişteme bir kafe açtım. Sağolsunlar beni 500 bin lira zarara uğrattılar. Sonrasında bir spor kulübünde hocalık yaptım. Orada da bizi alaşağı ettiler. ‘ Türkücüden hoca olur mu?’ diye… Aslında 30 senedir futbolla yatıp kalkıyorum. Sonrasında ise 18 dairelik bir inşaat projesine dahil olarak ticarete atıldım. Şükür ki o iyi gitti.
Hayatta nelere tahammül edemezsiniz?
İftiraya, yalana, nankörlüğe ve sadakatsizliğe tahammül edemem. Riyadan Allah’a sığınırım. Sevdiğim insanların kılıcını sonuna kadar çekerim.
Geriye dönüp baktığınızda keşke yapmasaydım dediğiniz bir şey var mı?
Evet var. Keşke popçu olsaydım diyorum. Çünkü onlar genelde üniversite mezunu ve birbirlerini inanılmaz destekliyorlar. Kendi içlerinde bayrak yarışı veriyorlar. Baktığınızda Gökhan Özen şarkısını Demet Akalın’a verebiliyor. Birbirinin sahnelerine giderek destek veriyorlar. Serdar Ortaç, Sezen Aksu, Gülşen herkese şarkılarını veriyorlar ve kariyerlerinde yükselmelerine faydalı olan gruplar. Onlar bu şekilde temellerinin altına beton dökerek daha da sağlamlaştırıyorlar. Bizim arkadaşlar öyle mi? Biz bırakın bir inşaat yapmayı bir kümes bile yapalım derken gelip bir tekme nasıl bu kümesi alaşağı ederiz derdindeler. O yüzden zaman zaman keşke popçu olsam dediğim oluyor.
BİRÇOK ÜNİVERSİTE OKUYAN ARKADAŞI CEBİMDEN ÇIKARIRIM
‘Bu ülkede küfür ve hakaret yememişsen hiçbir yere varamamışsınızdır’ şeklinde bir açıklamanız oldu. Bu sözlerinizle kimi kastettiniz?
Yaptığımız işler ortada… Ağzımızla kuş da tutsak söverler sayarlar. Bunların en iyi örnekleri Mahsun Kırmızıgül Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş, Şafak Sezer de aynı şekilde… Onlara demedikleri kalmadı. Bakın şimdi kendilerini zirveye taşıdılar. 11 yaşında babamı kaybetmişim varoşlardan gelmişim kimsenin elini eteğini öpmemişim ama birçok üniversite okuyan arkadaşları cebimden çıkarırım. Molotof atmaktan başka okulun içini boşu boşuna dolduran insanları görünce kendime mukayese dahi etmem yani. Tabii ki kendini ilime bilime ve dinine adamış arkadaşlarımı ayrı tutuyorum.
Sosyal paylaşım sitelerinde çok aktifsiniz, mesajlarınız nedeniyle zaman zaman mahkemelik bile olduğunuz oldu. Bu durumun kariyerinize zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
Twitter siyasallaştıktan sonra artık hiçbir tadı kalmadı. Bir şarkını yayınlıyorsun hemen parti olayına giriyorlar. Maalesef twitter o enerjimizi aldı elimizden… O yüzden eskisi kadar aktif değilim.
ŞARKI SÖYLEMEYİ ÖZLEDİM
Survivor yarışması Nihat Doğan’a ne kattı?
Hayata dair bir şey katmadı. Çünkü ben yaşama dair birçok şeyi kazanmış birisiyim. Çok şükür orada da başardım. Hem de oradaki sporcu arkadaşlara karşı… Normal hayatta acılarla büyümüş açlığa da idmanlı biriyim. Askerliğini Tunceli’deki dağlarda yatarak yapan biri olarak ada da kumda yatmak bana lüks geldi.
4 yıldır albüm yapmıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Benim önümde Survivor vardı. Ardından da yarıda kalan bir kitabım vardı. 8 ay sadece kitabın içeriği sürdü. Editör de kullanmadım tamamını kendim yaptım. Bir de sektör çok dalgalıydı hevesimde yoktu. Hevesi ve parası olan herkes albüm yapabilir lakin kaset yapması onun elinde ama bir yerlere gelmesi onun elinde değil. Dünyanın her yerinde serbest piyasa diye bir şey vardır. Ama diğer taraftan şarkı söylemeyi özledim. Son dönemde arkadaşlarımın arasında çok fazla şarkı söyler oldum.