Oturuş şeklinize dikkat edin!..
Oturuş bozukluklarının yanı sıra merdiven inip çıkmak, step yapmak, koşu bandına eğim vererek koşmak gibi hareketler diz kapağının kaymasına neden olabiliyor.
Büroda tüm gün sandalyede oturanların diz kapaklarında sorun oluşma oranı artıyor. Oturuş bozukluklarının yanı sıra merdiven inip çıkmak, step yapmak, koşu bandına eğim vererek koşmak gibi hareketler diz kapağının kaymasına neden olabiliyor. Kayma, dizlerde ortaya çıkan şiddetli ağrı ile kendini belli ediyor.
Ofiste oturma biçiminiz, diz kapağınızda sorun oluşup oluşmayacağının önemli göstergelerinden biri. Eğer sandalyede bacaklarınızı aralayarak oturuyorsanız, diz kapaklarınızın kaymasına neden olabilirsiniz. Diz kapağındaki kaymaların, özellikle de ofis çalışanlarının yaygın sorunu haline geldiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Gürbüz, artık erkekler kadar kadınlarda da oturuş şekli nedeniyle aynı sorunun oluştuğunu söyledi. Prof. Dr. Gürbüz, erkeklerde sık rastlanan, bacaklarını iki yana açma ve dizlerini yere 90 derecelik bir açıyla kırma şeklindeki oturma biçiminin kadınlarda da görülmesi nedeniyle her iki gurupta da ‘ağa oturuşu’ olarak tanımlanabilecek bu durumun diz kapağının kaymasına neden olduğunu vurguladı.
‘Ağa’ oturuş stili nedeniyle dizin üzerindeki diz kemiğini adeta bir şapka gibi örten diz kapağı, dış yana doğru kayıyor, kayma diz kapağındaki kıkırdağı yıpratıyor. Bu durumda ortaya çıkan sonuç, dizlerde şiddetli ağrı. Sorun daha da ilerlerse dizlerde protez uygulaması gerekebiliyor.
Doğru oturuş şekli nedir?
Bacak bacak üstüne atmak gibi pek çok oturuş şeklinin yanlış
olduğuna değinen Prof. Dr. Hakan Gürbüz, uzun süre sandalyede
oturanlar için doğru oturma şeklini şöyle tarif ediyor: “Sırtınız
tamamen dik olmalı ve belinizin arkasını küçük bir yastıkla
desteklemelisiniz. Bacaklarınızı kırarak değil, dizinizi kırmayacak
şekilde düz ve birleşik uzatmalısınız. Bu oturuş şekli omurganızı
düz tutar ve diz kapaklarınızın zarar görmesini engeller.”
Kapak nasıl hasar görüyor?
Ağa oturuşu gibi oturuş bozukluklarının yanı sıra, merdiven inip
çıkmak, step yapmak, koşu bandına eğim vererek koşmak gibi
faaliyetlerin de diz kapağında kaymaya neden olabileceğini söyleyen
Prof. Dr. Hakan Gürbüz sözlerine şöyle devam ediyor: “Tüm bunlar
diz kapağı kemiğine ve ekleme, sorun çıkarıyor. Günlük yaşamda hep
ağa pozisyonunda oturuyoruz. Bacaklarımızı açarak oturmamızın
sonucunda, iç taraftaki kaslar uzuyor, dıştaki kaslar ise kısalıp
kalınlaşıyor. Diz kapakları da yerine oturdukları vadiye benzer
yapıdan çıkarak dışarı doğru kayıyor. Arabanın silindir ve pistonu
gibi, diz kapağının her bükülmesi sırasında kapak kemiği vadiye
benzeyen ve diz kapağının oturduğu yapıya girip çıkıyor. Bunun
sonucunda dizimizin ön dış yüzünde ciddi ağrılar oluşuyor.”
Uzun yolculuklar ağrıları artırıyor
Bu ağrılar özellikle de koşarken ortaya çıkıyor. Koşma sırasında
diz kapağı hızlı ve güçlü bir şekilde içine oturması gereken vadiye
benzer alana girip çıkınca sorun daha da artıyor. Merdiven inmek
çıkmak bu insanlara sorun yarattığı gibi arabada uzun süre oturmak,
uçakta hareketsiz kalmak uzun yolculukları çok ağrılı hale
getirebiliyor.
Ameliyata uzanan süreç
Diz kapağındaki kayma, aniden ortaya çıkmıyor. Zaman içinde
başlayıp ilerliyor. Prof. Dr. Gürbüz, bu süreci şöyle anlatıyor:
“Diz kapağının sağında ve solunda yer alan pilika denilen bir kılıf
var. Her dizi büküp açmada bu pilika tabakası adeta dizdeki
kıkırdağı zımparalıyor. Bunun üzerine kıkırdak yapı hasar görüyor,
kıkırdağın üstünü soyuyor, döküyor. Daha çok 30´lu-40´lı yaşlarda
görülen bu sorunlar nedeniyle ciddi ağrılar ortaya çıkıyor.
Kıkırdağın beslenmesi için gereken sıvının, yüzeyi ıslatması önem
taşıyor. Diz bükülüyken pilika kıkırdağın üstünü örtüyor, sıvının
kıkırdağı ıslatmasını önlüyor. Balığı sudan çıkarmak gibi, yaşamsal
aktivitesi engelleniyor. Bu nedenle diz kapağının vadiye düzgün
oturmasının sağlaması ve pilika denilen yapının da ekleme zarar
veren sürtünme ve örtme etkisinden korunmak için temizlenmesi
gerekiyor.
Dizi bükmek, eğim vererek koşmak, uzun oturmak
yasak!
Bu sorunları yaşamasına rağmen ameliyat olmak istemeyen kişilerin
dizini bükerek oturması, merdiven inip çıkması, spor salonunda koşu
bandına eğim vererek koşması var olan sorunu daha da
şiddetlendirebiliyor. Yapılacak her hareket, dizdeki ağrıları
artırıyor. Ancak normal tempoda yürüyüş yapmak zarar vermiyor.
Çözüm, ameliyat!
Dizdeki bu sorun mekanik olduğundan tedavisinin de mekanik olduğuna
değinen Prof. Dr. Hakan Gürbüz, “Eğer evinizin tavanı her ay
akıyorsa, siz de aktıkça temizletip boyatıyorsanız sorunu
çözümlemiş olmuyorsunuz. Diz kapağı sorunlarında ilaç almak ya da
başka önlemler sorunu çözümlemiyor. Sorunun derecesine göre ya
artroskopik cerrahi ya da klasik cerrahi uygulamak gerekebiliyor.”
diyor. Artroskopi ile diz kapağının dış yana taşması yerine
oturtuluyor, pilika adı verilen yumuşak dokular ve yıpranan
kıkırdak temizleniyor. Artroskopiden sonra yaklaşık 10 gün boyunca
dizde şişlik oluyor. Ancak kişi 3-4 hafta sonra normal hayatına
dönebiliyor. Eğer soruna karşı hiçbir önlem alınmazsa, diz kapağı
kireçlenmesi oluşuyor. Bu durumda protez cerrahisi yapılıyor, büyük
protez konulmuyor, sadece diz kapağının içi protezle
değiştiriliyor. Diz ağrısıyla kendini belli eden ve ameliyata
uzanan bu sürecin önemine dikkat çeken ve dizde ağrı görülmesinin
bir sinyal olarak algılanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Hakan
Gürbüz ağrıların, ağrı kesici ilaçlarla geçiştirilmemesi
gerektiğini vurguluyor.