'Paramparça'nın Özkan'ı ilk kez konuştu!

Akşam'dan Arzu Akyol'un röportajı...

Dizi sezon finali yaptı değil mi?

Evet. Bütün ekip inanılmaz bir özveriyle çalıştı.  Çok yorulduk ama yorulduğumuza değdi. Maşallah aldığımız reytingler süper. Şimdi biraz dinlenme zamanı.

Sizin için herkes “Onu aslında tiyatro sahnesinde izlemeli” diyor. Neye dönüşüyorsunuz orada?

Benim tutkum, aşkım tiyatro. Dizi işini para için yapıyorum. Devlet Tiyatrosu’ndaki görevim devam edecek.

Bırakıp tamamıyla İstanbul’a yerleşmeyi düşünmez misiniz?

Asla… Devlet Tiyatroları benim için çok özel bir kurum. 20 yılımı verdim. Konservatuvardan mezun olur olmaz İstanbul’a gelmek yerine Devlet Tiyatroları’nın sınavını kazandım ve Adana’ya gittim. Yaklaşık 8 yıl Adana’da görev yaptım. O bereketli topraklar bana hem insan olarak hem oyuncu olarak çok şey öğretti. Oradaki oyuncu abi ve ablalarımızın tecrübeleriyle piştim. Hayatımın en güzel günlerini yaşadım. Sonra Ankara’ya tayin oldum ve hala Ankara Devlet Tiyatrosu’nun oyuncusuyum. Emekli olmama 5 yıl var ve emekli olmadan asla bırakmam. 2 yıldır İstanbul’dayım ve Ankara’ya gidip geliyorum. Emekli olduktan sonra tamamen İstanbul’a yerleşeceğim ama.

ÖPME İŞİ ZOR

Birçok dizide filmde rol aldınız. Tiyatro sahnesindeki performansınız tartışılmaz. Ama şöhret Paramparça’yla geldi sanırım…

Daha önce de çok beğenilen dizilerde rol aldım. Mesela Kapalıçarşı’daki Kayserili karakter inanılmaz tutmuştu. Muhteşem Yüzyıl ve Çıplak Gerçek de çok güzel dizilerdi ama dediğiniz gibi Paramparça’daki Özkan çok daha fazla sevildi.

Ne değiştirdi hayatınızda bu sevgi?

Çok fazla değişiklik yok. Gelen tepkiler çok güzel. Bir de şu öpme işini bıraksalar çok mutlu olacağım. Fotoğraf çektirmeye, imza vermeye alıştık da öpme işi biraz zor (gülüyor).

Özkan alıştığımız “kötü”lerden farklı. Bu yüzden çok sevilmiş olabilir mi?

Özkan çok seviliyor çünkü sahici. Bana göre hayatta “iyi” ya da “kötü” diye bir şey yok. İnsan salt iyi, salt kötü olamaz. Özkan da salt kötü değil. Zaaflarına kurbanı olmuş bir karakter. Hayatını hep kısa yoldan kazanmaya çalışmış, aklını kullanmamış, sabırlı olmamış biri ama aynı zamanda da çok duygusal ve aynı zamanda çok komik. Bana göre Özkan büyümemiş bir çocuk. Eğer işinizi iyi yapan bir oyuncuysanız oynadığınız karakterin iyi taraflarını da kötü taraflarını da bulup çıkartmalısınız ki seyirci o karaktere iyi ya da kötü olarak değil insan olarak bakabilsin. Ancak o zaman ortaya sahici bir karakter çıkabilir. Ben bunu yapmaya çalışıyorum.

Bir erkeğin büyümemesi iyi bir şey mi? Kadınların yaşadığı bir sürü sıkıntı erkeğin büyümemesinden kaynaklanıyor olabilir mi mesela?

Kesinlikle doğru… Bu iyi bir şey değil. İnsan içindeki çocuğu korumalı tamam ama gerektiğinde de büyümeli o çocuk. Olgun davranabilmeli. Özellikle de erkekler büyümeli.

Siz büyüdünüz mü peki?

Biraz…(Gülüyor) Ben Balık burcuyum ve bütün özelliklerini taşıyorum. Çok duygusalım ve bu yüzden bazen çocuksu yanlarıma yenik düşebiliyorum.

Sizin için “kötü” kelimesinin karşılığı ne?

Yalan…

Tolga’nın en kötü huyu ne peki?

Aşırı alıngan ve duygusal olmam. Hayatımda kaybettiğim zamanlar hep bu özelliklerimden kaybettim.

Keriman’la muhteşem bir ikili oldunuz. Daha önce tanışıyor muydunuz?

Hayır, bu dizide tanıştık ama kesinlikle çok iyi bir ikili olduk. Çok iyi paslaşıyoruz. Maşallah…

Biraz da Tolga’yı konuşalım. Nerede doğdunuz?

Ankara’da doğdum. Annem devlet memuru, babam Bakanlık müsteşarıydı. Çok değerli bir insandı. Çok genç yaşta kaybettim babamı. Bir anda kalp krizi geçirdi ve gitti. Bunun etkisini de hayatım boyunca yaşadım. 

Neyi eksik bırakır babayı erken kaybetmek?

Birçok şeyi eksik bırakır… Bir anda hayatın zor taraflarıyla yüz yüze kalırsınız. Ben konservatuardaydım babamı kaybettiğimde. Bir yanda okul bitirme telaşı, bir yanda bu acı… Çok ağır bir dönemdi. Bir ablanız ve bir anneniz var. Onlara kol kanat germe, babalık yapma durumunuz var. Ne kadar becerebildim bilmiyorum ama elimden geleni yaptım.

Atlatabildiniz mi peki?

Hala sevdiklerimi kaybetme korkusu yaşıyorum. Bu kaybetme korkusu sizi hayata karşı biraz tedirgin ve hassas yapıyor. Biraz da alıngan ve duygusal…

YALNIZIM VE MUTLUYUM

Evlilik oyunculuk kariyeri kadar parlak gitmedi sanırım.

Hayır, ayrıldık...

Şu anda hayatınızda biri var mı?

Yok.

Aşk…

Aşk çok güzel ama çok zor… Aşkı yaratan birçok duygu var. Güven,  inanç, ödün verme, paylaşma, sevgi, saygı ki saygı en önemlisi bence. Bunların hepsinin bir anda olması çok zor… Mutlaka eksiklikler oluyor. Tamamlamak zor. İşte bu yüzden çok zor…

İlk görüşte aşka mı inanırsınız tanıdıkça mı âşık olursunuz.

Tanıdıkça… Hiçbir zaman ilk görüşte aşka inanmadım.

Evliliğe inanıyor musunuz hala?

Hayat karşıma ne çıkaracak bilmiyorum ki… Yarın öbür gün karşıma birisi çıkar ve yeniden inandırır. “Hayatımı geçirmek istediğim insan bu” derim. Ben de boşanmak için evlenmedim ama olmadı, yapamadık, ayrıldık.

Baba olmak var mı planlarınızda?

Hayalim baba olmak. Çocukları çok seviyorum ve yavaş yavaş iyi bir baba olabilecek olgunluğa ulaştığımı düşünüyorum.

Tolga Tekin mutlu mu?

Evet, şu anda istediğim gibi yalnızım ve mutluyum. Bir evlilik bitti. O yalnızlığı da yaşamak gerekiyor.

Yalnızlık neden iyi geliyor?

Hayatım boyunca hiç yalnız kalmadım. İlk evliliğim bittikten hemen sonra ikinci evliliğimi yaptım. Şimdi yalnızlığın tadını çıkarıyorum. Bazen yalnızlık da iyidir.

Evliliklerinizle ilgili özeleştiri yapıyor musunuz?

Kendi adıma söyleyebileceğim şeyler var ama hiçbir zaman tek taraflı olmaz ilişkilerde biliyorsunuz. Hiçbir zaman kendimi suçlamadım benim yüzümden bitti diye.