Perran Kutman: "Bir gecede saçlarım döküldü"

Usta oyuncu Perran Kutman: "Niye komik anneanneyi oynayayım ki, hâlâ daha komik anneyi oynayabilirim.."

Perran Kutman: "Bir gecede saçlarım döküldü"
Sabah'tan Oğuzhan Toracı'nın röportajı...

İsveçli tiyatro sanatçıları yıllar önce oynadığınız 'Perihan Abla' dizisinin şarkısını seslendirerek size sürpriz yapmış. Ne hissettiniz?

Açılış töreninde Gül Sunal ile birlikteydik. İsveçli tiyatro sanatçıları sahnede kendi dillerinde komedi yaptıkları için, ne dediklerini anlamıyorduk ama güzel geçiyordu. Sonra birden sahnedeki sanatçılar bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bir baktım ki 'Perihan Abla' şarkısını söylüyorlar. Onlar; İsveçli iki aktör ve Londra'da tiyatro yapıyorlar. Bu şarkıyı söyleyebilmek için 15 gün gece gündüz çalışmışlar; gözyaşlarımı tutamadım.

PERRAN KUTMAN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI (VİDEO)

PARA KONUŞAMAM, UTANIRIM

Sever miydiniz sahiden o şarkıyı?

Nasıl sevmem! Özkan Turgay ile eşim Koral Sarıtaş birlikte bestelemişlerdi. Rahmetli Alpay İzer, Bursalı'dır ve bir seferinde Bursa'dan geldiğinde "Perran, Bursa Şehir Bandosu sizin 'Perihan Abla' dizisinin müziğini çalıyordu. Kulaklarıma inanamadım" dedi. Stadyumda da söylüyorlarmış. Yıllar sonra İsveç'te de benzer şeyle karşılaşınca çok mutlu oldum.

Eski projelerinizle anılmak ne hissettiriyor size? Niye yeni projeler yok?

Yeni proje bulamıyoruz galiba ya da bizim hitap ettiğimiz kişiler değişti.

Kendi jenerasyonumla konuştuğumda da herkes sizi tekrar ekranda görmek istiyor...

Sevgili yavrum, ben de sizlerle buluşmak istiyorum. Neyi, nerede yanlış yapıyoruz bilemiyorum. Kanallar mı yanlış yapıyor, projeler mi doğru değil... Mesela son zamanlarda herkesin 'Televizyonda seyredecek bir şey bulamıyorum' dediğini duyuyorum. Ama o kadar çok dizi varken, seyredecek bir şeylerin olmaması acı bence.

Sizin izlediğiniz diziler var mı?

Hiç izlemiyorum. Takip edebileceğim nitelikte pek bir şey yok. O zaman niye vakit harcayayım! Ya sinemaya gidiyorum ya da kitabımı, dergilerimi okuyorum. Bunlarla mutlu oluyorum.

Projelerde sizi cezbeden ne olur?

Hikaye çok önemlidir ve kadro benim için büyük şanstır.

Sanatçıların pazarlama stratejileri ve onları temsil eden birtakım insanlar var. Siz, Türkiye dışındayken temsil edilmiyor olabilir misiniz?

Sanmam. Ben kendimi iyi anlatabilen biriyim ama bir tek para konusunu konuşamam, çok utanırım. Benim yerime bu işleri idare edebilecek kişiler mukavele yapıyor; menajerle de, diziyle de mukavelesiz çalışırım. Benim sözüm sözdür, ölmediğim sürece verdiğim sözü tutarım. Tabii ki şartlarım vardır, o şartları da söylerim.

'Şartlarım var' derken, rakamsal durumları mı kastediyorsunuz?

Yok canım; zaten kendimi çok iyi bildiğim için, rakamsal anlamda da talebimin ne olacağını çok iyi biliyorum. Onu da her zaman almışımdır. Asıl önemli olan, çekim şartları ve sürelerdir. Mesela pazar günleri asla çalışmam. Benim oynadığım diziler hep dört-beş sene sürdü ama son zamanlarda bu başarıyı yakalayamadık.

Sanki sektöre de biraz uzaksınız. Önce Amerika, sonra Yunanistan, en son da İsveç'teydiniz... Bu gezmeleri neye borçluyuz?

Geziyorum, eşim Koral Sarıtaş ile bu konuda iyi anlaşıyoruz. Hayat arkadaşlığımız ayrı, bir de seyahat arkadaşlığımız vardır, o da ayrı güzeldir. Gittiğimiz yerlerde de mutlu oluyoruz. Yaşlar ilerliyor; şimdi gidebiliyorken gitmek lazım.

Sizi kızdırır mıyım bilmiyorum ama sormadan geçemeyeceğim... Estetik yaptırdıktan sonra, bu durumun oyunculuk performansınızı etkilediği konuşuldu...
Ben estetik yaptırmadım, cerrahi müdahale de yok; sadece botoks var. Düşün, 50 yıllık bir kariyer ve onun öncesinde çocukluk dönemim var. Bunu düşündüğünde yaşım ortaya çıkıyor ve bu yaşı biraz geri almak istiyorum ki, daha oynayabileceğim güzel roller olsun. Tabii ki botoks yaptırıyorum ama kendimi kaybedecek kadar değil, minik noktalara yapılan uygulamalarla daha taze bir görünüm sağlamaya çalışıyorum. Ben hiçbir zaman, hiçbir şeyin aşırısına kaçmam.

Sizce komedi oyuncularının botoks yaptırması doğru bir hareket mi?

Doğru çünkü komedi oyuncusu; sadece yüzüyle, mimikleriyle oynayan değildir ki... Sadece yüz müdür? Durum komedisi var, söz komedisi var... Oyunculuğun sadece yüzden ibaret olduğunu unutsun herkes. Ayrıca mutlaka yaptırması lazım ki, daha önündeki seneleri kazanabilsin. Niye ben komik anneanne oynayayım, hâlâ daha komik anne oynayabilirim.

ÇOCUK EVLAT EDİNMEYİ DÜŞÜNMEDİM

Sizi varlıklı sanmakta haklı değiller mi? Beykoz Konakları'nda oturuyorsunuz, Miami'de eviniz var, dünyayı geziyorsunuz...


Güzel bir hayat ama 50 yıl, günde 18 saat çalışarak böyle bir hayat sağlandı.

Sizi ne üzer?

Sağlıktan başka bir şeye üzülmem. Gözünün içine bakarak 'Seni seviyorum' demek benim için o kadar önemli ki... Ben de karşımda temiz gören gözler görmek istiyorum. Aslında o kadar kısa yaşıyoruz ki; hiçbir şeye değmiyor. Okullardan dolayı 20 yaşına kadar zaten ne olduğun belli değil; 20 ile 60 arasında 40 sene var. 40 tane kış var, 40 tane yaz var, 40 tane ilkbahar var, 40 tane sonbahar var. 60 yaşından sonra inişin başladı zaten; sağlık sorunların, çocuklarının sorunları... Kırmaya, üzmeye, itmeye 40 sene için değer mi?

Çocuk özleminizi hiç saklamadınız. Yakın zamanlarda meslektaşınız Sumru Yavrucuk evlat edindi. Siz hiç böyle bir karar almayı düşünmediniz mi?
Öyle mi, ne güzel yapmış ama ben hiç düşünmedim. Çok mesuliyetli bir iş, doğrusu hiç aklıma gelmedi. Benim kardeşimle 16 yaş var aramda ve kardeşim, çocuğum gibi büyüdü. Şimdi onun çocukları var; onlar da torunum gibi oldu.

KREMİMİN FORMÜLÜNÜ VERMEM

Kendinizle barışık mısınız?

Hem de çok! O kadar güzel yaşadım ki her şeyi; hiçbir şey umurumda değil. Umurumda değil derken, tabii kendime bakarım. Kremlerimi kendim yaparım, kimseye formüllerini söylemem. Hoşuna gidene yapıp veririm.

Siz nereden öğrendiniz?

Çok yaşlı bir hanımefendiden öğrendim, hiç yaşını göstermiyordu. Bana tarifleri kendisi verdi, yıllar içinde ben de formülleri geliştirdim. Yani güzel krem yaparım. Bir gün güneş yağı yaptım ama şık bir şişeye koydum. Plajda güneşleniyorum, arkamdaki iki bayan konuşuyor. Biri "O yağı almaya servetimiz yetmez" diyor. İçinde zeytinyağı, kakao yağı ve buğday yağı olan bir şey oysa!

DİZİ KALDIRILINCA SAÇIM BİR GECEDE DÖKÜLDÜ

Son projelerde sanırım biraz üzmüşler sizi...


Biraz üzdüler. 'Ah Neriman' diye bir diziye başladık, herkesin sevdiği bir iş oldu. Beşinci bölümün senaryosunu çalışıp ezberledim ama gelen haberle çekimlerin iptal edildiğini öğrendim. Gerçekten çok üzüldüm, inanılmaz saçlarım döküldü. Hani derler ya; 'Bir gecede saçı beyazladı ya da saçı döküldü' diye... O durumu çok iyi anladım, çünkü kendim yaşadım. Sonra doktora gittim, stres dediler.

Kendinizi o kadar da üzmemelisiniz...

Üzüldüm çünkü haddi olmayan kişiler yüzünden kaldırıldı. Bu yıl 50'nci yılım ve bugüne kadar kimsenin, izleyicinin önünde dahi başımı öne eğmedim. Özel hayatım beni ilgilendirir ama Perran Kutman olarak mesleğim adına yanlış yapmadım. Hata yapmazsam kimse bulunduğum yerden indiremez. Her zaman dikkatli oldum. Verdiğim mesajların altını kalın kalemlerle çizmedim, insanca derdimi hep anlatmaya gayret ettim.

ÇOCUK PROGRAMI YAPMAK İSTİYORUM

"Çok güzel bir çocuk programı yapmak istiyorum. O büyüyecek ve büyürken beni unutmayacak. Çocuklarla buluşmak lazım... Çocuk; temizliği algılayan doğru varlıktır çünkü daha bozulmadı. Ben de bozulmadım. O yüzden iki bozulmamışın buluşmasını istiyorum. Hesapsız kitapsız buluşalım."
Konular Röportaj