Rojda Demirer: 'Vay be!.. Biz de yaptık'
'Türkiye'nin ilk gerçek aksiyon filmi' olarak lanse edilen "Kaos: Örümcek Ağı"nda başrolü Gökhan Mumcu ile paylaşan güzel oyuncu Rojda Demirer iddialı konuştu...
Cem Gül'ün yönettiği, Tolga Küçük'ün yazdığı 'Kaos: Örümcek Ağı' adlı filmde 'Sat Komandosu Yüzbaşı Mete' ve 'UGT Ajanı Meltem'in Türkiye'yi büyük bir kaostan kurtarma mücadelesi anlatılıyor. Filmin iki başrol oyuncusu Gökhan Mumcu ve Rojda Demirer; 'Türkiye'nin ilk aksiyon filmi' olarak lanse edilen 'Kaos: Örümcek Ağı'nı anlattı...
YERDEN YERE VURDU
Filmi sizin için cazip kılan neydi; aksiyon olması
mı?
GÖKHAN MUMCU: Rojda'ya "Gökhan'ı döveceksin, kabul eder misin?"
demişler, o da kabul etmiş!
ROJDA DEMİRER: (Gülüyor) Evet, bunun esprisini yapıyoruz; Gökhan'ı
dövdüm! Şaka bir yana, bugüne kadar hep birbirine benzer roller
oynamıştım ama oyuncu olarak hep daha farklı bir şeyler yapmak
istiyordum. Aksi takdirde kendini tüketmeye başlıyorsun. Bu rolü
okuduğumda da çok heyecanlandım. Kendimi farklı bir rolde görmek
istediğim ve evet, başrol oyuncusunu da döveceğim için kabul
ettim!
G.M.: Bugüne kadar birçok projede yer aldım ama yazılan senaryo
hiçbir zaman sonuna kadar çekilemedi. İlk defa bir filmde, ne
yazılmışsa o çekildi. En önemlisi bu oldu benim için. Bu filmde,
Türkiye'de yapılabilecek en yüksek işi yaptık.
Bu filmde mi tanıştınız?
G.M.: Rojda'yı bir diziden 'Eczacı kız' diye tanıyordum. Beraber
oynayacağımızı öğrenince "Hanım hanımcık, çıtı pıtı bir kız; nasıl
olacak?" diye düşündüm açıkçası. Ama yapımcımız Rojda'nın içindeki
o canavarı görmüş. Karşılaştığımız ilk provada "Beni de döver,
herkesi döver!" diye geçti içimden. O eczacı kızdan azılı bir ajana
dönüştü.
R.D.: Gökhan o kadar profesyonel ki; dövüş eğitimi de almış... O
yüzden olaya çok hakim. Dövüş sahnesi çekerken yumruğu atmaktan
çok, almak önemlidir. Gökhan'la çalıştığım için çok şanslıyım.
Dövüş sahneleri zorladı mı?
G.M.: Bildiğin dayak yedim, yani Rojda resmen dövdü beni! Yerden
yere vuruyor. Ama Rojda'yla çalışmak çok rahat, o kadar kontrollü
ki; elini, kolunu nereye koyacağını çok iyi biliyor; en ufak bir
şeyde bile "Bir şey oldu mu?" diye soruyordu. Ama itiraf edeyim;
çıtı pıtı görünmesine rağmen beklediğimden sert çıktı.
R.D.: Ben aslında senaryoyu ilk okuduğumda çok korktum.
"Yapabilecek miyim acaba?" diye düşündüm. Bu işten utanarak mı,
yoksa alnımızın akıyla mı çıkacağız diye çok panik oldum ama çok
iyi bir iş çıkarttık. Çok yorulduk. Ama öncesinde temel teknik
dövüş hareketlerini öğrenmiştik. Bu konuda iki hafta eğitim aldık.
Beni en çok soğuklar zorladı. Sahneleri gerçek mekanlarda çektik ve
-5 derecelerde kafamıza yağmurlar yağdırıldı.
G.M.: Bu filmde hiç stüdyo kullanılmadı; her sahne gerçek
mekanlarda çekildi. Bu da biz oyuncuları atmosfere soktu.
Motivasyonumuzu artıran bir durumdu. Filmde aksiyonun hakkını
verdik.
FİLMDEN HATIRA
Alnınızdaki yara, dövüş sahnelerinden mi
kaldı?
G.M.: Evet. Cemal'le (Hünal) çok zorlu bir sahnemiz vardı. Dört gün
o sahne için çalıştık. Sahne çekilirken de alnım yarıldı; yedi
dikiş atıldı. Bu filmin hatırası olarak alnımda kaldı. Daha önce de
boynuma kalas yemiştim; boyun fıtığım var. Sağ kolumda bıçak izi
var. Her aksiyon projesinden bir iz kaldı yani.
R.D.: Aksiyon filminde oynayıp da yara almayan olur mu? Bende bir
şey yok Allah'tan! Ama kullandığımız silahlar çok ağırdı. Tetik
çekmekten başparmağım kas yaptı. Silah tutmayı bu filmle
öğrendim.
'ÇALIŞMASI KOLAY BİR ADAMIM'
Gökhan Bey, aksiyon sahneleri denince akla gelen ilk
isimlerden biri oldunuz. Bu nasıl bir duygu?
G.M.: Çok iri yapılı biri değilim. Tamamen teknik biliyor olmam
belki beni farklı kılıyor. Ata binen, kılıç kuşanan, dalabilen,
dövüşen, çalışması kolay bir adam olduğum için tercih ediliyorumdur
sanırım.
Rojda Hanım, sizin için 'Yerli Tomb Raider', 'Dişi Bond'
gibi yakıştırmalar oldu...
R.D.: Bu yakıştırmalar çok
normal, beni rahatsız etmiyor. Aksiyon filmi bizim önderliğimizde
başladı, bizden sonra da devamı gelsin istiyorum. Aksiyonun gerçek
karşılığını verecek bu film. Seyirci "Vay be, biz de aksiyon
yaptık!" diyecek.
VATAN AŞKIMIZ UYUŞUYOR
Kendinizi, canlandırdığınız karakterlere yakın buldunuz
mu?
R.D.: 'Meltem'; çok güçlü, ne istediğini bilen, kafasına koyduğunu
yapan bir karakter. Bu konuda bana benziyor. Ben de aklımda
koyduğumu hayata geçirmek için her şeyi yapabilirim.
G.M.: 'Yüzbaşı Mete'de de, bende de acayip bir vatan sevgisi var.
Vatanı için canını verecek tipte insanlarız. Bugün çağırsalar, yine
askere giderim. Vatan aşkımız çok uyuşuyor.
İlker GEZİCİ