Yetersiz beslenme kronik hastalık riskini artırır

Sağlıklı beslenmenin, bir gün değil yaşam boyu sürdürülmesi gerekir.

Yetersiz beslenme kronik hastalık riskini artırır

Akşam Gazetesi'nden Nil Şahin Gürhan'ın yazısı...

Sağlıklı beslenmenin hayatımızdaki önemi gün geçerek daha iyi anlaşılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün ve birçok profesyonel kuruluşun yaptığı çalışmalar ve bu çalışmaların sonucunda yaptıkları açıklamalar da, sağlıklı beslenmenin yaşam süresini uzattığını ve yaşam kalitesini artırdığını gösteriyor. 

ŞEKER, KALP VE TANSİYONA DİKKAT

Sağlıklı beslenmenin, bir gün değil yaşam boyu sürdürülmesi gerekir. Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmek anlamına gelir. Yeterli beslenme, bireyin besinsel ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda besin tüketmesi iken, dengeli beslenme besin tüketiminde çeşitlilik sağlaması anlamına gelir. Yetersiz ve dengesiz bir beslenme tarzı, vitamin ve mineral yetersizliklerine bağlı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabileceği gibi şeker, kalp ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklara da yakalanma riskini artırır. Dört ana besin grubunun her öğünde tüketilmesi, sağlıklı beslenmenin en temel formülüdür. Ana besin grupları; süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, ekmek, pirinç, makarna gibi tahıl ürünleri, sebze ve meyveleri kapsar. Bunların dışında yer alan yağ ve şekerlerin ise sağlıklı beslenmedeki yeri biraz daha farklıdır. Yağlar, vücudun düzgün çalışabilmesi için gerekli olduğundan ötürü uygun miktarlarda, vücuda besinler aracılığı ile alınmalıdır. Fakat beyaz şeker, besin kalitesi yok denecek kadar az olan boş enerji kaynağıdır. Bu nedenle beslenmemizde önemli bir yeri yoktur. 

İşte sağlıklı beslenmenin bileşenleri: 

Az ve sık beslenin. Böylece hem metabolizmanız yavaşlamaz hem de kan şekeriniz dengede kalır. Suya önem verin. Su yaşamın başlangıcıdır ve yaşamın devam ettirilmesi için kesinlikle gereklidir. Günde 8–15 su bardağı su içmeye özen gösterin. Yağlı etler yemeyin.Etlerin görünür yağları doymuş yağ ve kolesterolden zengin olduğundan ötürü kalp sağlığını tehdit eder. Bu nedenle etleri tüketmeden önce bütün görünür yağlarından ayrılmış olmasına dikkat edin. Haftada 2 gün kırmızı et tüketin. Son zamanlarda kamuoyunda kırmızı ete karşı bir düşmanlık oluşmuş olsa da, kırmızı et demir mineralinin en iyi kaynağıdır. Bu nedenle haftada en az 1–2 kez kırmızı et tüketmeye özen gösterin. 

Haftada 2–3 kez balık tüketin. Balık içerdiği omega-3 yağları ile hem kalp sağlığını hem de bilişsel işlevi korur. Kişinin günlük omega-3 ihtiyacını karşılayabilmesi için haftada 2-3 kez balık tüketmesi gerekir. Günde 2–3 bardak süt – yoğurt veya kefir için. Süt grubu yiyecekler besinsel kaynaklar içerisinde en iyi kalsiyum kaynağıdır. Kemiklerimizin sağlamlığının bir garantisi olan bu besin grubuna gereken önemi vermelisiniz. 

RAFİNE OLMAYAN TAHIL TÜKETİN

Tahıllar beslenmemizin temelidir. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu enerjinin karşılanmasında tahıllar önemli yer tutar. Sağlıklı bir şekilde yaşamı idame ettirebilmek için rafine olmayan tam tahıllar tüketin. Tam tahıl ürünleri içerdikleri posa nedeniyle en sağlıklı tahıl grubunu oluşturur. Beyaz ekmek yerine tam tahıl ekmeklerini, beyaz pirinç yerine kahverengi pirinci tercih etmeniz yaşam kalitenizi yükseltmekle kalmaz, kilo kontrolünde de başarılı olmanızı sağlar. Haftada 1- 2  -3 defa kuru baklagil tüketin. Günde 5–9 porsiyon taze-sebze ve meyve tüketin. Her ana öğünde sebze yemeklerine ve salatalara yer vererek ve ara öğünlerde meyveleri daha sık tercih ederek beslenmemizde bu dengeyi rahatlıkla sağlayabiliriz.

Nil Şahin GÜRHAN / Akşam Gazetesi