Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Göksel Arsoy'un Muhammed Ali'yle anısı
Yeşilçam'ın efsane oyuncusu Göksel Arsoy sonsuzluğa uğurlanacak olan Muhammed Ali'yle ilgili bir anısını ilk kez paylaştı.
Sözcü'den Yüksel Şengül'ün haberine göre Muhammed
Ali, ABD dışındaki ilk kez Londra’da Henry Cooper’in rakibi oldu.
Maç öncesi İngiliz Kraliçesi Elizabeth, Cooper ile görüşmüş
Muhammed Ali’yle görüşme yapmamıştı. Maçtan önce Ali, Kraliçeye
inat ‘Boksörlerin kralı olacağım' diyerek nazire
yapmıştı… İşte 1963’teki o maçta Göksel Arsoy da Ali’nin
yanındaydı. Arsoy, Ali’yle karşılaşmasını ve onun davetlisi olarak
izlediği o maçı ilk defa anlattı.
"Yeşilçam ve Hava Kuvvetleri’ne yapımcılığını ve başrolünü üstlendiğim ilk havacılık filmim Şafak Bekçileri’nin çok büyük iş yapması beni yeni bir arayışa itti. Romantik aşk filmlerinden aksiyon filmlerine dönüş yaptım. O sırada dünya sineması James Bond filmleri ile hasılat rekorları kırıyordu. Hemen kararımı verdim. İlk James Bond filmimi yapımcı ve başrol olarak ben yapacaktım. Büyük bir titizlikle hazırlıklara başladık. Filmin en güzel sahnelerini Londra’da çekmek üzere hareket ettik. Londra’da çekim hazırlıkları sırasında Bakırköy’den arkadaşım gazeteci Doğan Uluç ile buluştuk. Muhammed Ali (Clay) İngiliz ağır sıklet boks şampiyonu ile maç yapmak için Londra’daydı. Eğer seninle bir resmini çekebilirsek haber gazetemde birinci sayfadan girer, kırma beni dedi.
MAÇA LİMUZİNİYLE GİTTİM
Muhammed Ali’nin antrenman yaptığı salona gittik. Bütün kapılarda polisler. Birden aklıma geldi. 'Müslüman aktör Göksel Arsoy Müslüman boksör Muhammed Ali’ye şans dilemek için İstanbul’dan geldi' dedim ve polise rica ettik, içeri haber uçurdular.10 dakika sonra kapıda bir zenci “Mr. Arsoy” diye bağırmaya başladı. Hemen koştuk ve içeriye girdik. Antrenmanı yeni bitmişti. Ringde kendisini havlularla kuruluyorlardı. Bütün dünyadan gelen medya mensupları devamlı resim çekiyorlardı. Herkese laf yetiştirmeye başladı. Çok sempatikti. Sonra bizi içeri alan koruması kendisine hatırlatınca kıyamet koptu. 'Orta şarkın en büyük sinema yıldızı bana şans dilemeye İstanbul’dan geldi' diye bağırmaya başladı. Beni ringe çıkardılar, sarmaş dolaş olduk. Çok güzel bir adamdı. Resimler çekildi. Bana 'Maça geliyorsun değil mi?' diye sordu. 'Biletler bin paund, bilet bulamadım”dedim. “Seni Hilton’un önünde benim adamlarım alacak' dedi. O gün beni korumaları otelden aldılar. Kapıya gelen beyaz bir limuzin maçın yapılacağı salona götürdü beni.
HEYECANDAN TİTRİYORDUM
En önde Amerika’dan gelen kızlı erkekli arkadaşları arasında bana ayrılan koltukta oturdum. Arkadaşları bana çok büyük yakınlık gösterdi. 2 boksör ringe çıktığı zaman salon alkıştan inliyordu. Ben ise heyecandan titriyordum. Maç başladı. Muhammed Ali dans ediyor, 'Kelebek gibi uçuyor, arı gibi sokuyordu'… 5. raundda müthiş bir yumrukla İngilizi nakavt etti. Heyecandan koltuğun üzerine fırlamışım, bağırıyordum, kendimi kaybetmiştim. Unutamayacağım büyük bir hatıradır. Nur içinde yatsın. Dünyanın en büyük sporcularından birisiydi."
"Yeşilçam ve Hava Kuvvetleri’ne yapımcılığını ve başrolünü üstlendiğim ilk havacılık filmim Şafak Bekçileri’nin çok büyük iş yapması beni yeni bir arayışa itti. Romantik aşk filmlerinden aksiyon filmlerine dönüş yaptım. O sırada dünya sineması James Bond filmleri ile hasılat rekorları kırıyordu. Hemen kararımı verdim. İlk James Bond filmimi yapımcı ve başrol olarak ben yapacaktım. Büyük bir titizlikle hazırlıklara başladık. Filmin en güzel sahnelerini Londra’da çekmek üzere hareket ettik. Londra’da çekim hazırlıkları sırasında Bakırköy’den arkadaşım gazeteci Doğan Uluç ile buluştuk. Muhammed Ali (Clay) İngiliz ağır sıklet boks şampiyonu ile maç yapmak için Londra’daydı. Eğer seninle bir resmini çekebilirsek haber gazetemde birinci sayfadan girer, kırma beni dedi.
MAÇA LİMUZİNİYLE GİTTİM
Muhammed Ali’nin antrenman yaptığı salona gittik. Bütün kapılarda polisler. Birden aklıma geldi. 'Müslüman aktör Göksel Arsoy Müslüman boksör Muhammed Ali’ye şans dilemek için İstanbul’dan geldi' dedim ve polise rica ettik, içeri haber uçurdular.10 dakika sonra kapıda bir zenci “Mr. Arsoy” diye bağırmaya başladı. Hemen koştuk ve içeriye girdik. Antrenmanı yeni bitmişti. Ringde kendisini havlularla kuruluyorlardı. Bütün dünyadan gelen medya mensupları devamlı resim çekiyorlardı. Herkese laf yetiştirmeye başladı. Çok sempatikti. Sonra bizi içeri alan koruması kendisine hatırlatınca kıyamet koptu. 'Orta şarkın en büyük sinema yıldızı bana şans dilemeye İstanbul’dan geldi' diye bağırmaya başladı. Beni ringe çıkardılar, sarmaş dolaş olduk. Çok güzel bir adamdı. Resimler çekildi. Bana 'Maça geliyorsun değil mi?' diye sordu. 'Biletler bin paund, bilet bulamadım”dedim. “Seni Hilton’un önünde benim adamlarım alacak' dedi. O gün beni korumaları otelden aldılar. Kapıya gelen beyaz bir limuzin maçın yapılacağı salona götürdü beni.
HEYECANDAN TİTRİYORDUM
En önde Amerika’dan gelen kızlı erkekli arkadaşları arasında bana ayrılan koltukta oturdum. Arkadaşları bana çok büyük yakınlık gösterdi. 2 boksör ringe çıktığı zaman salon alkıştan inliyordu. Ben ise heyecandan titriyordum. Maç başladı. Muhammed Ali dans ediyor, 'Kelebek gibi uçuyor, arı gibi sokuyordu'… 5. raundda müthiş bir yumrukla İngilizi nakavt etti. Heyecandan koltuğun üzerine fırlamışım, bağırıyordum, kendimi kaybetmiştim. Unutamayacağım büyük bir hatıradır. Nur içinde yatsın. Dünyanın en büyük sporcularından birisiydi."