Leyla Tanlar: "Sağlıklı beslenmeye takıntılıyım"

Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

Yoğun bir temponun içindesiniz. Bir yandan dizi çekimleri devam ediyor, bir yandan okul...

Artık oturttum o düzeni, ikisini dengede tutabiliyorum. Zaten ders konusunda hiçbir sıkıntım olmadı. Hep dereceye girmek için çalıştım. Çok mükemmeliyetçi ve hırslı bir insanım. Bu, bütün hayatıma yansıyor. Sağlıklı beslenme mesela, en büyük takıntım.

Onu duydum. Sete, hatta restorana giderken bile yanınızda yemek götürüyormuşsunuz.

Beş senedir böyle... Evde yapıyorum, sete giderken yanımda götürüyorum. Dışarıda yemem gerektiğinde de her şeyi seçebildiğim organik yerleri tercih ediyorum.

Bu beslenme düzenine nasıl geçtiniz? Ne yiyip, ne içiyorsunuz?

Ailem de spor delisi ama onlar bu kadar katı beslenmiyor. Şeker, yağ, beyaz un yok hayatımda. Makarna yemiyorum. Kinoa ve Hindistan cevizi unundan pastalar yapıyorum. Nohut unundan ekmek yapıyorum.

Özlediğiniz tatlar yok mu?

Kokluyorum, arkadaşlar yemeden önce koklatıyor (gülüyor). Bana garip gelmiyor ama sosyal hayatı çok etkiliyor. Vücuduma giren her şeyin önemli olması gerektiğini düşünüyorum. ‘Bir gün tutamazsın kendini’ diyorlar ama tutamadığım şey de sağlıklı olur muhtemelen.

‘Cansu’nun psikopat halini oynamak daha eğlenceli’

‘Paramparça’ size neler kattı?

Çok şey öğrendim. Diziyle birlikte hayatım yoğunlaştı. Bayağıdır kendimi sırf bir öğrenci olarak düşünemiyorum. Her şeyden önce unvan verdi bana.

Cansu’ya benzeyen yanlarınız var mı?

İlk bölümlerdeki Cansu ile şimdiki arasında çok fark var. Ne baştaki saf kız olabilirdim, ne de şimdiki psikopat ve takıntılı kız... Yemek konusu dışında tabii (gülüyor). İlk seneki hırslı Hazal’a daha çok benziyor olabilirim ama şu anki evli ve anne olmak isteyen Cansu hiç değilim.

En zorlandığınız sahne hangisiydi?

İlk bölümlerde, Cansu’nun her şeyi kabullendiği, saf hallerini oynarken çok zorlanmıştım. Şimdi psikopat hallerini oynamak eğlenceli geliyor.

‘İlişki konusunu zamana bıraktım"

Erken yaşta evlilik sizin planlarınız arasında var mı?

Her ne kadar bütün hayatım sistematik olsa da, o konuyu zamana bırakıyorum. Evlilikten bahsetmiyorum ama bu ilişki için böyle. Şu an iş, okul ve spor benim için her şey. aşk yok.

İkinci proje önemli derler. Bundan sonrası için endişeleriniz var mı?

Var tabii... Ama neyse ki Gaye Hanım (Sökmen) yanımda.

Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü’nde okuyorsunuz. Neden oyunculuk yerine başka bir bölüm tercih ettiniz?

Lisede oyunculuk eğitimi aldım, sonra ‘Paramparça’ girdi hayatıma. Hiçbir zaman oyunculuğu bırakmayacağım ama elimde bir mesleğim olsun istedim.